Buradasınız
5 Kardeş Neden Öldü?
Ankara’dan bir iş güvenliği uzmanı
Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız bedeniyle karşılaştı. Tüm toplum bu hazin olayla sarsıldı elbette. Anneyi suçlayanlar, ona tepki gösterenler de oldu. “Çocuklarını bırakıp nasıl gidebilir, üzerlerine kapıyı nasıl kilitleyebilir?” dediler. Oysa o minik çocuklar yoksulluk ve çaresizlik yüzünden öldü.
Bu acı olay nedeniyle iktidarı eleştirenlere, AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, “dönüyorsunuz, dolaşıyorsunuz her şeyi paraya bağlıyorsunuz. Bütün bu problemlerin olmasının sebebi, parasal sebepler mi?” sözleriyle çıkıştı. “Annenin hayat tarzı” diyerek, ailenin başka sorunları olduğunu söyleyerek aslında suçluyu anne olarak göstermeye çalıştı. Bakanlık tarafından aileye verildiği iddia edilen yardımları sıraladı. Küçücük çocukların ölmesi karşısında zerrece üzüntü hissetmediği, iktidara laf gelmesin kaygısıyla yaptığı vicdan yoksunu konuşmadan anlaşılıyordu.
Bu çocuklar tam da parasızlık yüzünden öldüler ve ne yazık ki ilk kez bu durumla karşılaşmıyoruz. Çocukları üşümesin diye ellerine saç kurutma makinesini verip intihar eden Emine Akçay, oğluna okul pantolonu alamadığı için intihar eden İsmail Devrim, eline iş-aş yazarak intihar eden emekçi, babaannesinin himayesindeyken açlıktan ve bakımsızlıktan dolayı yaşamını kaybeden minik çocuk… İktidar sözcüleri hepsi için çeşitli bahaneler uydurdu, suçu psikolojilerinin bozukluğuna, anne-babaların sorumsuzluğuna yıktı şimdiye kadar. Oysa bu kardeşlerimiz siyasi iktidarın işçileri daha da yoksullaştırma politikaları yüzünden yaşamdan koparıldı.
Yoksulluk ve çaresizliğin sebebi sömürü düzenidir, açgözlülüğü doruğa taşıyan sermaye sınıfıdır, siyasi iktidardır. Cumhuriyet tarihinin en büyük yoksullaşma dalgasını yaşıyoruz. AKP iktidarı döneminde yoksulluk çukuru özellikle son birkaç yılda genişleyerek işçi ve emekçilerin daha büyük bir kesimini içine almıştır. Asgari ücret açlık sınırının bile altındayken, düzenli bir işi bile olmayan gündelik işlerle yaşamını idame ettirmeye çalışan yüz binlerce yoksul insan var. Her şeyi paraya bağlıyorsunuz diyen siyasi iktidar sözcüleri ise para için her şeyi kendilerine mubah görüyorlar. Patronların, bakanların, milletvekillerinin, kodamanların cepleri, kasaları daha çok dolsun diye işçi ve emekçiler yoksulluk içinde yaşamaya hatta yoksulluk yüzünden ölmeye mahkûm ediliyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı verilerine göre Eylül 2024 itibariyle 3 milyon 688 bin 378 hane sosyal yardımlardan yararlanıyor. Siyasi iktidar bir yandan milyonlarca insanı yoksullaştırıp yardıma muhtaç hale getirirken diğer yandan sosyal yardım alan hane sayısının artmasını ve yaptığı üç kuruşluk yardımı övünülecek bir şey olarak sunuyor ve lütufmuş gibi propaganda ediyor.
Yolda insanları çevirip Türkiye’nin en büyük sorunu nedir diye sorsak çoğunlukla ekonomi ve yoksulluk cevaplarını alırız. Evet, yoksulluk büyük bir sorunumuz. Ancak yoksulluğumuz da sermaye ve iktidarın pervasızlığı da örgütsüzlüğümüzden kaynaklanıyor. İşçi sınıfı olarak birleşip mücadeleyi büyütmeliyiz ki çocuklarımızın canına kast eden bu yoksulluğa, sömürüye dur diyelim. Unutmayalım “kaldırmadıkça başlarımızı sefaletimiz bitmez!”
Esir Miyiz?
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Polonez Direnişçileri: 100 Gündür Buradayız Kazanmadan Gitmeyiz!
- 5 Kardeş Neden Öldü?
- Esir Miyiz?
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- “Şehrin En Güzel Yerindeki Mezar”
- Toplumu Zıvanadan Çıkarttılar
- Ne Kadar Örgütlüysek O Kadar Nefes Alırız
- Bursa’da Gelirde ve Vergide Adalet Eylemi
- Belediye İşçileri ve Sağlık Emekçileri Ücret Gasplarına Karşı Eylemler Yapıyor
- Sesimizi Duyurmak İçin Grevdeyiz
- Bunlar Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- Filistin Sendikalarından Eylem Çağrısı
- Taksim’de İsrail’in Saldırıları Protesto Edildi
- Direnişçi İşçilerle Omuz Omuza!
- İktidar ve Sermaye Sahipleri Doymak Bilmiyor
- Ankara Gar Katliamının 9. Yılında Barış Karanfilleri Anıldı
- 10 Ekim Katliamında Hayatını Kaybedenler Ankara’da Anıldı
- Sınıf Dayanışmasıyla Daha Güçlü Hissediyoruz
Son Eklenenler
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı.
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...