Buradasınız
Bu meydan tarihe geçecek (Haymarket)
1 Mayıs 2021 - 17:15
Haymarket, 1853. Adı 1 Mayıs ile özdeşleşecek olan Haymarket’in yani “Saman Pazarı”nın 1853’teki genel görünümü. Bu meydan çok uzun yıllar boyunca tüm işçi mitinglerinin adresiydi. Albert Parsons ve arkadaşları bu meydanda at arabaları üzerine kurulan kürsülerden seslendiler Şikago işçilerine.
8 saatlik işgünü mücadelesinin kahramanlarından Albert Parsons ve eşi Lucy Parsons. Parsons 1848’de Alabama’da doğdu. Teksas’ta Lucy ile evlendi. Bu evliliğin ardından Şikago’ya göçmek zorunda kaldılar. Çünkü o dönemde Amerikan yasalarına göre farklı ırklardan insanların evlenmesi yasaktı. Albert kökleri Britanya’ya dayanan bir beyaz ve 1851 doğumlu Lucy ise Meksika kökenli bir siyahtı. On binlerce siyahı katleden Klu Klux Klan adlı katliam çetesi tarafından evleri yakılınca 1873’te daha güvenli gördükleri Şikago’ya göçtüler. Ekonomik krizin etkisiyle acıları katlanarak artan Şikagolu işçileri “8 saat iş, 8 saat uyku, 8 saat canımız ne isterse” talebi etrafında örgütlemeye başladılar.
Parsons ve arkadaşlarının çıkardığı The Alarm gazetesi. Gazete “Bütün Ülkelerin İşçileri, Birleşin!” diye yazıyordu. Parsonsların yanı sıra August Spies, Lucy Parsons’un komşusu, dostu ve mücadele arkadaşı olan Lizzie Holmes da Alarm’ın yazar ve editörlerindendir. Lucy ve Lizzie çocuk bakmanın, terziliğin, gazete yazarlığının yanı sıra dikişçi kızları, tekstil işçilerini örgütlemeye çalışmakta, birkaç bin kadının katıldığı mitingler düzenlemektedir. Spies ise tüm mitinglerin aranan konuşmacısıdır.
5 Şubat 1880’de günlüğüne şöyle yazacaktır Parsons, Lucy’nin ve Lizzie’nin gazetelere yazdığı yazılara dair: “Lucy ve Lizzie erkeklerin politika dünyasında öne çıktılar. Seslerini her geçen gün biraz daha duyuruyorlar. Çeşitli işçi gazetelerinde çıkan yazıları olumlu tepkiler alıyor. Onun ve Lizzie’nin ne kadar akıllı olduklarını bilirdim ama itiraf etmeliyim ki, yazılarının bu kadar canlı tartışmalarla dolu olacağını tahmin etmemiştim. Lizzie’nin iyi bir eğitim görmüş ve ayrıca özgür düşünen bir aile çevresinde yetişme şansına sahip olmasına karşılık, Lucy adına kaygılanıyordum.” Yıllar içinde Lucy, Albert’ın kaygılarını yok eden yazılar yazacaktır.
Albert Parsons kürsüde