Buradasınız
Ezilenlerin şarkıları ölmez: Kızıl Bursa!
2 Mayıs 2021 - 18:30
“Her sınıfın ecdadı kendine” derler. Peki, imparatorluk sınırları içinde doğan işçi sınıfı, yani dedelerimiz, ninelerimiz, yani atalarımız, ecdadımız neler yaşıyorlardı? Osmanlı’nın yeniyetme kapitalistlerinin işletmelerinde onlar için hayat nasıldı? Sözü onlara bırakalım… İştirak yani Ortaklaşma adlı gazeteye Bursa’daki ipek işçileri adına gönderilen mektuba dikkat kesilelim. Şöyle yazar “Hayat ve Hakikat” başlıklı mektupta:
“Biz o perişan çiçeklerdeniz ki baharı görmeden güz yapraklarına döneriz. Sayımız yalnız Bursa’da beş bine ulaşır. Gece gündüz çalışırız, çalışırız... Tekrar çalışırız! Halimize kimse acımaz! Hiçbir duyarlı kalbe, hiçbir acıyan vicdana rastlamıyoruz. Evet! Vücudumuzu kavuracak surette çalışıyoruz. Bizim yaşıtlarımızdan olan şen ve şuh kızlar aşklarıyla, tantanalarıyla yaşamın lezzetlerini tadarlarken biz; fabrikanın kokuşmuş havasında ciğerimizi çürütürüz. Sıcak sular içinde ellerimizi yıkar, feryat ve figanlar ile kalbimizi kavururuz. Bizim kavuşma hediyemiz çirkin sövgüler, ödülümüz yüzümüze atılan bir tokat, emeğimizin karşılığı bir parça kuru ekmektir.”
Elleri nasırlı, alınları terli, ekmek kavgaları büyük olan işçilerin ezgileri, ağıtları, marşları yüreğimize işler. Tıpkı Uludağ’ın eteğindeki Bursa’da, fabrikaların genç kızların kanıyla ipek boyadığını anlatan Yeşil Bursa Marşı gibi! “Yeşil Bursa”, mutlaka sömürüsüz bir dünyayı temsil etmek anlamında “Kızıl Bursa” olmalı. Genç kızların, çocukların, tüm işçilerin yüzü gülsün diye… Bugünün “perişan çiçekleri” için bahar gelsin diye…
İşçilerden 1 Mayıs Mücadele Mesajları
Dostlar bizler tekstil işçileri olarak daha önce birçok kez 1 Mayıs meydanlarına gittik. 1 Mayıs’ın önemini, değerini biliyoruz. Ama sadece bunları bilmek yetmiyor. Önceden işyerinde her sorun yaşadığımızda sanki bir tek biz yaşıyormuşuz gibi öfkelenip kızıyorduk, çünkü daha önce örgütlü işçilerle hiç bir araya gelmemiştik. Ta ki UID-DER’li arkadaşlarla tanışana kadar. Etkinliklere katıldıkça, onlarla sohbet ettikçe, UİD-DER’in bültenini okudukça bizim gibi birçok işçi arkadaşımızın da işverenlerle aynı sorunları yaşadığını ve bunları bültene yazdıklarını gördük. Anladık ki biz işçiler ancak birlikte mücadele içinde olursak bu kapitalist sisteme karşı güçlü ve sağlam durabiliriz. Çünkü kapitalist sistem işçi sınıfına yoksulluk, savaş ve salgından başka bir şey vaat etmiyor. İçinde bulunduğumuz bu süreçte her ne kadar salgından dolayı meydanlara, sokaklara çıkamasak da, baskılar ve yasaklar önümüze koyulsa da bizler işçiler olarak 1 Mayıs’ın coşkusunu ve heyecanını yaşıyor ve yaşatıyoruz. Egemenler ne yaparlarsa yapsınlar sınıfımızın bu mücadele gününü yaşatmaya devam edeceğiz. Buradan bütün işçi ve emekçilerin 1 Mayıs’ını kutluyoruz.
Kıraç’tan bir grup kadın tekstil işçisi