Buradasınız
UİD-DER’le İlk 1 Mayıs
Ankara’dan bir işçi-öğrenci
Bu yıl ben ilk kez 1 Mayıs’a katıldım. Ne mutlu ki bu ilk 1 Mayıs bayramımı UİD-DER’le birlikte yaşadım. Hayatımın en heyecanlı günüydü. Aslında UİD-DER’le tanıştığım günden beri bu heyecanı yaşıyorum. İtiraf etmeliyim ki 1 Mayıs’a gitmeden önce içimde biraz korku da vardı. Ta ki 1 Mayıs alanına gidene kadar. Çünkü alanda korkunun yerini bambaşka güzel duygular aldı. Gerçekten yaşadığım duyguları kelimelere dökemiyorum. Mesela UİD-DER’in diğer temsilciliklerinden arkadaşlar geldiğinde yaşadığım coşkuyu hiç unutmayacağım. Her birisiyle teker teker selamlaşmak ve onlara sarılmak istedim. Daha sonra arkadaşlarla sohbet edince herkeste aynı samimiyeti aynı sıcaklığı gördüm. Gerçekten de birisinin UİD-DER’li olduğunu anlamak için birazcık sohbet etmeniz bile yetiyor. UİD-DER’in düzenli korteji beni çok etkiledi. Ama beni bundan daha çok etkileyen şey çevremizdeki insanların kortejimizi ilgiyle seyretmeleriydi. Bu beni çok mutlu etmişti.
UİD-DER’le tanıştığımda pek çok konuda düşüncelerim değişti. Bunlardan birisi de kadınlara olan bakışımdı. Daha önce kadınları sadece yemek yapan, temizlik yapan insanlar olarak görürdüm. Şimdi ise mücadelenin en ön saflarında emekçi kadınların olduğunu biliyorum. Bunu UİD-DER’in kortejini görünce çok daha iyi anladım. UİD-DER’le tanışan pek çok kişi “keşke daha önce tanışsaydım” diye düşünmüştür. Ben de öyle düşünüyordum. Ama bugün farklı düşünüyorum. İyi ki daha geç tanışmamışım diye düşünüyorum. Artık hayatımın UİD-DER’le birlikte vereceğim mücadeleyle devam edeceğine inanıyorum. 1 Mayıs dönüşünde bir arkadaşımla sohbet ederken keşke 1 Mayıs hiç bitmese dedim. O da bana aslında 1 Mayıs’ın hiç bitmediğini, hayatımızın her anında mücadelemizi büyütmek için yollar aramamız gerektiğini anlattı. Zaten önemli olan bugün yaşadığımız coşkuyu bundan sonra tüm hayatımıza yayıp, başkalarıyla paylaşmak için çalışmaktır. Mektubumu beni en çok etkileyen iki sloganımızla bitirmek istiyorum.
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!
UİD-DER YÜRÜYOR, MÜCADELE BÜYÜYOR!
Bellum Omnium…
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...