Buradasınız
Bir Yaz Akşamı…
Çayırova’dan bir işçi

Hasan, işyerinde kartını okutup paydos ederken “bugünü de bitirdik” diye seviniyordu. Koşar adımlarla kendini işyerinden dışarı attı. Hızlıca eve gidip annesinin hazırladığı yemekle karnını doyurdu. Biraz dinlendikten sonra arkadaşlarıyla buluşmak üzere dışarıya çıktı. Osman ve Ahmet ile buluşup sahilde bir kayaya oturdular. Aldıkları cipsleri, içecekleri açıp sohbete başladılar.
Üçü farklı işyerlerinde çalışıyorlardı ve işten, işyerinde olanlardan konuşmayı pek sevmiyorlardı. Biri konuyu açacak olsa diğerleri, “zaten akşama kadar işyerindeyiz, yeter bari burada konuşmayalım” diyerek konuyu kapatıyorlardı. Ama Osman’a izin vardı, çünkü kız arkadaşı da aynı işyerinde çalışıyordu, onu dinlerlerdi. Kızlardan ve futboldan konuşmak hoşlarına gidiyordu. Arada siyaset de konuşurlardı ama bu konuda da anlaşamadıkları ve tartıştıkları için konuyu sürdürmez, “tadımız kaçmasın” diyerek hemen kapatmaya çalışırlardı. Ama sıkı bir dostlukları vardı. Kavgada birbirlerini satmaz, birinin bir ihtiyacı olsa iki elleri kanda olsa koşar yetişirlerdi. O gece de muhabbet oldukça uzamıştı. Gündüzün sıcağında çalışırken yanmış, gecenin serinliğinde arkadaşlarının sohbeti zamanın nasıl geçtiğini unutturmuştu. Hasan eve oldukça geç geldi, duşunu alıp hemen yatağına uzandı ve günün verdiği yorgunlukla hemen uykuya daldı.
Acı acı çalan telefonun alarmıyla gözlerini zorla biraz açtı, halsizlikle alarmı kapattı. Ne kadar kötü gelmişti telefondaki melodi, oysaki kendi seçmişti melodiyi ve sevmişti seçerken. Ama tatlı uykusu bölününce içi nasıl da kötü olmuştu. Alarmı kapatırken başka alarmlar da kurduğunu biliyordu. Yoksa uyanamaz, işe geç kalırdı. Bir alarm daha çalacağını bilmenin rahatlığıyla kapattı alarmı ve tekrar uykuya daldı. Fakat fazla uzun bir zaman geçmeden alarm tekrar o güzel uykusunu böldü. İçinden keşke bugün tatil olsaydı, nasıl uyurdum diye geçirdi. O anda dünyanın en güzel yeri yumuşacık yastığı ve yatağıydı, onlardan ayrılmak istemiyordu. Fakat kalkmak zorundaydı. Bir güç onu kaldırıp işyerine doğru gitmeye zorluyordu. Tepesinde bir adam olsa ve yataktan kalkması için kafasına silah dayasa, adamı pataklar ve güzel uykusuna devam eder, canı istediğinde de kalkardı. Fakat ortada kavga edebileceği kimse de yoktu. Zor da olsa yatağından kalktı, yola çıktı ve işyerine vardı. Parmağını okutup 8 saat daha işyerine kendini teslim etti, hem de kendi rızasıyla. Çünkü yaşamını sürdürebilmek için paraya ihtiyacı vardı. Para ise ancak çalışarak kazanabileceği bir şeydi.
İşyerine girerken düşündü; hayat bu muydu? Her gün sabahın köründe kalkıp en güzel saatlerde çalışmak zorunda olmak mı? Cevabını bulamadığı sorular aklında dururken, arkadaşlarını, sahili, denizi, yıldızları ve arkadaşlarıyla sohbet edip, eğlendiklerini düşünüp hayal kurarak çalışmaya başladı.
Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Sınıf Temelinde Örgütlü Olmak Sabırlı Olmaktır
- Bir Yaz Akşamı…
- Artık Kurdu Gözünden Tanıyorum!
