Buradasınız
EYT’liler Emeklilik Haklarını Mücadeleyle Kazandılar
İzmir’den emekli bir işçi

Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine ezberletilmiş sözleri yapay zekâ gibi art arda sıraladı. EYT’nin ne olduğunu sordum. Bilmiyordu. Ne zamandır bu mağazada çalıştığını sordum. 2 yıllık “Yaşlı Sağlığı ve Bakımı” bölümünü bitirmiş. Ataması olmamış. Özel hastanelerde de iş bulamadığı için mağazada asgari ücretle çalışmaya başlamış geçen yıl. Yaşı 22. “Hiç aralıksız çalıştığını düşün. Ve 65 yaşında emekli olabileceksin. Bunu biliyor musun?” diye sordum. “Ne 65 mi, nasıl olur? 65 yaşındaki insanları hiçbir işyeri işe almaz ki” diye kızarak bakmıştı. “Evet, maalesef devletin ve patronların istediği budur. EYT’liler yıllarca mücadele ederek emeklilik haklarını aldılar. Genç işçiler de hakları için mücadele ederlerse istediklerini alabilirler” diyerek örnekler verdim genç işçi kızımıza. Mağazadan çıktığımda önümden geçen arabanın plakasının 35 EYT 90 olduğunu görünce hemen resmini çektim.
İşçi sınıfının kadınları üretimin içinde yerlerini alarak ellerinin emeği, gözlerinin nuruyla iş güçlerini satarak ekmek paralarını kazanırlar. Hakları için greve, direnişe çıkarak mücadelede en önde yerlerini alırlar. Şimdilerde devam eden grev ve direnişlerde olduğu gibi önceki grev ve direnişlerde de kadın işçilerin mücadelede en önde yerlerini aldıklarını biliyoruz.
Resimdeki zincir mobilya satış mağazası ikamet ettiğim mahalleye yakın ve ana yoldan 9 belediye otobüsünün 9 yoksul mahalleye sabah akşam taşıdığı binlerce işçi ve emekçi önünden gelip geçer. Bu mahallelere cennet, çeşme, bağ-bahçeli isimleri ya da kendileri veya çocukları bu mahallelerden hiç geçmemiş, yoksullara iğretiyle bakan, dört yanı güneş gören etrafı yeşillikler içindeki lüks evlerinde, denize nazır yazlıklarında, yalılarında keyif çatan eski-yeni paşaların, generallerin adlarını vermişler. Bu mahallelerden üçü ise 1980 öncesinde devrimcilerin emekleri ile kurulmuştur. Adları Devrim, Umut ve Barış’tır.
Mağaza patronunun niyeti açık. Bu 9 mahallede ikamet edenlerin neredeyse tamamı işçi, EYT’li veya değil emekli yoksullardır. Aynı mağazanın İzmir’in kalantorlarının yaşadıkları mahallelerdeki reklam panolarında EYT değil, piyasaya yeni sürülmüş ve lüks ürünlerin reklamları vardır.
İşte görüldüğü gibi patronlar biz işçi sınıfını sadece iliklerimize dek ezip sömürmeyle kalmaz. Sömürünün üzerini bir perdeyle örter gibi, afili, janjanlı reklamlarla bizleri tuzağına düşürür. Kandırılıp satın aldıktan sonra kredi kartları borçları altında belimizi bir türlü doğrultamıyoruz.
Evet, sevgili işçi kardeşlerim bizler işçi sınıfı olarak elimizde ne varsa emek vererek, mücadele ederek elde etmişizdir. Kendimizden başlayarak düşünüp anlayabiliriz. Neyimiz varsa çalışarak, emek vererek sahip olmadık mı? EYT’liler bir araya gelip, birlik olup mücadele etmemiş olsalardı şimdi EYT diye bir şeyden söz edilir miydi? Ha bir de son olarak şunu söylemek isterim, bizlerin yani milyonlarca işçinin, bu kalpazan patronların oyunlarına kanmaması için örgütlü olması şarttır. Örgütlü işçiler patronlar sınıfının hiçbir sözüne güvenmez, inanmaz, kanmaz. Kendi sınıfımızın gözüyle görür, aklıyla düşünür, kulağıyla duyarız. Yani örgütlü işçiler tek başlarına bile olduklarında asla yalnız değillerdir. Edindiğimiz deneyimleri ve bize o deneyimleri kazandıranları her daim yanı başımızda bilerek davranırız. Gerek duyduğumuzda, döner sorar, deneyimlerden yararlanırız. Sınıfımızın örgütlü işçileri olalım ki bilinçli, deneyimli, insanlaşmış birer insan olalım.
