
Dünya sallanıyor. Tunus, Cezayir, Mısır, Yemen, Libya ve daha birçok ülkede, “yeter artık” diyen emekçiler ayaklanıyor, işçi sınıfının sesi yükseliyor. Neden Türkiye’de de isyan bayrağı çekilmesin? Gün geçtikçe sömürü artıyor, yeni sömürü yasaları çıkarılıyor, yaşam koşulları zorlaşıyor, ekmek alamaz duruma getiriliyoruz, köleleştiriliyoruz. Susmak nereye kadar?
Biz işçi sınıfını muhtaç duruma getirenleri yine biz işçi sınıfı olarak yükseltip büyütüyoruz. Bizler olmasak acaba bir Sabancı, bir Koç mu çalışıp sermayesini yükseltecek. O kadar zengin var, hiç düşündünüz mü bu sermayenin kaynağı nereden geliyor? Allah vergisi mi? Elbette değil. Dünyadaki hangi zengin olursa olsun hiçbir zaman kendisi çalışıp kazanmamıştır. Sermayelerini hep bizleri sömürerek kazanmışlardır. Şu an Türkiye’nin durumuna bakarsak, biz işçilerin bir bir hakları gasp edilirken susmamamız gerekir, örgütlenip birlik olup haklarımızı geri almalıyız. Biz işçilerden başkası bu hakları geri alamaz, hiçbir patron partisi, lideri de bize haklarımızı vermez, çünkü hepsi sermayenin hizmetçisidir. İşçi kardeşlerim devletten ve sermaye partilerinden hiçbir şey beklemeyin.
Bu sistemde mülkün yoksa adaletten yararlanamazsın. Gerçekten de bakıyorum şöyle bir çevreme, paran yoksa ne eğitim ne sağlıktan yararlanabilirsin, ölüden farkın kalmıyor. Neden biz işçiler birbirimize sahip çıkmıyoruz? Böyle bir sistem olamaz, artık birlik olma vakti, gözümüzü açma, sorgulama, haklarımızı arama zamanıdır, isyan bayrağını dalgalandırma, mücadele etme zamanıdır. Yeni bir Türkiye yeni bir dünya kurmak için haydi meydanlara, haydi mücadeleye diyorum.