Buradasınız
UİD-DER Yürüyor, Mücadele Büyüyor.
Aydınlı’dan bir tekstil işçisi
İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı bütün güzellikleri ile geride bıraktık. Ben de UİD-DER’in kortejinde ikinci kez 1 Mayıs’ın heyecanını yaşadım. Ama bu sene çok farklıydı. Çünkü geçen sene içimde az da olsa bir korku vardı. Ama gidip 1 Mayıs alanını gördüğümde, bu korku yerini heyecan ve coşkuya bırakmıştı. Bu yüzden 2012 1 Mayıs’ını iple çekiyordum. O coşkuyu işyerimdeki, mahallemdeki, tanıdığım, tanımadığım herkesin yaşamasını ve gücümüze güç katmasını istiyordum. UİD-DER’in “Ücretler Yükseltilsin, İş Saatleri Kısaltılsın” kampanyası ile ulaşabildiğim herkesi 1 Mayıs’ta alana davet ettim.
Çalışmalarımız meyvesini vermiş ve UİD-DER’in korteji geçen seneye oranla daha kitlesel, ama geçen seneki gibi coşkulu ve örgütlü haykırıyordu: “Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!” Taksim Meydanı’na giden yolda karşılaştığımız insanlar UİD-DER’in kortejine dönüp bakmadan geçemiyorlardı. Ben kortejin arka sıralarında bulunuyordum. Bir ara kortejin uzunluğuna bakmak için kortejden biraz uzaklaşıp bakmak istedim. Ama kortejin başını göremiyordum. Bu beni çok gururlandırdı. Çünkü 1 Mayıs’a katılmak ne kadar güzelse, 1 Mayıs’a UİD-DER’in örgütlülüğü ve disiplini ile katılmak bir o kadar daha güzel. Kortejimizin yanındaki ses aracımızda çalınan UİD-DER’in marşları bizi coşturdukça coşturuyordu. Kapitalist sistemin kölece koşularına olan öfkemiz kendini sloganlarla dışa vuruyordu; “Daha Kısa İşgünü, Daha Yüksek Ücret!” Alanda işçi sınıfının örgütlülüğüne yakışır bir disiplinle yerimizi aldık. İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen bir işçi arkadaşım ile sohbet ediyordum. Bana söyledikleri aynen şöyleydi: “Böyle olduğunu bilseydim, yürümeye başladığım ilk günden beri 1 Mayıs’a katılırdım. Ama bilmiyordum. Bana bu günü gösterdiği için öncelikle UİD-DER’e teşekkür etmeliyim.”
Alandan çıkıp dönüş yoluna girdiğimizde diğer kortejler gibi dağılmadık. Aksine kol kola girerek marşlar ve sloganlarla yürümeye başladık. Çevredeki insanlar kızıl bir gelincik tarlası gibi görünen UİD-DER kortejine alkışları ile destek oluyor, resim ve video çekiyorlardı. Apartmanların üst katlarından insanlar balkonlara, camlara çıkıp bizi alkışlıyorlardı. Biz de o insanları görünce daha coşkulu haykırıyorduk: “UİD-DER Yürüyor, Mücadele Büyüyor!” Şişli sokakları sloganlarımızla inliyor, kortejimizin disiplini herkesin dikkatini bize doğru çeviriyordu. Geçen seneye oranla daha da kalabalık olmamız işçilerin de dikkatini çekmişti. Yaşlı bir amcamız yanıma gelerek, “siz bu sene daha da kalabalıklaşmışsınız” dedi ve ekledi “aferin, size aferin.” Yürüyüşümüz araçların bulunduğu yere kadar devam etti. Araçlara binmek üzere iken dönüp baktım ve “Bekle bizi Taksim, seneye daha coşkulu ve daha kitlesel geleceğiz. Bekle bizi” dedim. Seneye daha kitlesel katılmak için hazırlıklarımıza başlamak üzere yola çıktık.
Şimdiden tüm işçi ve emekçileri örgütlü mücadeleyi yükseltmeye ve 2013 1 Mayıs’ında UİD-DER’le alanlara davet ediyorum.
Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Sosyalizm!
Dayanışma
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...