
İzmir Konak Belediyesi’nde “Taşerona Hayır, İş Güvencesi İstiyoruz” pankartı açarak 25 Şubattan beri direnişte olan işçilere polis azgınca saldırdı. Daha önce de işçilere vahşice saldıran polis, işçilerin büyük bir kısmını yaralamıştı.
Sendikal hakları ve iş güvencesi için direnişte olan Konak Belediyesi’ndeki taşeron işçiler, 17 Martta Basmane Meydanı’ndan eski Sümerbank önüne kadar süren bir yürüyüş düzenlediler. Eylemden sonra direniş alanına dönen işçiler, direniş alanının belediye tarafından çöp araçlarıyla işgal edildiğini gördüler. Bu duruma tepki gösteren işçiler oturma eylemi yaptılar. Polis işçileri çembere aldı ve sloganları coplarla engellemeye çalıştı. Daha sonra da işçileri darp ederek gözaltına aldı.
CHP’li Buca Belediyesi geçtiğimiz ay “emek şenliği” düzenlemiş ve taşeron işçileri sendikalı ve kadrolu olarak çalıştıracağını taahhüt etmişti. CHP, Gebze’de de, 19 Martta, “taşeron köleliğini bitirmek için bir ıslık da sen çal” sloganı ile miting düzenleyeceğini duyurmuştu. Ama aynı CHP, “Taşerona Hayır, İş Güvencesi İstiyoruz” diyerek mücadele eden Konak Belediyesi işçilerini polisin vahşetiyle karşı karşıya bırakıyor. Kent A.Ş. ve Akdeniz Çivi işçilerinin başına gelenler hâlâ hafızalardadır. Konak Belediyesi işçilerine saldırının gerçekleştiği saatlerde CHP seçim otobüsünün Gebze’de direnişte olan Bericap işçilerini ziyaret etmesi ve CHP’lilerin “direnişinizin yanındayız, sizi destekliyoruz” demeleri, işçileri mitinge çağırmaları, bu partinin ikiyüzlülükte sınır tanımadığını gözler önüne seriyor. İşçi sınıfı ikiyüzlü düzen partilerine değil, kendi gücüne ve örgütlülüğüne güvenmelidir.