Çalınan Çocukluğumuz, Çocuklarımız
Sefaköy’den bir kamu emekçisi

Geçtiğimiz günlerde bir rapor yayınlandı. ILO ve UNICEF tarafından hazırlanan rapora göre dünyada her 10 çocuktan 1’i çalışıyor. Öyle ki bazıları 5 yaşında olan 160 milyon çocuk işçi var. Fazlası vardır da azı yoktur! Tüm dünyada yayılan işçi sınıfının yoksullaşması; her geçen gün daha fazla çocuğun “erken büyümesine”, çocukluğu, okulu, oyunu bir kenara bırakıp yaşamını sürdürebilmek için fabrikalara, atölyelere, tarlalara gitmesine sebep oluyor. Üstelik bu on milyonlarca çocuk işçinin yarısı tehlikeli ve çok tehlikeli atölyelerde çalıştırılıyor. Her yıl on binlercesi iş kazası geçirip pek çoğu yaşamını kaybediyor. Kapitalizm pek çok şeyle birlikte sınıfımızın çocukluğunu, çocuklarını da çalıyor.
Günümüz dünyasında tüm insanlığa yetebilecek kadar kaynak varken işçi sınıfının çocukları küçük yaşlarda çalıştırılmakla kalmıyor, yeterli besine ulaşamıyor ve hatta iş cinayetlerine kurban ediliyor. Size soruyorum bu çocuklarımız yaşasalardı kaç yaşında olurlardı acaba?
Dünyada zenginliğin bir avuç sermayedarın elinde biriktiği, diğer taraftan işçi sınıfını yoksulluğunun arttığı, gıdaya ulaşmanın zorlaştığı bu zamanda çocuk işçiliği katmerlenerek büyüyor. Rapora göre bu şekilde devam etmesi durumunda, artan yoksulluk nedeniyle çocuk işçilerin arasına 2022 sonuna kadar 8,9 milyon çocuk daha eklenecek! Oyun oynamaya, sosyalleşmeye vakitleri olmayan işçi sınıfının sömürülen evlatları milyonlarla artacak yani…
Bunun yanında Birleşmiş Milletler tarafından 12 Haziranın 2002’de Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü olarak belirlenmesi düzen temsilcilerinin de ikiyüzlülüğünü gözler önüne seriyor. “Çocuk işçiliğini ortadan kaldıracağız” diyorlar. Çocuk emeği sömürüsüyle büyük kârlar elde eden sermayedarlardan çocuk işçiliğini kaldırmayı beklemek beyhudedir. Burjuva sınıfının kendilerine kazanç sağlayan musluktan vazgeçmeleri beklenemez. Çocuk emeği sömürüsü kapitalizmin doğasında var. Kapitalist düzenin çocuk ve kadın emeği üzerinden geçmişte ne derece yükseldiğini tarih bize gösteriyor. Görüyoruz ki bugün de bu sorun çetrefilli bir hal almış durumda. Ancak bu yaşanası dünya da daha iyi bir dünya kurmak bizim elimizde. Bunu sağlayacak olan da işçi sınıfının örgütlü mücadelesidir.
Son Eklenenler
- Dünya işçi sınıfı bu sene de 1 Mayıs’ı baskıcı ve anti-demokratik uygulamaların, işçi sınıfına yönelik saldırıların katlanarak arttığı bir dönemde karşıladı. Öfkesini ve taleplerini tek ses, tek yumruk olup haykırmak isteyen işçi ve emekçiler ABD’...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, Türkiye genelinde kitlesel katılımla kutlandı. İstanbul başta olmak üzere birçok kentte alanlara çıkan yüz binlerce işçi ve emekçi, yaşadıkları ekonomik ve siyasal sorunlar...
- UİD-DER, İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Kadıköy’de düzenlenen mitingde, “Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!” pankartıyla yerini aldı. Her sene olduğu gibi bu...
- İşçi ve emekçilerin sorunlarının ağırlaştığı, toplumda iktidardaki rejime yönelik tepkilerin büyüdüğü bir dönemden geçilirken, tüm Türkiye’de 1 Mayıs mitingleri gerçekleştirildi. 1 Mayıs meydanları bir kez daha işçi ve emekçilerin sömürüye,...
- 1 Mayıslarda dünya işçi sınıfı, kapitalist sömürüye, emperyalist savaşlara karşı alanlara akın etmiş, dünya taleplerini, kapitalist sistemden kurtulma özlemini dile getirmiştir. Bu sistemin efendilerinin, dünya işçi sınıfına savaş, yoksulluk, ağır...
- İşçi sınıfı örgütlü olduğunda gücü ve cüreti büyüktür. Örgütsüz olduğu durumlarda ise ne yazık ki sınıf bilinci geriye gider. Örneğin çevremizdekilerden arada bir duyarız: “Aman boş ver! Malmış mülkmüş hepsi hikâye... Bak Sabancı’nın oğlu bir...
- 1 Mayıs 1977’de hayatını kaybeden emekçiler, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla Taksim Kazancı Yokuşunda bir araya gelinerek anıldı. “Yaşasın 1 Mayıs” pankartının açıldığı anmaya sendikalar, emekten yana kurumlar, siyasi partiler ve UİD-DER...
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi ve İstanbul Tabip Odası (İTO) 28 Nisan İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü dolayısıyla Kadıköy’de Süreyya Operası önünde “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye” şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.
- İşçi sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Tüm dünyada ekonomik yıkımın emekçileri, emekçi gençliği çıkışsız bıraktığı bir dönemde, Türkiye’de de baskıları, yasakları arttıran, korku iklimi yaratarak...
- Merhaba kardeşler. Biz İstanbul Avrupa Yakasında yaşayan kadınlarız. Kimimiz çeşitli sektörlerde çalışan işçileriz, kimimiz emekliyiz, kimimiz de ev emekçisiyiz. Ankara’dan, Gebze’den UİD-DER’li kadınların 1 Mayıs’ta haykıracakları taleplerini...
- Bizler genç işçi ve öğrencileriz. Kendimizi bildik bileli, “böyle gelmiş böyle gider” denildi bize hep. “Bu insanlardan bir şey olmaz, sen sesini çıkarırsan yalnız kalırsın”… Fakat geçtiğimiz günlerde neredeyse bütün kentlerde işçi ve emekçiler, ön...
- Bugün dünyanın pek çok ülkesinde büyük kitleler, sömürüye, baskılara, emperyalist savaşa karşı meydanlara çıkıyor, isyan ediyor, genel grevler örgütlüyor. Tarih gösteriyor ki sömürüye ve faşizme son verebilecek, kitlelerin isyanını başarıya...
- 1 Mayıs işçilerin çalışma koşullarını düzeltmek için bir araya geldiği tarihsel bir günün adıdır. Bizler de her yaştan, her meslekten işçiler olarak çalışma koşullarımızı düzeltmek için 1 Mayıs’ta bir araya gelmeli, taleplerimizi hep bir ağızdan...