Buradasınız
Geleceğini Arayan Gençlik: Yarınlar İçin Mücadele Edelim!

Mutsuzluk, yalnızlık, karamsarlık ve geleceğe dair umutsuzluk! Gençlik yılları insanın en güzel zamanları ama emekçi gençliğin hayatının merkezinde kocaman bir boşluk var. İster öğrenci ister işsiz veya çalışıyor olsun, işçi sınıfının gençliği kahredici bir çıkışsızlık içerisinde. Kâra dayalı sömürü düzeni geleceğe dair kurduğumuz umutları söndürüyor.
Egemenler her fırsatta gençlerin toplumun geleceği olduğundan dem vurur. Peki, bize nasıl bir hayat reva görüyorlar? 12-13 yaşında, daha okul çağında işçileşiyor kimimiz; bir kafede, tekstil atölyesinde yahut inşaatta buluyor kendisini. Sonra başlıyor ömürlük sömürü, baskı ve sefalet… İş bulma kaygısı, iş kaybetme korkusu, eve ekmek götürme derdi… Resmi verilere göre Türkiye’de bugün 18 yaşından küçük 720 bin işçi çalışıyor. Kâr hırsıyla yanıp tutuşan patronlar sınıfı için 720 bin ucuz işgücü!
Peki, ya okuyanlarımız? Kantin ve yemekhanelerden kıyafete, servis ve toplu taşımadan ders materyallerine, cüzdanları boşaltan dershane ve özel derslerden harç ve barınma ücretlerine kadar eğitim masrafları her kalemde yükseliyor. Her sene milyonlarca sıra arkadaşımız sırf ekonomik sıkıntılardan ötürü üniversiteyi, liseyi, hatta ortaokulu bırakmak zorunda kalıyor. Okumak işçi çocukları için giderek pahalılaşıyor, zorlaşıyor.
On milyonlarca genç, en verimli oldukları dönemde iş bulamıyor. İşsizlik ve gelecek kaygısı büyük bir endişeye, endişe ise umutsuzluğa ve depresyona yol açıyor. Öz saygılarını kaybeden gençler, kimlik bunalımına düşüyor ve psikolojik sorunlarla boğuşuyor. Yani sömürü düzeni gençliğin enerjisini emiyor ve onları pasifleştiriyor.

LGS, YKS, TYT, KPSS… Her sene milyonlarcamız bir meslek sahibi olmak, toplumda bir yer edinmek hedefiyle çeşit çeşit sınava giriyor. Hayat hiçbirimiz için eşit değilken aynı sınav sistemiyle ölçülüyoruz. Yarış atı gibi koşturuluyor, hayatı ıskalıyoruz. Sınava hazırlanan bir öğrencinin zihnine, sınavı kazanmaktan ve iyi bir okula gitmekten başka hiçbir seçeneğin olamayacağı fikri işleniyor. Sonuç? Pek çok arkadaşımız bu yoğunluğu ve başarısızlık hissiyatını kaldıramayarak anti-depresan ilaçlara başlıyor, daha da acısı intihara sürükleniyor.
Genç işsizlik bugün Türkiye tarihinde örneği görülmemiş ölçüde yüksek! 15-24 yaş aralığındaki gençlerde işsizlik oranı yüzde 43’ü buldu, yani neredeyse her iki gençten biri işsiz! Üniversite mezunu olmak da bu topraklarda artık bir emekçi çocuğunun makûs talihini değiştirmiyor. Üniversite mezunu her üç gençten biri işsiz! Bugün Türkiye’de azımsanmayacak bir bölümü üniversite mezunu olan 1 milyon 300 bin genç kayıt dışı çalıştırılıyor. Her 10 gençten 4’ü sosyal güvenceden yoksun!
Genç arkadaş! Biz sıra arkadaşın, iş kardeşin, işsizlik kuyruğunda önündeki, arkandakiyiz. Derdinin ortağıyız ama aynı zamanda kol kola gireceğin dostlarınız. İtiraz etmiyor ve değiştirmeye çabalamıyorsa, eleştirdiklerinden sorumlu olmaz mı insan? Ama biz değiştirebiliriz, geleceğimizi şekillendirebiliriz. Kararlıyız, inançlıyız, umutluyuz.
On milyonlarca genç, en verimli oldukları dönemde iş bulamıyor. İşsizlik, insanı bir boşluğa fırlatıp toplumsal dayanak noktalarını yok ediyor. İşsizlik ve gelecek kaygısı büyük bir endişeye, endişe ise umutsuzluğa ve depresyona yol açıyor. Öz saygılarını kaybeden gençler, kimlik bunalımına düşüyor ve psikolojik sorunlarla boğuşuyor. Yani sömürü düzeni gençliğin enerjisini emiyor ve onları pasifleştiriyor.
