Buradasınız
“Enflasyon Canavarı”nı Üzerimize Salan Kim?
Ankara’dan genç bir işçi
1980’lerde enflasyonun yükselmesi nedeniyle “enflasyon canavarı” tanımlaması herkesin ağzındaydı. Sanki iktidarın hiçbir sorumluluğu yokmuş da, ortada dizginlenemeyen bir canavar varmış gibi bu tanımı en çok medya ve egemenler kullanırdı. Ama nedense bu canavar onları hiç rahatsız etmez, evlerden işyerlerine, çarşı pazardan okullara her yerde sadece işçilerin, emekçilerin dibinde bitiverirdi. Bugün de iktidar aynı şeyi yapıyor. Enflasyonun yükselmesine neden olan kendi politikaları değilmiş gibi davranıyor. “Enflasyonu dizginleyeceğiz” diyerek bize sabırlı olmamızı telkin ediyor.
Uluslararası kuruluşlara göre enflasyonun %85’i şirketlerin artan kârlarından kaynaklanıyor. Uzmanlar buna “kârların sürüklediği enflasyon” ismini takmışlar. Gerçek bu iken, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “enflasyonun sebebi ücretlerdeki artış” diyor. Açıkladıkları programlarla enflasyonu nasıl dizginleyeceklerini anlatıyor: Ücretlerimize düşük zam yaparak, bize kredi vermeyerek, temel ihtiyaçlarımızı bile almamızın önüne geçerek! Karışık cümleleri, süslü sözleri çıkarınca programlarının özü bu! Yani ücretlerimiz düşük diye çile çekiyoruz, onlar “daha çok çektireceğiz ama siz sabredin, dayanın” diyorlar, bunu da enflasyonla mücadele olarak yutturmak istiyorlar.
Uzmanlar ve uluslararası kurumlar enflasyonun asıl nedeninin aşırı şirket kârları olduğunu söylüyor. İşçilerin ücretlerine yapılan zamlar enflasyonun gerisinde kalıyor. İktidarın politikalarının enflasyonu arttıracağı biliniyor. Ama bu politikalar sermaye sınıfını ihya etmek amacıyla bile isteye uygulanıyor. Patronlar sattıkları ürünlere diledikleri gibi zam yapıyor, kârlarını büyütmekten zerre kadar taviz vermiyorlar. Ama işçi işgücüne dilediği gibi zam yapamıyor, işçilik ucuzluyor. O halde enflasyonun nedeni nasıl ücretlere yapılan zamlar oluyor?
Enflasyon işçi sınıfımız için sorundur, enflasyonla mücadele işçi sınıfımızın mücadelesinin konusudur. Yaşayıp görüyoruz, onların enflasyonla mücadeleden anladığı başka, bizim anladığımız başka. Çünkü enflasyon bizim için başka, sermaye sınıfı için başka sonuçlar doğuruyor. İktidar sene başında ve Temmuz ayında üzerimize yağdırdığı zam ve vergi sağanağıyla patronların yanında saf tuttuğunu, onların çıkarlarını koruyup kolladığını yeniden gösterdi. Bugün hem iktidarın bizi yoksullaştıran politikalarına hem de enflasyonla mücadele yalanlarına işçi sınıfı olarak güçlü bir tepki göstermek zorundayız. Bunun için UİD-DER’in “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” çağrısı son derece anlamlı ve önemli. Gelin bu mücadele çağrısını bulunduğumuz her alanda güçlendirelim. Hayatımızı çekilmez kılan bu saldırılara karşı çaresiz olmadığımızı dosta düşmana gösterelim.
Dört İşçiye Bir Emekli mi?
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Türkiye’de Asgari Ücret Düşük Değilmiş!
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- Yine, Tekrar, Bir Daha Şahlanıyoruz!
- Ucuz Bir Hayatı Neden Bu Kadar Pahalıya Yaşıyoruz?
- “Hiçbir Faydası Yoksa Neden Vergi Ödüyorum?”
- “Başımıza Ne Geliyorsa Nüfus Artışından” mı?
- Aman Bize Müjde Vermesinler!
- Onca Şeye Rağmen Gündemlerinde Yer Alamıyoruz
- Patronun Havucu İşçinin Onuru
- Asgari Ücret: Geçinmek mi Açlıktan Ölmemek mi?
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
- Bir Değil, İki Değil, Üç Değil!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- Derinleşen Yoksulluk ve Artan Eğitim Maliyetleri
- “Türkiye Yüzyılı” Yalanı
- Ödediğimiz Primlerden Payımıza Düşen Ne?
