Buradasınız
En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir

UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılan bir engelli arkadaşımız, dünyada 1 milyar engelli olduğunu söyledi. Bu rakam 8 milyarlık dünya nüfusunun yüzde 12,5’ine denk geliyor. Yani her 8 kişiden biri engelli! TÜİK verilerine göre de Türkiye’de en az 10 milyon engelli var. Şaşırtıcı, değil mi?
Engellilik, bireyin doğuştan ya da sonradan meydana gelmiş fiziksel, zihinsel, duyusal veya gelişimsel farklılıkları nedeniyle, toplumsal, çevresel ya da iletişimsel anlamda yaşamını sürdürme ve topluma katılım süreçlerinde kısıtlılık yaşaması olarak tanımlanıyor. Pek çok insan engellerin sadece doğumdan kaynaklandığını düşünür. Oysa bu büyük bir yanılgıdır. Örneğin TÜİK’in 2011 göstergelerine göre 3-9 yaş gruplarında engelli oranı yüzde 2,3 iken; yaş ilerledikçe engellilik artıyor ve 75 yaş ve üstündeki kişilerde engellilik oranı yüzde 46,5’e çıkıyor. Hiçbir engeli olmadan doğan kişiler çalışma ve yaşam koşulları nedeniyle engelli bireylere dönüşüyor. Yüzde 99’u önlenebileceği belirlenen iş kazalarına bakalım. Her gün en az 5 işçi iş kazalarında hayatından olurken çok daha fazlası da engelli işçi haline geliyor. Demek ki çalışma ve yaşam koşulları sağlıklı ve güvenceli olsa engelli sayısı bu kadar çok artmayacaktı.
Emperyalist savaş dünya nüfusu içindeki engelli sayısını katlayarak arttırıyor. Savaşlar insanların toplu halde katledilmesine, sakatlanmasına ve göç yollarına düşmesine neden oluyor. Suriye, Libya, Ukrayna, Filistin’de öldürülen ve sakat bırakılan insanların sayısı milyonları buluyor. Mesela İsrail’in yerle bir ettiği Gazze’de geçtiğimiz Ramazan Bayramında oyun oynadığı parkın yakınlarına füze düşmesi sonucu sakatlanan 8 yaşındaki Filistinli kız çocuğu Rihab felç nedeniyle bugün ne oyun oynayabiliyor ne de hareket edebiliyor. Trump gibilerse daha ölenlerin kanı kurumadan, sakatlananlar iyileşmeden Gazze’yi rant kapısı yapmanın derdine düşüyor.
Peki ya doğa olayları? Kocaeli, İstanbul, Elazığ, Van ve son olarak 11 kenti yerle bir eden Maraş depremlerinde yüzbinlerce insan öldü, çok sayıda kişi sakat kaldı. Ne var ki Sağlık Bakanlığı depremler nedeniyle kaç kişinin engelli kaldığı bilgisini paylaşmıyor. Hatay’da depremden sonra engelliler aylarca çadırlarda yaşamaya çalıştılar. Daha sonra kendileri için yapıldığı söylenen konteynır kente geçtiklerinde hiçbir şeyin engellilere göre dizayn edilmediğini gördüler. Konteynırlardaki mutfaklar, tuvaletler, kapı eşikleri engelliler için uygun değildi. Bozuk yollar engellilerin dışarı çıkmasını engelliyordu. Buna rağmen konteynır kent içinde bir market dahi yoktu. Bu yıkımın nedeni sermayenin ve siyasi iktidarın yağmacı enkaz düzeniydi. Diğer yandan güvenlik tedbirleri ve tatbikatlar bakımından engelli insanlar düşünülmüyor. Acil bir durumda engellileri sesli ve görsel uyaranlarla yönlendirecek, tahliyelerini sağlayacak yöntemler uygulanmıyor.
Türkiye’de engelliler söz konusu olduğunda egemenlerin zihniyetinin ne denli ilkel olduğu bir kez daha açığa çıkıyor. Engelin düzeyinin tespit edilmesinde oranlarla keyfi olarak oynanıyor, engellilerin emekli aylığı hesaplaması değiştiriliyor. Kocaeli Üniversitesi Rektörü engelli tuvaleti isteyen öğrenciye “tuvalet için sponsor, bağış bulmasını” istiyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı “Engelsiz İŞKUR Platformu” hayata geçirdiklerini duyuruyor fakat sitenin kendisi engelliler için ulaşılabilir değil. Didim Devlet Hastanesinde kısmi görme engelli laboratuvar çalışanına görsel dikkat gerektiren “idrar mikroskopisi” görevi verilerek mobbing uygulanıyor. Isparta’da Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde çalışan engelli kadına Müdür Yardımcısı “Devlet sizin gibileri atayarak hata yapıyor, yürü git” diyerek hakaret ediyor. 2023 yılında engelli öğretmen ataması kura çekiminde Erdoğan, kurada çıkan engelliye sırıtarak “sen pek engelliye benzemiyorsun, engelli misin?” diye sorup dalga geçebiliyor. Bu zihniyetin daha beter örneklerini çalışma ve yaşam alanlarında her an görmek mümkün. Çünkü çürüyen ve yozlaşan baskıcı düzen engelli insanları hor görüyor, aşağılıyor. Bir insanın engelli olmasının onun sokağa çıkmasına, seyahat etmesine, çalışmasına kısacası toplum içinde hayatını rahatça sürdürmesine mani olduğunu düşünüyor. Ancak bu düzen hem engelli sayısını arttırıyor hem sosyal hayatı kısıtlıyor hem de yaşamdan kopardığı engellileri küçümsüyor. Yani engellilerin önündeki tek engel olmayı sürdürüyor.
Engelli işçilerin, kadınların ve gençlerin kısacası hepimizin tek güvencesi sömürü düzenine karşı ortak mücadeledir.
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
Son Eklenenler
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...
- Zamanın çarkları döner, takvim yaprakları birer birer savrulur, yaşananlar birer birer unutulur. Fakat bazı değerler, deneyimler vardır ki, kuşaklar değişse de yitip gitmez, çünkü onlara sahip çıkanlar, onları geleceğe taşıyanlar vardır. İşçilerin...
- İktidar, yıllardır Türkiye’yi “şahlandırdığını”, ekonomiyi büyüttüğünü anlatıp duruyor. Televizyonlarda bol bol rakam gösteriyor, beton kulelerle övünüyor. Ama sokakta, evde, işyerinde bambaşka bir hayat yaşanıyor. Milyonlarca genç ne okulda ne işte...
- Artık eski kuşak bir işçi olarak, gençliğimde başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Yıllar evvel “iş kazası” nedeniyle biri ağır iki ayrı ameliyat olmuştum. Sonrasında bir buçuk seneye yakın yatalak kalmıştım. Bu sürenin 7 ayını evde geçirmiştim....
- UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılan bir engelli arkadaşımız, dünyada 1 milyar engelli olduğunu söyledi. Bu rakam 8 milyarlık dünya nüfusunun yüzde 12,5’ine denk geliyor. Yani her 8 kişiden biri engelli! TÜİK verilerine göre de Türkiye’de en az 10 milyon...
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...