Buradasınız
Bursa Demokrasi Güçleri: Yoksulluğa ve Zamlara Hayır!
17 Aralık Pazar günü Bursa Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla, Osmangazi Kent Meydanında “Zamlara ve Yoksulluğa Hayır!” buluşması gerçekleştirildi. Çeşitli sektörlerden işçilerin, emeklilerin, sendikaların, siyasi partilerin ve demokratik kitle örgütlerinin katıldığı eylemde UİD-DER’li işçiler de yer aldı.
“Sefalete Teslim Olmayacağız”, “İnsanca Bir Yaşam İstiyoruz”, “Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!” sloganlarının atıldığı eylemde, Bursa Demokrasi Güçleri adına ortak açıklamayı Neslihan Binbaş ve Nadir Kırlılar gerçekleştirdi. Son 10 yıldır Türkiye’de gittikçe derinleşen yoksulluğun, gelir adaletsizliğinin bir yansıması olduğunun belirtildiği açıklamada, zenginin daha zengin, yoksulun ise daha yoksul olduğu ifade edildi. 2022 Dünya Eşitsizlik Raporuna dikkat çekilen konuşmada, “Türkiye’de nüfusun en çok kazanan yüzde 10’unun yıllık ortalama gelirinin, en az kazanan yüzde 50’lik kesimden 23 kat fazla olduğu belirtiliyor. Türkiye, Brezilya, Meksika ve Hindistan gibi ülkelerle birlikte dünyada gelir dağılımının en eşitsiz olduğu ülkeler arasında yer alıyor” denildi. Eşitsizliğin yakıcı hale geldiği, yoksulluğun tanımının değiştiği böylesi kriz dönemlerinde, sürecin yükünü en çok kadınların çektiği vurgulandı ve şöyle denildi: “Bebeklerine bez yerine poşet bağlayıp, çorbayla gün geçiriyorlar. Sosyal yardım başvurularına hep kadınlar gidiyor. Çünkü terslenseler bile çocukları için yardım alana kadar devam etmek zorundalar. Kadın yoksulluğunun şiddete uğramaktan, aile beslenmesine, kız çocuklarının eğitimden alınmasına kadar her alanda trajik sonuçları var.”
“Vergi bir vatandaşlık görevi” diyerek ekmekten, makarnadan vergi alınmasına, pırlantadan, yattan, rantçı şirketlerden ise vergi alınmayarak, sürekli vergi muafiyetleri getirilmesine tepki gösterilen konuşmada “Vergi verirken vatandaş sayılıyoruz ama çocuklarımız için eğitim, herkese ulaşılabilir nitelikli sağlık hizmeti istediğimizde vatandaş sayılmıyoruz. Bizlerin vergileriyle oluşan bütçeden payımıza hiçbir şey düşmezken, eğitime, sağlığa, emekçiye bütçe ayrılmazken, ‘Faiz Nas’tan, Fiyat Allah’tan’ diye açıklamalar yapılıyor. Diyanetin 2023 yılı bütçesi 35 milyar 910 milyon TL olarak tahmin ediliyor. Diyanet ve holdinglere kaynak aktarımı yüzünden oluşan bütçe açıkları halkın sırtına yükleniyor” denilerek içinde bulunduğumuz ekonomik krizin kader değil siyasi bir tercih olduğu vurgulandı.