- Sağlık Sorunlarımız Kader Değil, Sınıfsal!
- Karıncalar ve Filin Hikâyesi
- “Ne Yapsam Mutlu Olamıyorum!”
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
Son Eklenenler
- İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşın ve katliamın birinci yılı geride kalırken dünya meydanları emekçilerin “emperyalist savaşa hayır” sloganıyla yankılanmaya devam ediyor. İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana sürdürdüğü savaşın alevleri yeni bölgelere...
- Sendikalaştıkları için işten atılan ve buna karşı 89 gündür direnen Polonez işçileri, İstanbul’un çeşitli merkezlerinde gerçekleştirdikleri basın açıklamalarıyla Polonez ürünlerine boykot çağrısı yaptı. İstanbul’da Marmara Park AVM, Kadıköy İskele...
- Bir kadın olarak grevde olmaktan, hakkımı beraber çalıştığım işçi arkadaşlarımla birlikte aramaktan gurur duyuyorum. Grev çadırında beklerken, çadırımızın önünden sanayide bulunan farklı fabrikalarda çalışan işçi arkadaşlar geçiyor. Kimisi bizlere...
- Geçtiğimiz haftalarda Kocaeli’nde düzenlenen “İnsan Hakları Eğitim Kampı”nda gençlerle bir araya gelen Bilal Erdoğan’ın konuşması dikkat çekiciydi doğrusu. Geçen yıl 2023 genel seçimlerinden hemen önce sanki bir lütufmuş gibi yasalaştırılan EYT...
- Egemenler ve onların siyasetçileri suçu ve suçluyu tanımlarken de, adaletten bahsederken de “hukuk devleti” diye bir kavram kullanıyorlar. “Bu ülkede hukuk var” lafını dillerinden düşürmüyorlar. Onların iddiasına göre hukuk büyük sermaye sahibi...
- İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırım bir yılı geride bıraktı. İsrail devleti milyonlarca insanın tepesine bombalar yağdırıyor. Geçtiğimiz bir yılda yarısı kadın ve çocuk olmak üzere 40 binden fazla insan katledildi. Bugün ise İsrail’in saldırıları...
- 28 Ağustostan 11 Eylüle kadar her gün grev çadırına gittim. Annemin fabrika önünde direniş yapması beni çok gururlandırıyor. Annem 47 yaşında, ben ise 11 yaşındayım. Grev alanından çok şey öğreniyoruz, bu durum hem beni mutlu ediyor hem de annemi....
- DİSK Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü Kıvanç Eliaçık, NotaBene yayınlarından çıkan “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” kitabı vesilesiyle 22 Eylülde UİD-DER’in konuğu oldu, kitap üzerine güzel bir söyleşi gerçekleştirildi. Ortadoğu ve...
- Patronlar işçi sınıfının sahip olduğu en küçük hak kırıntılarını bile yok edip kölelik koşullarını dayatıyor. Saldırıların dozu artıp kapsamı genişledikçe çok daha fazla sayıda işçi sorunlarına çözüm aramaya, birlik olma ve sendikalaşma yolunu...
- Havalar artık soğumaya başladı. Kara kış yavaş yavaş kapımıza doğru geliyor. Kış demek doğalgaz, gıda, elektrik, ulaşım, sağlık derken masraflarımızın katlanması demektir. Bu zorlukları birazcık azaltmak için her evde kışa küçük hazırlıklar...
- Sağlık çalışanları, 10 Ekimde aile hekimlerini ve sağlık çalışanlarını kapsayan sözleşme ve ödeme yönetmeliği taslağına tepki göstermek için bir araya geldiler. SES İstanbul Şubeleri, İstanbul Tabip Odası, İSTAHED, Birlik ve Dayanışma Sendikası,...
- İstanbul Çatalca’da Polonez işçilerinin haklı mücadelesi sürüyor. İşçiler ellerinden alınmak istenen hakları için direniyor ama karşılarında polisi buluyorlar. Polisi, emniyet müdürü, müftüsü yine patrona hizmet ediyor, kimin yanında olduklarını...
- 10 Ekim 2015 tarihinde DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ile çeşitli emek örgütleri ile on binlerce işçi ve emekçinin katılımıyla gerçekleşen “Emek, Barış ve Demokrasi” mitinginde IŞİD tarafından tertiplenen saldırı sonucu 104 insanımızı kaybettik, yüzlerce...