
“Çok Ses, Tek Yürek” şiarıyla 13 Martta Ankara’da buluşan on binlerce sağlık emekçisi, AKP hükümetinin “Sağlıkta Dönüşüm” adı altında gerçekleştirdiği saldırılara karşı seslerini yükselttiler. Türk Tabipler Birliği (TTB) öncülüğünde gerçekleşen mitinge Türkiye’nin dört bir yanından TTB’ye bağlı hekimler, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’na (SES) bağlı sağlık çalışanları, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası’na (Dev Sağlık-İş) bağlı taşeron işçileri, Türk Diş Hekimleri Birliği, Türk Eczacılar Birliği, çeşitli meslek odaları, meslek gruplarının bağlı olduğu dernekler, Sağlık Bilimleri Fakültesi öğrencileri ve Tıp Fakültesi öğrencileri katıldı. Eyleme, çeşitli demokratik kitle örgütleri ve sosyalist parti ve çevreler de destek verdi.
Saat 11’de Ankara Garı önünden başlayan yürüyüş, mitingin yapılacağı Sıhhıye Meydanı’na dek sürdü. Yürüyüş boyunca sık sık, “Kadrolu İş, Güvenceli Gelecek”, “Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir”, “Sağlıkta Dönüşüm Yalanına Hayır”, “Sağlık Haktır, Satılamaz”, “Köle Değil Sağlıkçıyız”, “Savaşa Değil Sağlığa Bütçe”, “Performans Sağlığa Zararlıdır” sloganları atıldı.
TTB adına konuşma yapan Eriş Bilaloğlu şunları söyledi: “Evet biz sağlıkçıyız ama sağlığımız iyi değil. Sağlık alanının sorunlarını sıklıkla çalışan olarak ama hasta ya da hasta yakını olarak da yaşıyoruz. Sağlık hizmeti alanlar olarak bugün ne yaşadığınızı biliyoruz. Bize güvenin. İsteklerimiz ortak, aynı yerdeyiz. Birbirimize ihtiyacımız var. Herkese sağlık, güvenli gelecek istiyoruz.”
SES Genel Başkanı Bedriye Yorgun ise, “Sağlıkta özelleştirmeye izin vermeyeceğiz. Özelleştirmeye, sağlık hakkının gaspına, sağlık kuruluşlarının işgaline, performans sistemine ve döner sermaye çarkına karşı isyandayız. Eşit, parasız ve ulaşılabilir sağlık hizmeti için direniş ruhunu sonuna kadar sürdüreceğiz” diyerek mücadelenin devam edeceğini vurguladı.
UİD-DER’li işçiler olarak bizler de mitinge katılarak İşçi Dayanışması bültenimizi dağıttık. Sağlık çalışanlarına ve öğrencilere derneğimizi ve bültenimizi anlatma fırsatı bulduk. Şırnak’tan gelen bir doktor, anadilde sağlık hakkı talebinin yükseltilmesi gerektiği vurgusunu yaparken, performansa dayalı sağlık sisteminin çok can yakacağını söyledi: “Taşeronlaşma doğu illerinde buraya oranla çok daha yaygın. Orada asıl iş çok uzun zamandır taşerona verilmiş durumda. Temizlik işçisinden tutun da hemşiresine, hekimine kadar herkes taşeron işçisi. Öncelikli taleplerimizden biri de taşerona karşı olmaktır.” Bundan sonraki sürecin iş bırakma olarak örgütlenmesi gerektiğini söyleyen bu doktor, daha önce kendi hastanelerinde iş bırakma eylemi yaptıklarını ve yüzde 80 oranında başarılı olduklarını dile getirdi.
SES üyesi bir radyoloji teknisyeni, aldıkları radyasyon yüzünden her an kanser riskiyle yüz yüze olduklarını belirtti ve şunları söyledi: “Herkese eşit, kaliteli hizmet verilmesi gerekiyor. Sadece o hizmeti alan değil, hizmeti verenin de kaliteli bir ortamda çalışması gerekiyor. Temizlik işçisinden tutun da doktoruna kadar herkesin özlük haklarının tanınması gerekiyor.”
Manisa’dan gelen SES üyesi bir hemşire ise, yaptıkları işin bir ekip işi olduğunu, yardımcı işlerden tutun da hekimin yaptığı işlere kadar her şeyin kopmaz bir bağ içinde gerçekleştiğini dile getirdi: “Bizlerin sağlık çalışanları olarak yaptığımız işler çok yorucu ve dikkat gerektiren işler. Bütün sağlık çalışanlarının yaptıkları birbirinin devamı niteliğinde ve birinin işinin eksik kalması o işin eksik kaldığı anlamına geliyor. Ne yazık ki birçok hekim bunu görmek istemiyor ve kendilerini başka bir yerde tutuyorlar. Ama bu iş onların sandığı gibi değil. Sağlık çalışanları birlikte olurlarsa kurtuluşun yolunu bulabilirler.”
Miting, Ezginin Günlüğü müzik grubunun seslendirdiği şarkıların ardından son buldu.