Buradasınız
Bürokrasiyi ve Gangster Sendikacıları Sendikalarımızdan Def Edelim!

15 Şubatta Kadıköy’de “Krizin Bedelini Ödemeyeceğiz” şiarıyla gerçekleştirilen mitinge on binlerce işçi katıldı. İstanbul’un ve Marmara’nın dört bir yanından gelen işçi kitleleri krizin faturasını ödemeyeceklerini haykırdılar. Türk-İş, DİSK ve KESK’in üç sendika konfederasyonu olarak ortak bir miting yapmış olması ve on binlerce işçinin bu mitinge katılması kuşkusuz önemliydi. Önümüzdeki dönem, sermayenin saldırılarına karşı işçi kitlelerinin daha fazla tepki vereceği ve işçi hareketinin yükseleceği bir dönem olacaktır. Ancak patronlar sınıfı da boş durmayacaktır. Tüm güçlerini kullanarak mücadelenin yükselmesinin önüne geçmek isteyeceklerdir. Bundan dolayıdır ki, işçi hareketini bekleyen tehlikelere karşı uyanık olmalıyız. Türk Metal’in temsil ettiği gangster sendikacılık bu tehlikelerden biridir.
15 Şubat mitinginde işçi eylemini baltalamak isteyen Türk Metal’de yuvalanmış Mustafa Özbek etrafındaki faşist çete, gangster sendikacılıklarını bir kez daha tescillemişlerdir. Türk Metal’in mitinge katılmasının nedeni işçilerin çıkarını savunmak değildi. Amaçları Ergenekon davası kapsamında tutuklanan Mustafa Özbek’e destek vermekti. İşçiler tehditlerle Özbek şovuna çağrılmış ve gelmeyen işçilerin üzerinde baskı kurmak için mitingde yoklama yapılmıştır. Buna karşın, mitinge gelen Türk Metal üyesi işçiler Özbek çetesinin saldırılarına ortak olmamışlardır.
Türk Metal’in başında bulunan Özbek ve çetesi, derin devletin, faşist güçlerin ve darbeci örgütlenmelerin bir parçasıdır. Bu çete, işçi sınıfının çıkarlarını savunmak amacıyla değil, metal işçilerinin yükselteceği mücadelenin önünü kesmek üzere görev üstlenmiştir. Türk Metal sendikası, bugüne kadar işçi sınıfına yöneltilen saldırıların hiç birine karşı çıkmamıştır. İşçilerin de tepki vermesinin önüne geçmiş, tabandan gelen mücadele isteğini bastırmıştır. Toplu sözleşmeler işçilerin değil, patronların çıkarları gözetilerek imzalanmıştır. Türk Metal’e bağlı işyerlerinin hiçbirinde işçiler kendi istedikleri temsilcileri seçemiyorlar. Tüm temsilciler, patronlarla anlaşılarak tepeden atanıyor. Aynı şekilde, şube ve merkezi düzeydeki yöneticileri seçen ve denetleyen de işçiler değildirler. Tam anlamıyla bir çete örgütlenmesi söz konusudur. Muhalif ve mücadeleci işçiler gangster yöntemlerle susturulmakta ve patronla işbirliği yapılarak işten atılmaktadır. İşte tüm bunlardan dolayı da patronlar Türk Metal’i mücadeleci sendikalara karşı desteklemektedirler.
İşçi hareketini bekleyen tehlikelerden biri de, bürokratlar eliyle sınıf hareketinin egemenler arasındaki kamplaşma ekseninde bölünmek istenmesidir. Bürokrasi eliyle sendikalar ya AKP’nin ya CHP’nin ya da MHP’nin kuyruğuna takılmak isteniyor. Oysa işçi sınıfı ile patronlar sınıfının temsilcisi olan bu partiler arasında hiçbir ortak çıkar yoktur. Sendikaların görevi işçi sınıfının bağımsız sınıf çıkarları temelinde hareket etmektir. Sendikalar işçi kitlelerini şu ya da bu düzen partisine oy vermeye değil, haklarını almak üzere mücadeleye çağırmalı ve bu mücadeleyi örgütlemelidirler.
Eğer bugün sendikalarımız bürokrasi tarafından felce uğratılmışsa bunun nedeni yeterince örgütlü olamayışımızdır. Sendikaya üye olmakla görevimizi tamamlamış olmuyoruz. Tabanda yaratacağımız örgütlülükle sendikalarımıza sahip çıkmalı, denetlemeli ve işçi sınıfının çıkarına hizmet etmeyen sendikacıları alaşağı etmeliyiz. Bugün önümüzdeki en büyük görevlerden biri, tabandaki örgütlülüğümüzü geliştirip güçlendirerek, bürokrasiyi ve gangster tipi sendikacıları sendikalarımızdan defetmektir. Bunu yapmaksızın patronların saldırılarına karşı koyamayız. İşten atmaları durdurmak, krizin bedelini patronlara ödetmek ve haklarımızı koruyup geliştirmek istiyorsak sendikalarımızı gerçek birer mücadeleci işçi örgütü haline getirmeliyiz!
Alpagut İşçi Yönetimi Deneyimi
Sinter Direnişi Sürüyor
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....