Buradasınız
2013 Bütçesi Kime Gidecek, İşçiye Ne Düşecek?

2013’e girerken, işçi ve emekçiler umutla hayatlarında iyiye doğru bir değişim olsun istiyorlar.
Geçim derdi işçilerin belini büküyor. En temel ihtiyaçlarını karşılayamayan, işsiz kalmaktan, ev kirasını, kredi kartı borcunu ödeyememekten korkan, yaşam koşullarının zorluğundan bıkan işçiler, sıkıntılarından kurtulmayı ümit ediyorlar.
Kimisi piyango oyunlarına umut bağlıyor, kimisi fazla mesailerle gelirini arttırmaya çalışıyor, kimisi yeni yılda asgari ücrete iyi bir zam yapılmasını hayal ediyor.
İşçi ve emekçiler kemer sıkmaktan yoruldu!
Peki, geniş kesimler bu derin sefaletten kurtulmayı ümit ederken, patronlar cephesinde neler oluyor?
Onlar hallerinden fazlasıyla memnunlar. İşçilerin sömürülmesiyle dünyanın 17. büyük ekonomisi olmanın tadını çıkarıyorlar.
Patronların gayretkeş temsilcileri Meclis’te harıl harıl çalışıyorlar. AKP hükümeti, bir yandan Türkiye’nin 2013 yılı bütçesini, öte yandan asgari ücrete kaç simitlik zam yapacağını ve vergileri nasıl arttıracağını planlıyor.
Bütçe oluşturulurken, toplumun hangi kesiminden ne kadar alınacağı ve hangi kesimine ne kadar pay verileceği, o bütçenin kimin için yapıldığını ortaya koyar.
Açıktır ki devlet, işçinin iliğini kemiğini kuruturken patronları ihya ediyor. 2013 yılı bütçesi de tıpkı ondan öncekiler gibi sermayenin çıkarları için planlanmış bir bütçedir.
2013 bütçesi, patronların işçi haklarına nasıl da saldırdığını gözler önüne seriyor.
Milyonlarca işçi ve emekçinin ümitleri, talepleri bu yıl da yok sayılıyor. Peki, 2013 bütçesinde milyonlarca işçi ve emekçi için ne var?
Artan vergiler var, kamu harcamalarında, sosyal harcamalarda kesinti var. Krizin faturasını ödemek var. Savaş bütçesinin yükü var.
AKP hükümeti, 370 milyar lira olan 2013 bütçesinin tam 318 milyar lirasını vergilerden elde etmeyi hedefliyor. Bunun en büyük kısmını dolaylı ve dolaysız olarak işçi ve emekçilerden toplanan vergiler oluşturuyor. Üstelik bu sene devlet, vergi gelirlerini %14 oranında arttırmayı planlıyor.
Gelir vergisi, KDV, ÖTV ve adını bilmediğimiz pek çok vergi ile işçi sınıfının iliğini kurutan devlet, yeni vergi zamlarıyla belimizi bükecek!
Sıra işçi ve emekçi kesimlere pay ayırmaya geldiğinde ise işler tersine dönüyor. Devlet işçiden kepçeyle aldığını kaşıkla bile geri vermiyor.
Eğitime, sağlığa, sosyal harcamalara pay sınırlı!
Asgari ücrete ve kamu çalışanlarına yapılan zam üç kuruşu geçmiyor!
Doğalgaza, elektriğe, suya, ulaşıma, gıdaya, yani her şeye zam yağıyor. Enflasyon artıyor.
İşçilerin alım gücü sürekli düşüyor.
Patronlar sınıfının has temsilcisi, işçi düşmanı Maliye Bakanı ise utanmadan şöyle diyor: “2013 yılında çalışanları, emeklileri, asgari ücretlileri enflasyona ezdirmeyeceğiz. İmkânlarımızı milletimizin hizmetine harcamaya devam edeceğiz. 2013’te durumumuz iyi yani.”
“Dengeleri bozmayalım” diyerek kamu çalışanlarına %4 zammı reva gören,
Milletvekillerinin çok mağdur olduklarını ileri sürerek maaşlarına zam yapan,
Son on yılda Türkiye’nin dolar milyarderlerinin sayısını 40’a çıkarırken, günde bir doların altında bir gelirle geçinmek zorunda olanların sayısını neredeyse ikiye katlayan hükümetin mali işlerine “Bakan”, açlık sınırı 1050 lira iken 739 liralık asgari ücrete %3 civarında zam yapmaya hazırlanan aynı Bakan değil mi?
Milyonlarca işçi asgari ücretle çalışıyor. Eğitim, sağlık ve sosyal yardımlara ayrılan pay ise düşüyor. Nüfus artışına rağmen, son yirmi yılda eğitim ve sağlık gibi sosyal harcamalara ayrılan pay, %20’den %16’ya indirilmiştir.
“Büyük ekonomi ve bölgesel güç” Türkiye, insani gelişmişlik sıralamasında 187 ülke arasında 92. sırada! Maliye Bakanı’nın denge anlayışına da bakın hele! Bu nasıl denge, bu nasıl zulüm?
İşlerine gelmeyen durumlarda kuyruğuna basılmış kedi gibi feryat eden para babaları, Meclis’in bütçe görüşmelerini işte bu nedenle büyük bir memnuniyetle izliyorlar. Onlar için “işler tıkırında!”
Devlet vergi toplarken elleri ceplerine gitmeyen patronlar, bütçenin aslan payını kapıyorlar.
Ballı teşvik paketleriyle, vergi indirimleriyle, yatırım destekleriyle kârları büyütülen patronların durumu iyi!
Yeni zamlarla ödüllendirilen milletvekillerinin ve devlet bürokratlarının durumu iyi!
Savaş tacirlerinin durumu iyi!
Devlet bir kilo domates için, ekmek için, doğalgaz için milyarder patronlardan da asgari ücretliden de aynı vergiyi alıyor.
Patronlar her türlü harcamayı gider olarak gösterip vergi indiriminden yararlanırken; işçinin ücreti daha eline geçmeden, önemli bir kısmı vergi olarak kesiliyor.
Sosyal güvenliğin kapsamı daraltılarak muayene, tedavi ve ilaçtan alınan katkı payları arttırılıyor.
Okullarda yoksul emekçi çocuklarından toplanan paralarla eğitim, hem paralı hale getiriliyor hem de kalitesi düşürülüyor.
Oysa silahlanmaya ve “güvenlik” güçlerine ayrılan pay tam 45 milyar lira!
70 milyar liralık örtülü ödeneği de eklediğimizde bu bütçenin silahlanma, savaş, baskı, gaz ve cop bütçesi olduğu ortadadır.
AKP hükümeti, 2013’te işçi sınıfına yönelik baskıyı, sömürüyü ve ezilen halklara dönük saldırgan tutumunu sertleştirecek.
Özetle, iş saatleri daha da uzayacak. İşten atma saldırıları hız kesmeden devam edecek. İşsizlik artacak. Esnek çalışma, taşeronlaştırma yaygınlaştırılacak. Kıdem tazminatının fona devredilmesi yeniden gündeme getirilecek. İş kazaları daha da artacak. Emeklilik yaşını yükseltme planları Meclis gündemine getirilecek.
Tüm bu saldırılar kapıdayken işçiler elini kolunu bağlayıp oturamaz!
İşçiler, kendi yarattıkları değerlerden daha fazla pay almak ve bu sömürü düzenine son vermek için mücadele etmek zorundalar.
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...