Arkadaşımın sayesinde katıldığım UİD-DER 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü etkinliğinden çok memnun kaldım. Oradaki arkadaşların bize çok sıcak davrandığını gördüm ve sanki insanın kendini evinde, kardeşleriyle birlikte oturup bir şeyler paylaştığını hissettim.
Arkadaşımla çalıştığım fabrikada tanıştık. Bana dernekten bahsetti. Daha önce hiç gitmediğim için pek anlamamıştım. Sabah erken kalktı ve bizi almaya geldi. Evinde misafir etti. Çok duygulandım. O kadar alışmışız ki insanın insanı ezmesine, sömürülmeye, boyun bükmeye… O an bambaşka bir dünyadaydık sanki. O kızın gözleri parlıyordu.
8 Mart Emekçi Kadınlar Günü konusuna gelince; açıkçası bununla ilgili pek bilgim yoktu. Neden, niçin sorusu çocukluktan beri hep aklımdaydı. Eğer biz çalışanlar birlik olmaz, boyun bükersek, hep de soru olarak aklımızda kalacak bence. Yıllar önce 16 saatlik çalışmayı 8 saate indirmeyi mücadele ve birlik içinde kazanan biz kadınlar, üreten, çalışan, doğuran biz kadınlar, hakarete uğrayan, tacize, tecavüze uğrayan yine biz kadınlar. Böyle olmaması için el ele verip birlik olalım. Çalışan kadın arkadaşlarımızı bilgilendirelim. Biz işçiyiz, patron çocuğu değil! Onlar bize hakaret edip bağıramazlar. Onlar bizim emeğimize, becerimize muhtaç.
Katıldığım bu etkinliğe eşim ve arkadaşımla katılmıştım. Ortamda benliğimi buldum. Çocukluktan bu yana “sen sus, büyükler konuşsun, saygılı ol” dendi. Ama saygı görmüyorsan kime saygılı olacaksın. Susmak zayıflıktır, çaresizliktir. Çaresiz değiliz aslında. Adresimiz belli: UİD-DER.