Buradasınız
“Bence, Sevgi Emektir”
İzmir’den bir İşçi Dayanışması okuru
Merhaba UİD-DER ve işçi sınıfının çalışkan evlatları. Sizleri bizim mahallenin paylaşımcı, minik Asya’sı ve annesiyle tanıştırayım. Minik Asya 2,5 yaşındadır şimdilerde. Gözleri iri iki kara zeytin tanesi gibi kocaman. Hani Nâzım Ustanın mahpus damında bir katilin içinden bir insan, bir ressam ve bir dünya vatandaşı çıkardığı İbrahim Balaban bile minik Asya’nın gözlerini ancak bu kadar güzel çizebilirdi. Belki bir de yine Nâzım Ustanın “sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” dediği Abidin Dino hakkını vererek çizebilirdi Asya kızı. Minik Asya’nın kömür karası saçları kıvır kıvır. Kirpikleri kapkara, tombul yüzü beyaz, dudakları kalemle çizilmiş gibi şekilli.
Asya parka getirilmeye bayılıyormuş. Tıpkı bizim sınıfımızın yani işçi ve emekçilerin bütün çocukları gibi. Asya da parkta en çok salıncağı sever. Aynı diğer çocuklar gibi. Fakat azıcık hevesini aldıktan sonra inmek ister. Annesi salıncağın ön tarafındaki emniyet plastiğini yukarı kaldırır. Asya kız yardımsız kendisi inmek ister. Annesi de becerebileceğini bildiği için ve öğrenmesi için dokunmaz. Asya her oyun aletine, en azından boyunun yettiği bir yerlerine dokunur. Minik Asya bir de bizim bu yaştaki tüm çocuklarımız gibi inanılmaz paylaşımcıdır.
Geçenlerde parkta yanıma geldiğinde, minik ellerinin kapalı olmasından avuçlarında bir şey olduğu belliydi. Bana doğru bir ördek gibi paytak, sarsak koşarak geldi. Önce ne yapmaya çalıştığını anlayamadım. Annesi kızının elini işaret etti. Kapalı minik avucunu bana uzatıp açtı. Avucunda iki tane üç yapraklı yoncayı almam için minik bir adım daha attı. İki yoncanın birini aldıktan sonra gözlerine baktım. Yoncanın birini bıraktığım için “al al” diye dizimin dibine kadar sokuldu. İkinci yoncayı da aldım. Teşekkür ettim. Paylaşmanın mutluluğuyla gülerek paytak adımlarıyla annesine doğru koşarak gitti. Annesinin yanına varınca, gururdan olmalı, bacaklarına sarıldı. Asya ile ilk karşılaşmamız ve ilk tanışmamız böyle olmuştu. Annesinin kendisine paketiyle verdiği krakerleri küçük büyük herkesle paylaşıyordu.
Asya’nın adını annesi koymuş. Cengiz Aytmatov’un romanını okumamış. Fakat kitaptan uyarlanan Selvi Boylum Al Yazmalım filmini kaç defa izlediğini bile hatırlamıyor. Asya’nın 30 yaşında olan annesi bu filmdeki “sevgi emektir” sözünü o kadar sevmiş ve benimsemiş ki kızının adını da Asya koymuş. Evet, emeksiz hiçbir şey var edilemez. İki kişilik sevgiler de emeğin üzerine kurulur. Bir ev temelinden duvarına, kirişinden kolonuna, tavanından çatısına dek emekle var edilir. Bahçesindeki ağaçlar, balkonundaki sarmaşıklar ve güller su, hava ve güneşle büyütülür. Sevgiyle korunur. Sıvası, boyası, dekoru, süsü tümü emekle kurulur, sevgiyle korunur ve birlikte paylaşılır. Dünyada emekle daha güzel bir dünya haline getirilir.
Asya’yı bebek arabasına koyup sürmeye başladı annesi. Asya minik tombul elinin avucunu öptü, elini sallayarak öpücüğünü parkta kalan herkese ve bana da yolladı. Annesi ise “abi bence sevgi gerçekten emektir. Asya’nın kitabını da okuyacağım. İyi günler size” diyerek evlerine doğru gitti.
Yılın son ayındayız. İzmir’de şort ve tişörtlü çok sayıda insan görürsünüz. Anneleri, bebekleri ve çocukları incecik giydirerek parka getiriyorlar. Parktaki çimenler, üç yapraklı yoncalar, ağaçların çoğu hâlâ yemyeşil ve çiçek açanları bile var. Bütün yoksullar gibi İzmirliler de ısınma giderine az ödeme yaptıkları için havaların böyle gitmesinden memnunlar. Yoksullar meseleye kısa günün kârı olarak baksa da doğa anamızın bu hali ziyadesiyle endişe vericidir. Mevsimlerin dengesinin bu denli altüst oluşunun sorumlusu gözü doymaz sömürücü sermaye sınıfıdır. Dünyamızı sermaye sınıfından ve kötülüklerinden korumak için birlikte emek vermemiz gerektiği öyle açık ki.
Paylaşmak, dayanışmak, yardımlaşmak işçi sınıfının ihtiyacıdır, sevincidir. Artık sağır sultanın bile ezbere söylediği, “son ağaç kesildiğinde, son nehir kuruduğunda, son balık öldüğünde paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaksınız” sözlerinin anlamı yeterince açık ve nettir. İşçi sınıfı cephesindeki ifadesiyse, artık “ya sosyalizm ya barbarlık” ve “ya yok oluşa seyirci kalmak ya da insanlık ve doğamız için mücadeleye katılmak”tır. Dünya işçi sınıfının çocukları olan Asyalar, Ahmetler, Elenalar, Morganlar için örgütlü mücadeleye katılmalıyız. Onların dünyalarını paylaşmanın ve mutluluğun dünyası haline getirmeliyiz.
Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
Son Eklenenler
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...