Buradasınız
Bu Ülkenin Gündeminde Ne Var?
İstanbul/Sancaktepe’den bir işçi

Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor?
Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman yangınlarında 15 kişi hayatını kaybetti, Kayseri’de göçmenlere yönelik ırkçı saldırılar gerçekleşti. Temmuz ayında sokak köpekleri üzerinden toplumun kutuplaştırılmaya çalışılmasına ve hayvanların katledilmesinin önünü açan yasayı iktidar vekillerinin güle oynaya geçirmesine tanık olduk. Yasanın geçirilmesinin hemen ardından sokak köpeklerine yönelik korkunç katliam haberleri almaya başladık. Ağustos ayında ise İzmir cayır cayır yandı. Bütün bunları 2-2,5 ay içinde yaşadık ama sorsanız kaç kişi hatırlıyor? Hangisi hak ettiği biçimde toplumun gündeminde kaldı? Hangisinin hesabı soruldu? Peki ya geçtiğimiz Şubatta milyonlarca ton siyanürlü toprağın çökmesiyle 9 işçinin hayatını kaybettiği, toprağın, suyun ve havanın zehirlendiği İliç katliamı kimlerin hatırında? Ülke tarihinin en yıkıcı depremlerini yaşayalı 1,5 yıl oldu ama sanki bir asır geçmiş gibi artık neredeyse hiç konuşulmuyor. Bu tehlikeli gidişat, bu sağlıksız hal nasıl mümkün oluyor?
İşçiler olarak birlik ve dayanışma içinde olmadığımız için gündemi biz belirleyemiyoruz. Hayat pahalılığı, düşük ücretler, iş kazaları, sendikalaştığımızda işten atılmak, polis şiddetine maruz bırakılmak gibi sorunlarımızı gündeme taşıyamıyoruz. Unutulmaması, ders çıkarılması ve bir daha yaşanmaması gereken şeylerin unutulmasını, daha doğrusu unutturulmasını engelleyemiyoruz. İşçi sınıfının mücadele konusu olan gündemler ya kutuplaştırma siyasetinin aracı haline getiriliyor ya da geçiştiriliyor, unutturuluyor. Sorunlarımız çözümsüz kalıyor. Bir süre sonra da daha da büyüyerek ve derinleşerek tekrar karşımıza çıkıyor. Bir işçi katliamının sorumluları hesap vermediğinde yenilerinin önü açılıyor. Irkçı bir saldırıya onay verildiğinde, milliyetçilik körüklendiğinde yeni saldırılara zemin hazırlanmış oluyor. Orman yangınlarının nedenleri ve sorumluları sorgulanmadığı için yeni yangınlarla ciğerlerimiz yanmaya devam ediyor. Medya bizi başka gündemlerle oyalarken veyahut milliyetçilik ve benzeri tuzaklarla birbirimize düşmanlaştırılırken hayatımız çalınıyor, haklarımız elimizden alınıyor, yaşam giderek daha zorlu hale geliyor.
Bütün bunların tek bir sebebi var; işçi sınıfı olarak örgütsüz olmamız. Hafızamızı koruyacak, kendi gündemimizi belirleyecek, sorunlara müdahale edecek, taleplerimizin takipçisi olacak bir örgütlü güce sahip değiliz. O halde işçiler olarak örgütlülüğümüzü, sınıfımızın mücadelesini güçlendirmek için sorumluluk alalım.
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...