Buradasınız
Grev ve Direnişleri İşçilerin Ortak Mücadelesine Çevirelim

İçinde bulunduğumuz dönem, patronların saldırılarının hızlandığı ve buna bağlı olarak grev ve direnişlere gebe bir dönemdir. Ancak, grev ve direnişlerin kazanımla sonuçlanması için, öncelikle işyerindeki işçilerin tümünü mücadeleye katmak ve bununla da yetinmeyerek mücadelenin tek tek fabrikalara hapsolmamasını ve işçi mücadelesinin genelinin bir parçası haline dönüştürülmesini sağlamak gerekiyor. Oysa halihazırda süren birçok grev ve direnişte bu sağlanabilmiş değildir. Greve çıkan işçilerin mücadele şevki kısa sürede kırılıyor ve süreç ilerledikçe, grevci işçiler grev alanına dahi gelmemeye, bir iş bulup çalışmaya başlıyor. Böylece işyerinin önüne asılan “bu işyerinde grev var” pankartının önünde bekleyen işçilerin sayısı azaldıkça azalıyor ve grev başarısızlıkla sonuçlanıyor. Sendikalaşma mücadelesinden ötürü işten atılan ve direnişe çıkan işçilerin de durumu farklı değil. Bu direnişlerde, işçilerin bir kısmı direnirken, bir kısmı ise mücadeleye katılmayarak çalışmaktadır. Bölgedeki işyerlerine yayılmak şöyle dursun, işyerinin tamamına yayılamadığı için mücadele başarısız oluyor ve işçilerin morali bozuluyor. Son dönemde yaşanan grev ve direnişlere damgasını basan tam olarak budur.
Oysa grev ve direnişleri öncelikle tüm işyerine ve daha sonra da fabrika ve işyeri sınırlarından çıkartarak tüm sanayi bölgelerine ve hatta işçilerin yaşadığı mahallelere taşımak gerekiyor. Patronların en büyük korkusu işçi mücadelesinin dalga dalga yayılmasıdır. Grev ve direniş yerlerinden çakılan mücadele kıvılcımının diğer işyerlerine ve fabrikalara sıçramaması için patronlar sınıfı büyük bir çaba harcarlar. İşçilerin üzerine polisi ve jandarmayı salmaktan, işçi mücadelesinin önüne yasakçı yasaları çıkartmaktan bir an olsun geri durmazlar. Yani patronlar birçok yönden bastırarak mücadeleyi boğmaya çalışırlar. Örgütsüzlük ve dağınıklıktan ötürü grev ve direnişlerden işçi sınıfının büyük kütlesinin haberi dahi olmamaktadır. Bu durum, mücadele eden işçilerin yalnız kalmasına yol açmakta ve patronların mücadeleyi kırma çabalarına yardımcı olmaktadır.
Peki, ne yapmak gerekiyor? Grev ve direnişleri sınıfımızın gündemine taşımalı, tek tek işyerlerinde ve fabrikalarda süren mücadeleyi genelleştirmeliyiz. Bunun için işyerlerinin ve fabrikaların bulunduğu sanayi bölgelerine ve işçi mahallelerine ziyaretler yapılmalı, bildiriler dağıtılmalı, toplantılar yapılmalı, yürüyüşler düzenlenmelidir. Bu tür eylem ve örgütlenmeleri hayata geçirmek için, işçilerin mutlaka sendikaları harekete geçirmeleri ve basınç bindirmeleri gerekmektedir. Sen di ka ları harekete geçirecek, canlandıracak olan işçilerdir, bunu asla unutmamalıyız!
Sendikaların ve bağlı oldukları konfederasyonların grev ve direnişteki işçiler için dayanışma eylemleri yapması, kampanyalar örgütlemesi, sendika fonlarını işçilere açması, yardımlar toplaması, grev ve direniş alanlarına ziyaretler düzenlemesi mücadelelerin başarıya ulaşması açısından oldukça önemlidir. 1980 öncesinde grev ve direnişlerin başarıya ulaşmasında işyerleri arası dayanışmanın ve sendikaların bu mücadelelere sahip çıkarak genelleştirmesinin payı çok büyüktü. Aynı şekilde, grev ve direnişteki işçiler ailelerini de sürecin bir parçası yapıyor, işçi mahallelerinden grev ve direniş alanlarına dayanışma ziyaretleri örgütleniyordu. Böylece, grev ve direnişler ile dayanışma ağı hem işyerlerinden mahallelere hem de mahallelerden işyerlerine doğru örülüyordu.
Bu noktada meselenin uluslararası boyutunu da unut mamak gereklidir. Zira herhangi bir sektörde veya işyerinde yaşanacak grev ya da direnişin kısa zamanda ve başarıyla sonuçlanması için, işçi sınıfının uluslararası desteği de önemlidir. İngiliz liman işçilerinin dünyanın gün demine giren mücadelesi, ulusal ve uluslararası destek gören Nova med işçilerinin grevi bizlere örnek olmalıdır. Başarıyla sonuçlanan grev ve direnişleri hatırladığımızda, kazanımların arkasında sınıfın geneliyle kurulan ortak bağlar, dayanışma ve birlikte mücadelenin hayata geçirilmiş olduğunu görürüz. Bugün de başta İstanbul olmak üzere birçok yerde bin bir güçlükle sürdürülen grev ve direnişleri başarıya ulaştırmak için mücadeleyi sınıfımızın en geniş kesimleriyle buluşturmalı ve sermaye sınıfına karşı birlikte hareket etmeliyiz. Grev ve direnişleri omuz omuza daha da ileri noktalara taşımak, sınıfımızın gücünün farkına varmak, işyerlerinden mahallelere uzanan dayanışma ağları örmek ve kazanmak için mücadelelerimizi ortaklaştırmalı ve genelleştirmeliyiz!
Bu Yüzden İşçi Tiyatrosu Deniyor!
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....