Türkiye’de yaklaşık 15 milyon insanın asgari ücretle çalıştığı ve aileleriyle birlikte bu rakamın ülke nüfusunun çok büyük bir kısmını oluşturduğu belirtilirken asgari ücret komisyonunda telaffuz edilen rakamların yine açlık ve yoksulluk sınırının çok çok altında olduğu ifade edildi. İşçi ve emekçilerin döktüğü alın terinin karşılığı olmayan ücretleri enflasyonun nedeni olarak gösterenlere, daha fazla vergi toplamak için hemen işçilerin cebine göz dikenlere şöyle seslenildi: “Dönün etrafınızdaki şirketlerin kâr oranlarına, doyuramadığınız bankalarınızın bilançolarına bakın! Yaşanan ekonomik sıkıntıların bedelini ödemesi gerekenler, evine ekmek götürme mücadelesi verenler değil, kasalarını tıka basa dolduranlardır. Biz adalet istiyoruz. Gelirde, vergide ve ülkede adalet istiyoruz. Her insan gibi insanca yaşamak istiyoruz. Hakkımızı istiyoruz, hakkımızı alana kadar da mücadelemizi büyütmeye kararlıyız.”
Yapılan konuşmalarda sermayenin ve siyasi iktidarın emeklilerin haklarına, öğrencilerin eğitim haklarına, okullarda ücretsiz beslenme hakkına, emekçilerin barınma hakkına ve işçilerin sendika haklarına yapılan saldırılara, doğa talanına dikkat çekildi. Sendika hakları için direnen Agrobay ve Özak Tekstil işçilerine dayanışma selamı gönderildi. Eylem kol kola çekilen halaylarla son buldu.
Neyi Bildirir Sayılar?
Corning Optik Grevinde Anlaşma Sağlandı!
- Sefalet Dayatmasına Karşı Eylemler Sürüyor
- DİSK Asgari Ücret Taleplerini Açıkladı
- Kartal’da Binlerce Emekçi Haykırdı: “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!”
- Polonez İşçilerinin “Anayasal Hak Yürüyüşü”
- Sendika Düşmanlığı ve Ücret Gaspına Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- Belediye ve Tekstil İşçilerinden Hak Gasplarına ve Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- KESK Ankara Mitingi: “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!”
- DİSK: Gözaltılar Derhal Serbest Bırakılsın
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Öğretmenler, Belediye ve Üniversite İşçileri Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- ASM Çalışanları İş Bıraktı: “Eziyet Yönetmeliğine” Hayır!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Patronların Elindeki Koz: Sendika Yetkisine İtiraz
- Sağlık Çalışanlarından Eylem: “Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir!”
- Türk-İş’ten Ankara Mitingi: “Zordayız, Geçinemiyoruz”
- Sağlık Emekçileri: Eziyet Yönetmeliği İstemiyoruz
- DİSK: “Sendikal Hakların Önündeki Engeller Kaldırılsın!”
- Fernas İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- DİSK Ankara’da İşçi Buluşması Gerçekleştirdi
- Madencilerin Ankara Yürüyüşü, Öğretmenlerin Hak Gasplarına Karşı Mücadelesi Sürüyor
Son Eklenenler
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...
- DİSK 24-27 Aralık tarihleri arasında bölge temsilciliklerinin olduğu şehirlerdeki vergi daireleri önlerinde, Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde “İnsanca Ücret Vergide Adalet” talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İşyerlerinde...
- Bir an için zifiri karanlıkta kaldığımızı düşünelim. Yanımızı yöremizi görememenin huzursuzluğuyla korkuya kapılırdık. Ne yazık ki bugün milyonlarca işçi ve emekçi yüreğinde benzer bir korku taşıyor. Çünkü dünyamıza egemen olan kapitalist düzende,...
- İşçi Dayanışması’nın 197. sayısında, Emekçi Gençlik köşemizdeki “Yaşadım Diyebilmek İçin” yazısında şöyle deniyordu: “Öyle bir zamandan geçiyoruz ki her geçen gün daha fazla sayıda genç arkadaşımızın kendine “en güzel yıllarım bu mu?” diye sorduğunu...
- Merhaba, ben Polonez işçisiyim. Daha doğrusu işçisiydim. Direnişimizin 163. günündeyiz, son 21 gündür direnişimizi Çatalca Adliye Sarayı önünde yürütüyoruz. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşımız “2025’ten beklentiniz nedir?” diye bir soru sordu. “...
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...