Her Şey Karşıtıyla Vardır
- İmamoğlu’nun Gözaltına Alınması Protesto Ediliyor
- İyi İnsanların İsyanı…
- Başka Bir Sağlık Sistemi Ortak Mücadeleyle Mümkün!
- Mesele Doktorlar Değil Sağlık Sistemi
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Asgari Ücret Zammından Sonra…
- Asgari Ücret Asgari Zam Gördü!
- Rakip Değiliz
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- Metal İşçileri Yasak Tanımıyor, Grev Coşkusu Sürüyor
- Metal Sektöründe Bir Kez Daha Grev Yasağı
- Grevlerden Direnişlere İşçilerin Mücadelesi Büyüyor
- Direniş Çadırına Tezek Döktüren Korku
- Grev ve Direnişler Dayanışmayla Büyüyor
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- EYT’liler Emeklilik Haklarını Mücadeleyle Kazandılar
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Direnişte Atan, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Hayal Vergisi” de İster misin?
Son Eklenenler
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...
- Elizabeth Gaskell’in Kuzey ve Güney adlı romanını okumaya başlamadan önce, kitabı okuduğunu düşündüğüm birçok mücadele arkadaşımın yorumlarını almak istedim. Biri önce dört bölümlük dizisini izlememi tavsiye etti, bir diğeri uzun bir özet gönderdi....
- 19 Marttan bu yana başta gençler olmak üzere protestolara katılanları polis şiddetiyle gözaltına alan, tutuklayan, tehdit eden rejimin saldırıları giderek artıyor. Saldırılar karşısında geri adım atmayan ve faşist baskılara itirazını dersleri boykot...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, başkent Londra’da hükümet binalarının bulunduğu Whitehall sokaklarına çıktı. Endonezya’da emekçiler, kabul edilen Silahlı Kuvvetler yasasını protesto etmek için sokaklara döküldü. Arjantin’de iktidara gelir gelmez...
- İşçi sınıfının yanında saf tutan, kalemini yoksulların, emekçilerin hayatını ve özlemlerini anlatmak için kullanan nice yazar, şair ve aydın geçmiştir dünyamızdan. 2 Nisan 1948’de yaşamdan koparılan Sabahattin Ali de bunlardan biriydi.
- Sevgili işçi kardeşlerim, İşçi Dayanışması’nın 202. sayısında ve UİD-DER web sitesinde yayınlanan “Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan” yazısını okudum ve sesli yorumunu defalarca dinledim. Bu yazı, sınıf bilinciyle hareket eden...
- Sevgili işçi kardeşlerim, işçi sınıfının büyüklerinden kulağımıza küpe olan bir söz vardır: “Ayağın taşa değse, kapitalizmden bil!” Sınıf bilinçli işçiler olarak, temas ettiğimiz her işçi kardeşimize bu sömürü düzeninin hepimize nasıl dokunduğunu...
- Yeşiline sevdalandım/ Mavisine…/ Gülen gözlerinden süzülen ışıltıya/ Bir şiir/ Bir şiir yolumuzu açar belki
- 29 Martta CHP’nin çağrısıyla Maltepe’de bir araya gelen 2 milyonu aşkın işçi, emekçi, öğrenci, emekli; faşist saldırılara, polis şiddetine, baskı ve yasaklara, adaletsizliğe karşı “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” diye haykırdı...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), “Meydanlarda verdiğimiz demokrasi mücadelesini işyerlerine de taşıyoruz!” şiarıyla 28 Martta örgütlü olduğu işyerlerinde yarım gün iş bıraktı. Sabah saatlerinde işçiler işyerlerinde DİSK’in ortak...
- KESK İstanbul Şubeler Platformu, 26 Mart sabahı ev baskınıyla gözaltına alınan ve savcılık ifadesi dahi alınmadan çıkarıldığı mahkemede tutuklanan Eğitim Sen İstanbul Üniversitesi işyeri temsilcisi Levent Dölek ve tüm tutukluların serbest...