Buradasınız
Cargill İşçilerine Yeniden Merhaba
İstanbul’dan UİD-DER’li işçiler
Sendikaya üye oldukları için işten atılan Cargill işçileri 2,5 yıldır direnişlerini sürdürüyorlar. Bursa’da başlayan direniş geçtiğimiz yıl Ağustos ayında İstanbul Ataşehir’de bulunan Cargill Genel Merkezi önüne taşınmıştı. O zaman direnişçi işçi kardeşlerimizi ziyaret etmiş, dayanışma duygularımızı ifade etmiştik. Ekim ayında ise tekrar Bursa’ya dönerek direnişlerini orada devam ettirme kararı almıştı işçiler. Başarı dilekleriyle uğurlamıştık onları. Bir yıl sonra tekrar buradalar Cargill işçileri. Yine Palladium Tower’in önünde gündüz kavurucu güneşin altında bekliyor, gece soğuk betonların üzerinde yatıyorlar. Direnişçi işçi kardeşlerimize bir kez daha merhaba demek için 2 Eylül akşamı yanlarındaydık. “Cargill işçisi yalnız değildir” sloganıyla yanlarına vardığımızda sanki daha dün bir aradaymışız gibi aynı sıcaklıkla karşıladılar bizi. “Bekliyorduk ziyaretinizi, sizi hiç unutmadık” dediler. Biz de onları aynı coşku ve kararlılıkta görmenin verdiği mutluluğu ifade ettik. Evlerimizde hazırladığımız börekleri gördüklerinde “her zamanki gibi bizi düşünmüşsünüz, teşekkür ederiz. Geçen yıl ki dayanışma sofrası hâlâ aklımızda” dediler gülümseyerek.
Direniş alanı bu, çaysız olur mu? Hemen demledikleri direniş çayını ikram ettiler bize. Direniş çaysız, çay sohbetsiz olmaz. Başladık yine sıcak sohbetimize. Bir onlar anlattı, bir biz. Koronavirüs bahanesiyle nasıl evlere tıkıldığımızı, dayanışmanın ve mücadelenin soldurulmak istendiğini, böyle bir dönemde her şeye rağmen mücadele etmenin ne kadar önemli olduğunu konuştuk. Artık direnişlerinin kaçıncı günde olduğunu bile saymıyorlar. Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları, sendikalaştıkları için işten atılmadan iki gün önce işçilerden biri kız istemeye gitmiş. Sonra direniş başlamış tabi. “Şimdi bu işçi kardeşimizin eşi hamile ve üç ay sonra çocuğu olacak” diyorlar. Bir başka işçi “direniş başladığında benim çocuğum daha 1 yaşındaydı. Şimdi yürüyor, konuşuyor” diyor. İşte böyle anlıyorlar ne kadar zamandır direnişte olduklarını. Ama direniş ne kadar sürerse sürsün devam ettirmekte kararlılar. Bir başka direnişçi işçi “biz bu direnişe başlarken Nestle işçilerini örnek aldık, öyle çıktık yola. Şimdi bizim direnişimiz de başka işçilere örnek olsun istiyoruz. Bunun için de direniyoruz” diyerek anlatıyor kararlılıklarını.
Cargill işçileri mahkemeyi kazandılar, hem kıdem hem de sendikal tazminatlarını aldılar. Mahkeme sendikal sebeplerle işten atıldıklarını onayladı ve işçilerin işe iadesine karar verdi. Buraya kadar her şey iyi görünüyor. Ancak asıl sorun bundan sonra başlıyor. Çünkü yasalara göre işçinin işe iadesine karar verilse bile bu kararı uygulayıp uygulamamak patronun inisiyatifinde. Patron isterse işçiyi geri almak yerine bedelini ödeyerek işçiden “kurtulabiliyor.” İşte Cargill işçileri de patronlardan yana olan bu yasaya karşı direniyor. Diyorlar ki “biz sadece tazminat almak için direnişe çıkmadık. Derdimiz tazminat olsaydı yasal süreci başlatıp evlerimize giderdik. Ama biz sendikalı olarak işimize geri dönmek istiyoruz. Cargill patronunun sendikalı olma hakkımızı gasp etmesine karşı mücadele veriyoruz. Evet, mahkeme kararıyla bu tescillendi. Ama yasalar neden işe geri dönüp dönmeme hakkını işçiye değil patrona bırakıyor. Bunu kabul etmiyoruz ve işimize geri dönmek istiyoruz.”
Sonra bize uyumak ve yemek yemek için kullandıkları alanı gösterdiler. Geçen yıl ziyaretlerine geldiğimizde plazanın önü açıktı. Şimdi ise önünde yapay çiçeklerle oluşturdukları “bariyerler” var. Belli ki işçilerin giriş kapısının önünde uyumalarından rahatsız olan plaza yönetimi bunu engellemek için böyle bir çare düşünmüş, ama işe yaramamış! İşçiler yaratıcılıklarını göstermişler ve bu alanın her bölmesini bir oda gibi kullanmaya başlamışlar. Bir nevi çatısız ve kapısız bir ev olmuş bu alan onlara.
Ayrılma vakti geldiğinde “zaman nasıl bu kadar hızlı geçti anlayamadık” cümlesi döküldü ağızlardan. Evet, bizim için de, onlar için de iki saat göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti. Tekrar buluşmak üzere sloganlarla ayrıldık direniş alanından. Tekrar geleceğiz yanınıza kardeşler. Sizin direnişiniz dayanışmayla, bizim umudumuz işçi sınıfının mücadelesiyle ve elbette sizin direnişinizle büyüyecek. Bir kez daha hoş geldiniz, merhaba!
- İşçiler Hak Gasplarına, Baskı ve Yasaklara Boyun Eğmiyor
- Patronlar Saldırıyor, İşçiler Mücadele Ediyor
- Patronun Grev Kırıcılığına ve Jandarma Saldırısına Rağmen Lezita Grevi Sürüyor
- Durak Tekstil İşçileriyle Dayanışma Etkinliği
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Perfetti’de Baskılar da Direniş de Devam Ediyor!
- Akkuyu Nükleer Santrali Şantiyesi İşçileri İş Bıraktı
- Hakları İçin Mücadele Eden İşçiler Kazanıyor
- Ücret Gasplarına, İşten Atmalara ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Gates Endüstriyel Metal Kauçuk’ta Grev Başladı
- Ekol Ofset ve Aunde Teknik’te Sendika Düşmanlığı
- Patiswiss’de Sendika Düşmanlığı Protesto Edildi
- Durak Tekstil İşçilerine UİD-DER’den Dayanışma Ziyareti
- Erciyas Grevini Ziyaret Ettik
- Esitaş İşçileri Sendikalı Olma Hakkını Mücadeleyle Kazandı
- Antep’te Düşük Ücret Dayatmasına Karşı İş Bırakma Eylemleri
- İşçiler Patronların Düşük Ücret Dayatmasına Boyun Eğmiyor
- Patronların Sendika Düşmanlığına Karşı İşçiler Direnişte
- Daha Yüksek Ücret İçin İşçi Eylemleri
Son Eklenenler
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....