Buradasınız
“Bizi Düzeniniz Öldürür!” Diyen Tır Şoförüne Yurtdışı Yasağı
Geçtiğimiz günlerde kısa bir video düştü internet âlemine… Sosyal medyada paylaşım rekorları kıran videoda tır şoförü Malik Yılmaz, “Evde Kal Türkiye” çağrısına cevap veriyor ve “Beni bu virüs öldürmez, düzeniniz öldürür” diyordu. Koronavirüs vesilesiyle yaratılan korku ve paniği oldukça doğal ve bir o kadar net şekilde teşhir ediyordu Yılmaz. Bundan dolayı çok geçmeden bir haber daha düştü önümüze; “Evde Nasıl Kalayım Diyen Tır Şoförü Gözaltına Alındı!” Malik Yılmaz, serbest bırakıldıysa da başından geçenler işçilerin bu süreçte nasıl bir cendereye alındığını gözler önüne seriyor.
Yüz binlerce insan tarafından izlenen videoda Malik Yılmaz şöyle konuşmuştu: “Şimdi diyorsunuz ya ‘evde kal Türkiye’, nasıl kalalım baba? Emekli değilim, memur değilim, zengin değilim, işçiyim ben, tır şoförüyüm. Çalışmasam ekmek yok, elektriğimi, suyumu, kiramı ödeyemem. Ee bunları zaten ödememek ölmekten daha beter baba, öleyim daha iyi. Siz ‘evde kal’ demeden önce, bir düzeni getirmeden önce, daha doğrusu bizi rezil etmeden önce kendinizi vezir etmeye çalışmayın. Bizi bu duruma getirmeden önce bizim için bir önlem alın, biz de kendi hayatımız için bir önlem alalım. Yani ha senin lafınla evde kalarak açlıktan, rezillikten, kepazelikten ölmüşüm; ha virüsten ölmüşüm. Ama beni bu virüs öldürmez, beni senin bu düzenin öldürür. Bu böyle biline!”
29 Martta Hatay İskenderun’da gözaltına alınan Yılmaz’ın videosunun “halkı kin ve düşmanlığa tahrik edici” olduğunu belirten Hatay İl Emniyet Müdürlüğü, “kanunlara uymamaya teşvik suçundan adli işlem” başlatıldığını duyurdu. Gazeteci Cüneyt Özdemir’in konuyla ilgili sorusu üzerine de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şöyle konuştu; “Gariban olup olmadığına, arkasında bir niyet olup olmadığına ben bakarım. Burada, milletimizi tahrik edecek, sürekli olarak hem devletin yaptıklarına hem milletin evde gösterdiği sabra, tahammüle, bu birlikteliğe sıkıntı düşürebilecek bir paylaşım yapmanın, meseleyi bu şekilde karıştırmanın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum.”
Malik Yılmaz pek çok avukatın devreye girmesi ve daha da önemlisi toplumsal dayanışmanın sayesinde tutuklanmadı. Yurt dışına çıkma yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Tır şoförüne yurt dışı yasağı verilmesi bir yana “Evde Kal” denilen bir süreçte düzenli olarak karakola gitme mecburiyetine ne demeli? Aykırı ses çıkarana; “Karakola Gel!” İkiyüzlü bir küresel tantananın kopartıldığı bu süreçte, Malik Yılmaz iki kere indirmiştir egemenlerin maskesini; birincisi çektiği videoyla ikincisi ise aldığı cezayla!
Koronavirüs salgını karşısında şimdiye kadar görülmedik bir hassasiyet kuşananlar, korkuyu körükledikçe körüklüyor, işçi ve emekçileri tuzağa çekiyorlar. Ücretsiz izinler, işten atmalar, artan hayat pahalılığı, sermayeye kıyaklar… Tüm bu saldırılar, hak gaspları patronlar sınıfı tarafından koronavirüs ile meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Herkes kafasını yorganının altına soksun, bu arada devreye sokulan hak gasplarına sesini çıkarmasın istiyorlar. İşçilerin ücretli izin talebine kulak tıkayanlar, “evde kal” çağrıları yapıyorlar. Çünkü kapitalizmin krizinin bedelini işçiler, emekçiler ödesin istiyorlar. Toplu işten çıkarmalara, açlığa ve yoksulluğa, ikiyüzlülüğe ses çıkarılmasın istiyorlar. Öte yandan aykırı seslere sopa gösteriliyor, virüs salgını öcüsüyle korkutamadıklarını sopayla korkutmaya çalışıyorlar. Malik Yılmaz’ın da söylediği gibi; “bizi sizin düzeniniz öldürür!”
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...