Buradasınız
Hacettepe’de Mücadelemiz Devam Edecek
Hacettepe Hastanesinden bir grup işçi

Merhaba işçi kardeşlerimiz,
Bizler uzun zamandır Hacettepe Hastanesinde çalışan taşeron işçileriz. Dünyada ve Türkiye’de taşeron çalışma biçimi biz işçilerin en büyük sorunlarından bir tanesi. Güvencesiz çalışma, uzun iş saatleri, düşük ücretler, asıl işlerin biz taşeron işçilere yaptırılması ve taşeron işçiliğin yaygınlaştırılmasıyla beraber artan iş kazaları ve meslek hastalıkları hayatımızı çekilmez kılıyor.Taşeron işçilerin yaşadığı bu sorunları biz de çalıştığımız hastanede yaşıyorduk. Hastanemize taşeronun ilk girdiği yıllarda yıllık izinlerimiz ve resmi tatillerde yaptığımız mesailerin ücretleri verilmiyordu. İş kazası geçiren personel çalışamayacak durumdaysa iş akitleri tazminatsız sonlandırılıyordu. Birçoğumuz haklarımız nedir bilmiyorduk. Bilenler de örgütsüz oldukları için işten çıkartılma korkusuyla seslerini çıkartmıyorlardı. Hatta uzmanlık gerektiren asıl işleri de biz taşeron işçilere yaptırıyorlardı. Yıllarca bu şekilde çalıştırıldık. Örgütsüzlüğümüzün farkında olan taşeron şirket, hastane yönetiminin de göz yummasıyla maaşlarımızı da parça parça yatırmaya başladı. Maaşlarımız 4 yıl boyunca düzensiz yatırıldı. Bu süreçte biz işçiler işe gelip gitmek için para bulamayıp, komşumuzdan para ister duruma gelmiştik. Bankalara borçlanıp evine icra gelen, eşlerinden boşanan ve intihar eden arkadaşlarımız oldu. Bu sorunlar ve öfke biriktikçe biz işçiler artık bunlara dur denmesi gerektiğini anladık. Bir bayram öncesinde yine maaşımızın yatırılmayacağı söylenince buna karşı bir eylem örgütlemeye karar verdik. Maaşımız yatana kadar çalışmayacağımızı söyleyerek hastane bahçesinde toplandık. İlk başta tek kuruş parası olmadığını söyleyen hastane yönetimi 2,5 günlük kararlı eylemimizin sonunda hepimizin maaşlarını yatırdı. Bu eylemden sonra maaşlarımız düzenli yattı, çünkü bunu fiili mücadeleyle kazanmıştık. Kazanımla sonuçlanan bu başarılı eylemimizden sonra bütün işçilerin örgütlülüğe ve birlikten gelen güce inancı daha çok arttı. Bu olaydan sonra hem sendika hem de işyeri örgütlenme faaliyetlerimize devam ettik.
Maaşlarımız düzene girmişti ama daha birçok sorunumuz devam ediyordu. Taşeron statüsünde çalıştırıldığımız halde görevimiz olmayan işler dâhil bütün işler bize yaptırılıyordu. Öyle ki hastaların sağlığını olumsuz etkileyecek müdahalelerde bulunmamız isteniyordu. Bunların yanı sıra taşeron işçilerle kadrolu işçiler arasındaki eşitsizlik ayyuka çıktı ve maaşlarımız düşürüldü. Buna karşı mücadele eden işçilere haksız yer değiştirmeler ve görev değişiklikleri yapılıyordu. Bu süreçte mücadele eden bir arkadaşımız işten atıldı. Bu saldırıya boyun eğmedik, arkadaşımızı işe aldırmamız için yine üretimden gelen gücümüzü kullandık. Eylemimizin 3. saatinde işten atılan arkadaşımız tekrar işe alındı. Birliğimizden gelen gücümüz yine kendini göstermişti. Daha sonra görev tanımlarımızda olmayan işleri yapmayı reddettik. Bununla birlikte UİD-DER’ in başlatmış olduğu "İş kazaları kader değildir, işçi ölümlerini durduralım” adlı kampanyayı işyerimize taşıyarak yönetimi iş güvenliği önlemleri almaya zorladık. Bu örgütlenme faaliyetlerimizi engellemek için hastane yönetimi taşeron şirketle