Toplumsal ilişkileri çürüten, insanî değerleri aşındıran, rekabeti körükleyen, insanları bencilleştiren kapitalizmdir. Savaşlar ve sefalet dört bir yanda, haksızlıklar, adaletsizlikler her yanı sarmış durumda. Özgürlükler kısıtlanıyor, baskı ve yasaklar artıyor. Sanki bir deli gömleğine hapsedilmişiz; nefes alamıyor, boğuluyoruz. Dahası kapitalist kâra dayalı üretimin yol açtığı iklim krizi dünyamızı hayli tehlikeli bir noktaya sürüklüyor. Bu düzen yoksulluk düzenidir, geleceksizlik düzenidir. Hayatı çoraklaştıran, çölleştiren bir düzendir bu!
Genç arkadaş! Emekçi gençlik olarak kapitalist sömürü düzeninin çizdiği aptallaştırıcı yaşamı kabul etmiyoruz. Kabuğumuzda yaşamayı ve insanlığın sorunlarına sırtımızı dönmeyi reddediyoruz. Bizlere dayatılan sömürü koşullarını ve geleceksizliği reddediyoruz. Kapitalist barbarlığı ve onun saçtığı karanlığı reddediyoruz. Seni, sesimize ses katmaya davet ediyoruz!
Genç arkadaş! Biz sıra arkadaşın, iş kardeşin, işsizlik kuyruğunda önündeki, arkandakiyiz. Derdinin ortağıyız ama aynı zamanda kol kola gireceğin dostlarınız. İtiraz etmiyor ve değiştirmeye çabalamıyorsa, eleştirdiklerinden sorumlu olmaz mı insan? Ama biz değiştirebiliriz, geleceğimizi şekillendirebiliriz. Kararlıyız, inançlıyız, umutluyuz. Biliyoruz ki umutlu olmak yetmez, umudun öznesi olmalı, kendisi olmalıyız. Yeter ki yarının kurucuları olmanın cüretini gösterelim. Yeter ki hep birlikte bir adım atalım ve yarını bugünden kurmaya başlayalım. Dünyayı değiştirmek ve daha güzel yarınlar kurmak için işçi sınıfının mücadele saflarında yerimizi alalım!
Genç arkadaş! Emekçi gençlik olarak kapitalist sömürü düzeninin çizdiği aptallaştırıcı yaşamı kabul etmiyoruz. Kabuğumuzda yaşamayı ve insanlığın sorunlarına sırtımızı dönmeyi reddediyoruz. Bizlere dayatılan sömürü koşullarını ve geleceksizliği reddediyoruz. Kapitalist barbarlığı ve onun saçtığı karanlığı reddediyoruz. Seni, sesimize ses katmaya davet ediyoruz!
Arılar ve Sınıf Bilinçli İşçiler
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Gazze’de Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Filistin ve Ortadoğu’da Yangın Büyüyor
- Oylar Emek ve Özgürlük İttifakı Partilerine!
- Ülkeyi Enkaz Yığınına Çeviren Yağmacı Düzene Artık Yeter!
- İşçi Sınıfı 1 Mayıs’ta Asrın Kötülüğüne ve Yağmacı Enkaz Düzenine “Artık Yeter” Diyecek!
- Felaket Göz Göre Göre Geldi: Depremzedeler İçin Tüm Olanaklar Seferber Edilsin!
- Asgari Ücret Görüşmeleri Algı Oyunlarıyla Başladı
- UİD-DER Kadın Komitesi: Kadına Yönelik Şiddetin Kaynağı Kapitalizmdir!
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı!
- UİD-DER Kadın Komitesi: 1 Mayıs’ta Birlik, Dayanışma ve Coşkumuzla UİD-DER Kortejinde Buluşalım!
- Birlik ve Dayanışma İçinde 1 Mayıs’a!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Emeğin Mücadelesi Emekçi Kadınlarla Büyüyor!
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- Özgürlük İstiyorsak…
- Geleceğimiz İçin UİD-DER’deyiz!
- Gençlerimizi Öldüren Kapitalist Düzendir
- Gençler Olarak UİD-DER’de Buluşalım
- Umudumuzu Hep Birlikte Yeşertelim
- Gençliğe Sınıfımızın Gerçeklerini Anlatalım
- Depresyon ve Anksiyetenin İlacı Dayanışma
- Gelecekten Korkma! Korkunun Üzerine Birlikte Gidelim!
- Gençlik ve Kapitalizm Lodosu: Şikâyet Etmek Yetmez!
- Adalet Orada mısın?
- Gücümüzün Farkındayız!
- Sen Nerede Duracaksın?
- Biz de Umutluyuz, Çünkü UİD-DER’liyiz!
- UİD-DER Hayatıma Bir Güneş Gibi Doğdu!
- Barınamayan Gençlerin Ruh Hali!
- Çoğaldıkça Umudumuz Büyüyor
- UİD-DER’in Bana Öğrettiklerini Yaşayarak Deneyimledim
- Yağmur Olup Yağacağız Bu Kurak Topraklara
- Umut Bizim Ellerimizdedir!
- Genç İşsizliği “Ulusal Genç İstihdam Stratejisi” ile Çözülebilir mi?
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...