- İşsizliğin Sebebi Sözleşme mi?
- “Bu İşçiler de Çok Nankör Canım!”
- Digel Tekstil İşçilerinin Mücadelesi Devam Ediyor
- Grevci TPI Kompozit İşçileri Kararlı
- Amazon Depo İşçileri Haklarını İstiyor
- İşsizliğe Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeledir!
- Hak Aramak Değil Grev Kırmak Vebaldir
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair Haziran ayında başlattığı eylemlerine devam ediyor. KESK’e bağlı sendikalar 18 Haziran-4 Temmuz tarihleri arasında...
- Camilerde en çok duyduğumuz sözlerden biri “faiz haramdır.” Urfa’da, hayatını borç-faiz kıskacında sürdüren biri, bir cuma hutbesi sırasında dayanamadı, minbere çıktı ve şöyle seslendi: “Hoca, faizin haram olduğunu söylüyorsun da, gerçeği niye...
- İkinci Dünya Savaşının sonuna gelinmiş, Mihver devletlerin içinde yer alan Almanya ve İtalya savaşı kaybetmiş, Almanya ordusu koşulsuz teslim olmuştu. Avrupa’da savaş sona ermiş, savaşın galipleri SSCB, Amerika, İngiltere ve Fransa olmuştu. Savaş,...
- Türkiye’de ekonomik sorunlar büyüdükçe işçi eylemleri ve grevleri artıyor. Sadece yerli sermayeli fabrikalarda değil, yabancı sermayeli fabrikalarda da işçiler düşük ücret dayatmasına karşı sendikalaşma mücadele si veriyor ya da greve çıkıyorlar....
- Sınıf temelinde örgütlü mücadeleyle tanıştıktan sonra değişim geçirmemek mümkün değildir. Çevremizdekiler -aileniz, akrabalarınız, arkadaşlarınız- önceki ve sonraki halimizi bilir.
- Hasan, işyerinde kartını okutup paydos ederken “bugünü de bitirdik” diye seviniyordu. Koşar adımlarla kendini işyerinden dışarı attı.
- 600 bin kamu işçisini kapsayan Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci iktidar, TÜHİS, Türk-İş ve Hak-İş’in işçilerin taleplerini görmezden gelerek attığı imzayla sonuçlandı.
- İşçi Dayanışması’nın 206. sayısında “Kurt Ağladı, Biz de İnandık” başlığıyla bir yazı yayınlandı. Yazıda patronun kendini işçilere mağdur gibi gösterip işçileri nasıl kandırdığından bahsediliyordu.
- Bir gece komşumuzun evinden alevler yükseldiğini görsek ne yaparız? İlk anda aklımıza gelen ne olur? Balkona astığımız çamaşırların is kokup lekeleneceği mi? İçeriye duman dolmasın diye pencereleri kapatmamız gerektiği mi?
- Son günlerde bazı işyerlerinde, patronların yüksek ücretler nedeniyle işçi çıkarmak zorunda kaldıklarını söylediklerini duyuyoruz. Bazı arkadaşlarımız da buna inanmakta, hatta “maaşları çok yükseldi, o yüzden işçi çıkardılar” gibi cümleler kurmakta.
- Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la görüştükten sonra yapılan son teklife dair, “teklif yüzde 100 olumlu değil ama olumluya yakın bir teklif gibi gözüküyor. 11’i aştık, 16,57’yi bulmadık” açıklamasını yaptı.
- Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN), Antep, Urfa, Mardin, Batman, Van, Malatya, Adıyaman ve Maraş’ta çalışan tekstil işçileriyle görüşerek, basında çıkan haberleri tarayarak ve resmi verilerden yararlanarak tekstil...
- Van Büyükşehir Belediyesi kayyım yönetiminin, Genel-İş Sendikasında örgütlü 7’si engelli 223 işçiyi işten atması, 30 Temmuzda kitlesel bir yürüyüşle protesto edildi. Beşiktaş Belediyesi işçileri aylardır ücretleri düzensiz ve eksik ödendiği, toplu...