Buradasınız
Dayanışma, Yardımlaşma İşçi Sınıfının Hamurunda Var
İzmir’den emekli bir işçi

Bu sömürücü düzenin sahibi burjuvalar sınıf bilincine sahiptirler, örgütlüdürler. Onların çıkarları için her şeyi yapan devletin varlığıyla yetinmezler. Sayısız başka örgütler kurarlar. Her bir burjuva her şeyin kendisinin olması için ötekiyle kıran kırana rekabet eder. Yani bencildirler, bireysel çıkarlarını düşünürler ama örgütlüdürler. Yani düşman kardeştirler. Mesele bir bütün olarak sınıf çıkarları olduğunda, domuz topu gibi bir ve tek davranırlar. Kendileri sırtlan sürüsü gibi birlikte davranan burjuvalar, işçi-emekçilerin beynine bencilliği ve bireyciliği sokmak için her yola başvururlar. Beynimize “babana bile güvenme”, “her koyun kendi bacağından asılır” gibi sayısız zihin zehirleyen düşünce sokarlar. Bunlar ve bunlara benzer sözleri duyduğumuzda altında mutlaka bir çapanoğlu olduğunu bilmeliyiz. Ancak bilmemiz yeterli değildir. Her meseleye sınıfımızın cephesinden bakmak için sınıf temelinde bilinçlenmemiz gerekir.
Burjuvazinin bölüp parçalama ve yönetme çabasına rağmen, biz işçiler içgüdüsel olarak dayanışmamız gerektiğini biliriz. Her işçi ve emekçinin en azından bir kez kendisinden yardım, destek ve dayanışma isteyen bir işçi kardeşi olmuştur. Aynı şekilde de her işçi de en azından bir kez bir işçi kardeşinden kendisi için yardım, destek ve dayanışma istemiştir. Dostluğu, dayanışmayı ve yardımlaşmayı işçi ve emekçiler birbirlerinden esirgememiştir çoğu zaman. İşte bizim olan “bir elin nesi var, iki elin sesi var”, “nerede birlik orada dirlik” sözlerinin anlamı çok şeyi anlatır. El ele, kol kola, omuz omuza durup sokaklara, meydanlara, alanlara çıkmamızdan ödü kopar sermaye sınıfının. Bu sömürücü efendiler koca kalabalıklar arasında kendimizi yapyalnız hissetmemiz için, beynimizi esir almak için “kimseye güvenme” derler.
İşte tam da anlatmaya çalıştığım, kalabalıklar içinde kendimi yalnız hissetmediğim bir durumu ben de yaşadım. Bana hastanede refakat edecek işçi kardeşim annesinin de hastane işi çıktığı için gelemedi. Refakatçim olmadığı için müdahale yapılmayacağını, kendilerine verilen talimatların böyle olduğunu söyledi görevli. O an hastanede bulunan benim gibi işçi-emekçi kardeşlerime dönerek “aranızdan bana refakatçi olmak isteyen var mı?” diye sordum. Önce bir sessizlik oldu. Herkes birbirine baktı. Sonra biri “abi ben olurum ama önce işyerini arayıp söylemem gerekiyor” dedi. Başka biri “evladım sen işine git. Ben emekliyim. Ben olurum. Söyleyin nereyi imzalayacağım?” diye sordu görevliye. “Ben de olurum” diyenler oldu. Görevli, başhekim ile görüşmeye gönderdi bizi. Başhekim “tanımadığınız kimseye güvenmeyin. Güvenecekseniz mesuliyet size aittir” dedi. Emekli abla, “benim kimliğim sizde kalsın. Beyefendi kendine geldikten sonra bir şeyi eksik çıkarsa kimliğimi geri vermeyin. Polis çağırın. Oldu mu?” dedi.
Sınıf örgütümüz UİD-DER ile yolu kesişmiş sınıf bilinçli bir işçi olmasaydım burjuvazinin “aman ha kimseye güvenme” zokasını yutmuş olanlardan biri olurdum. Dolayısıyla kalabalıklar içinde kendini yalnız, kimsesiz ve çaresiz hissedenlerden biri olabilirdim. Birilerinden yardım istemek yerine, “kimseye güvenilmez” diye düşünerek burjuvazinin yalanlarının taşıyıcısı olurdum. Daha önce kendimize ve sınıf kardeşlerimize güvenmediğimiz olmuştur. Örgütlü ve sınıf bilinçli birer işçi olmaya başladığımızda ise hiç tanımadığımız işçi kardeşlerimizle bile rahatça iletişim kurarız. Kendimiz de sınıf kardeşlerimizden destek ve dayanışma isteyebiliriz. Çünkü dayanışma ve yardımlaşma işçi sınıfının hamurunda var. Böylesi gün ortasında karanlığı yaşadığımız dönemlerde bile, tarihsel iyimserliğimiz bize rehberlik ediyor.
İşçiler Neleri Stoklayabilir?
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, 29 Mayısta greve çıkmıştı. DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası üyesi işçiler, Türk-İş’e bağlı Belediye-İş sendikası üyeleriyle aynı işi...
- Yaşamın hangi alanına bakarsak bakalım, her başarının ancak büyük emekler vererek, sabırla çalışarak elde edildiğini görürüz. Henüz ilk denemede iyi sonuçlar elde etmek, hedefe ulaşmak mümkün değildir. Özellikle toplumsal alanda hiçbir değişim bir...
- Kültür Radyo Televizyon (KRT) çalışanları, düşük ücret dayatması, aylardır maaşlarının, yemek haklarının ödenmemesi, ağır çalışma koşulları, artan iş yükü ve baskıya karşı iş bırakma eylemlerini sürdürüyor. 4 Hazirandan bu yana iş görmekten kaçınma...
- İngiltere hükümeti işçi haklarına yönelik saldırılarını arttırdı. 7 Haziranda başkent Londra’da bir araya gelen işçiler, öğrenciler, sendikalar ve kampanya grupları, hükümetin kemer sıkma ve savaş politikalarını protesto etti. “Savaşa Değil Emekçiye...
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...