Buradasınız
Baret Bile Olmadığı İçin!
Kocaeli’den bir grup lojistik işçisi

İşyerinde yaşadığımız üzücü bir olayı sizinle paylaşmak istiyoruz. Birçok işçi gibi biz de vardiyalı çalışan işçileriz. Haliyle uykusuz kalıyoruz, sağlığımız bozuluyor, dengemiz şaşıyor ve dinlenemiyoruz. Patronlar bunları ne kadar önemsiyor dersiniz? “Bu da soru mu? Hem de hiç önemsemiyorlar!” dediğinizi duyar gibiyiz. Biz işçiler patronlar için adeta makinenin bir parçasıyız, servetlerine servet katan “konuşan makineleriz.” Evet, patronlar bizi yalnızca makine veya makinelerine uyumlu mekanik birer parça olarak görüyorlar. İşte bu yüzden de biz işçilerin çalışırken sağlığını ve canını korumak için alınacak önlemleri maliyet olarak görüyorlar. Çalıştığımız işyerinde tam da bu sebeplerden bir iş cinayeti yaşandı!
08.00-16.00 vardiyasında çalışıyorduk. Mesai saatinin bitimine doğru bir koşuşturmaca başladı. Çok geçmeden öğrendik ki forkliftçi arkadaşımız forkliftten düşmüş ve feci şekilde kafasını çarpmıştı. Ambulans geldiğinde, ne yazık ki arkadaşımızı beyin kanaması nedeniyle kaybettiğimizi öğrendik. Arkadaşımızı kaybetmek bizi derinden üzdü. Çocukları babasız, eşi yapayalnız kaldı… Sonrasında hepimiz bunun üzerine düşünmeye başladık. Arkadaşımız neden baret takmamıştı? Baret takmış olsaydı beyin kanaması geçirir miydi? Bizler iş güvenliği önlemlerinin barete, eldivene indirgenmesine kızarken o kadarının bile olmaması can aldı! İş güvenliği tedbirleri maliyet değildir, canımız için gereklidir! Bizi kurtaracak olan şey bazen altı üstü bir baret ama patron o bareti vermiyor, bilinçsiz işçilerse önlemlerin ne kadar gerekli olduğunu düşünmeden çalışıyor. Ama işte bazen küçücük bir önlem bizi kurtarmaya yetiyor!
İşyerlerimizde işçi sağlığı ve iş güvenliği kurulları oluşturulsa ve bu kurullardaki arkadaşlarımızın işten atılması yasaklansa patron sorumluluklarını yerine getirmez mi? İş sağlığı ve güvenliği uzmanı arkadaşlarımızın ücreti, meslek örgütlerinin veya sendikaların denetimindeki bir fondan karşılansa daha doğru olmaz mı? Gerekli önlemleri almayan patronlara ağır para veya hapis cezası getirilse daha adaletli olmaz mı? Tedirginlik duymadan, korkusuz, güvenli çalışmak ve insan gibi doya doya yaşamak güzel olmaz mı? Hepimiz bu sorulara aynı cevabı verip aynı talepler için birleşmediğimiz ve patronların karşısına dikilmediğimiz sürece iş cinayetleri devam edecek.
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...