Buradasınız
Ağır ve Tehlikeli İşlerde Çalışan İşçilerin Hakları
Fazlaca insan gücü gerektiren ve tehlike derecesi yüksek olan işler İş Kanununda “Ağır ve Tehlikeli İşkolları” olarak tanımlanmıştır. Ağır ve tehlikeli işler, bu işlerde kimlerin çalıştırılabileceği ve bu tür işyerlerindeki farklı uygulamalar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının hazırladığı bir yönetmelikle belirlenmiştir. Bakanlık 7 Mart 2010’da yönetmelikte düzenlemelere gitmiş ve sendikaların itirazlarına rağmen 40’tan fazla işkolunu bu kapsamdan çıkarmıştır. Yönetmeliğe göre; petrol, su, maden, doğalgaz arama ve sondaj işleri, metalürji sanayi, taş ve toprak sanayi, metal ve metalden mamul eşya sanayi, ağaç ve bunlardan mamul eşya sanayi, yapı, kimya sanayi, iplik, dokuma ve giyim sanayi, kâğıt ve selüloz sanayi, tütün sanayi ile ilgili işler, nakliye benzeri işler, tarım ve hayvancılık işleri, ardiye ve antrepoculuk, haberleşme ile ilgili işler ağır ve tehlikeli işler olarak sayılmaktadır. Bunun dışında sünger avcılığı, radyoloji makinelerinde çalışma, hava alanlarında uçuşa hazırlık gibi işler, “Çeşitli İşler” başlığı altında yönetmelik kapsamındadır.
Gelişen teknoloji ve eğitimler sayesinde iş kazalarının ve ölümlerin azaldığını iddia eden patronlar sınıfı ve hükümet, daha önce 153 madde altında toplanan ağır ve tehlikeli işleri 110’a düşürmüştür. Oysa Türkiye iş kazalarında dünya ülkeleri arasında üçüncü sıradadır. Sadece geçtiğimiz ay 52 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiş, 400’e yakın işçi yaralanmıştır. Dünyada 40 bin çeşit meslek hastalığı olduğu bilinmesine rağmen, Türkiye’de bunlardan sadece 539’unun tespiti yapılmıştır.
Ağır ve tehlikeli işlerde, işçilerin maruz kaldığı riskler ve yıpranma durumları göz önüne alınarak farklı kurallar getirilmiştir. Bu kurallar son derece yetersiz olmalarına rağmen uygulanmamaktadır. Bu tür işlerde çalışan işçilerin, kazanılmış haklarına sahip çıkabilmeleri ve yaptıkları işin risklerinden korunabilmeleri için bilinçlenmeleri hayati önemdedir. Tüm işçiler işyerlerinin ağır ve tehlikeli işler kapsamında olup olmadığını araştırmalı ve buna göre haklarına sahip çıkmalıdırlar.
İş Kanunu ve bakanlığın hazırladığı yönetmelik kapsamındaki işyerlerinde çalışan işçiler, diğer işçilere göre kademeli olarak daha erken emekli olma, emeklilik prim gün sayısına yıpranma payının eklenmesi, daha yüksek miktardan sigorta primi ödenmesi gibi haklara sahiptir. Gemi inşa, madencilik ve radyasyon tehlikesinin olduğu işlerde, işçilerin günlük çalışma süresi 7 saat olarak sınırlandırılmıştır.
Yönetmeliğe göre 16 yaşını doldurmamış çocuk işçilerin ağır ve tehlikeli işlerde çalışması yasaktır. 16 yaşını doldurmuş fakat 18 yaşını bitirmemiş genç işçilerin ve kadınların çalıştırılamayacağı ağır ve tehlikeli işler de vardır. Örneğin kadınlar yer altında yapılan madencilik, kablo döşeme gibi işlerde ve su altında yapılan işlerde çalıştırılamazlar. Kadın ve genç işçilerin çalıştırılabileceği ağır ve tehlikeli işler, Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliğinde bir çizelgeyle belirlenmiştir.
Ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılacak işçiler işe girişlerinde, işin niteliğine ve şartlarına göre bedence bu işlere elverişli ve dayanıklı olduklarına dair fiziki muayeneden geçirilmek zorundadır. İş devam ettiği müddetçe kontroller, 18 yaşından küçükler için en az altı ayda bir, diğerleri için yılda bir kere tekrarlanmak zorundadır. Yönetmelikte belirtilen şartlara aykırı olarak, ağır ve tehlikeli işlerde kadın ve genç işçi çalıştırıldığı veya çalışan işçinin sağlık durumunun işe müsait olmadığı tespit edilirse, bu işçiler ağır ve tehlikeli işlerde çalışmaktan alıkonulur.
Kadınlar ay hali günlerinde ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamazlar. Bu günlerin sayısı 5 gün olarak hesap edilmiştir. Daha fazlası için hekim raporuna göre hareket edilir. Ay halinin başlangıcı işçinin ihbar tarihidir. İşveren örgütleri, bu maddenin kadın istihdamını düşürdüğünü ileri sürerek kaldırılmasını istiyor. Oysa bu hakkın uygulandığı işyeri sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
Ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılacak işçiler, işe alınmadan önce, mesleki eğitime tâbi tutulmak zorundadır. Yönetmelikte belirtilen şekilde eğitimden geçirilmeyen işçiler bu tip işlerde çalıştırılamazlar. Yönetmelik değişikliğinden sonra Türkiye’de ağır ve tehlikeli işlerin yapıldığı işyeri sayısı 550 binden 360 bine, 5 milyon 112 bin olan işçi sayısı ise 3 milyon 127 bine düşürüldü. Bu işçilerin 263 bini kadındır. İşçi sağlığı ve güvenliği konusunda hiçbir ilerleme kaydetmeden, bir yönetmelik değişikliği ile bir anda yaklaşık 2 milyon işçiyi ağır ve tehlikeli işler kapsamı dışına atan hükümet, patronlar sınıfının çıkarları karşısında işçilerin hayatına hiç önem vermediğini bir kez daha kanıtlamıştır. Ağır ve tehlikeli işlerde çalışan işçilerin büyük bir kısmı yasal haklarının dahi farkında değildir. Ancak bilmeliyiz ki, hem bu yasaların uygulanmasını hem de iş güvenliği önlemlerinin alınmasını sağlayacak olan işçilerin birliğidir.
ANI
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...