hazırladığı ihale şartnamesine uygulamada yaptığı bütün haksızlıkları koyarak yaptıklarını yasallaştırmak istedi. Şartnameyi gören biz işçiler bir araya gelerek haklılığımızdan aldığımız güçle yine bir eylem örgütledik. Daha önceki görüşmelerde bizi oyalayan hastane yönetimi eylemin gücünü görünce tekrar görüşmek istedi. Görüşmeye gitmeden önce temsilcilerle bir toplantı yapıp taleplerimizi belirledik. Taleplerimiz; ücretlerimizin açlık sınırının üzerine çıkması, ihale şartnamesinin iptal edilmesi ve temsilcilerimizin de olacağı bir komisyon kurularak yeni şartnamenin bu kurul tarafından belirlenmesiydi. Hastane yönetimi taleplerimizin karşılanabilir olduğunu söyledi ve yanımızda işletme müdürünü arayarak ihaleyi iptal ettirdi. Fakat aradan 5 gün geçtikten sonra 50 işçi taşeron şirket avukatı tarafından telefonla arandık ve bize iş akdimizin feshedildiği söylendi. Hemen ertesi gün atılan tüm işçiler bir araya gelerek bu duruma boyun eğmeme ve direnme kararı aldık. Bütün engellemelere rağmen hastane içerisine direniş çadırımızı kurduk. Direniş süresince bizi bölmek için hastane yönetimi çok çeşitli yöntemlere başvurdu. İçerdeki arkadaşlarımızın desteğini engellemek için direnişimizi karalamaya çalıştılar. İşten atılan arkadaşlarımızı tek tek arayarak bizi bölmeye çalıştılar. Bu oyunların hiçbirine gelmediğimizi gördüklerinde de direnişin 32. gününde ana işveren olan Hacettepe Üniversitesi bünyesinde sözleşmeli işçi olarak tekrar işe başlatmayı teklif ettiler. Biz bu teklifi değerlendirdik ve kabul etmeye karar verdik. Ama bu süreçte işverenin bin bir oyununu gördüğümüz için de herkes işe başlayana kadar direniş çadırımızı kaldırmama kararı aldık.
Bizlere bu teklifi sunarlarken bizi düşündükleri için yapmadılar. Bizlerin kararlı duruşu hastane yönetimini böyle bir karar almaya zorladı. Taşeron şirkete karşı vermiş olduğumuz mücadeleyi bu sefer de ana işverene yani üniversite yönetimine karşı devam ettireceğiz. Bizler biliyoruz ki, ister taşeron ister kadrolu olalım haklarımızı almanın ve var olan haklarımızı koruyup arttırmanın yolu ancak ve ancak örgütlü mücadeleden geçmektedir.
Birleşen İşçiler Yenilmezler!
Daha Bitmedi Mücadeleye Devam
- İzmir’de Grevci İşçiler Sefalet Dayatmasına Hayır Dedi
- DYO Boya Grevi Kazanımla Sonuçlandı
- İşçiler, Emekliler Sefalet Dayatmasına Karşı Mücadeleyi Büyütüyor
- Buca Belediye İşçilerinin Anlattıkları
- Çiğli Belediyesinde İşten Atılan Kadın İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Kamu Emekçileri, Öğretmenler, İşçiler Mücadele Ediyor
- Polonez İşçilerine Selam Olsun
- Bize Ekmek Yoksa Size Pasta Yok!
- Buca Belediyesi İşçileri Ücret Gaspına Karşı İş Bıraktı
- Hak Gasplarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Reckitt İşçilerinin Grevi Kararlılıkla Sürüyor
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevi Bitti Ama Grev Nefreti Bitmedi
- Bayramın Üçüncü Gününde KRT İşçileriyle Dayanışma
- KRT Çalışanlarından Eylem
- Reckitt Benckiser Grevcilerini Ziyaret Ettik
- Portakal-Porvil Grevi Kazanımla Sonuçlandı
- Genel-İş Sendikası İzBB Grevi Hakkında Basın Açıklaması Yaptı
- Sağlıktan Petrokimyaya İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- Çiğli Belediyesinde İşten Atılan Kadın İşçiler Mücadelede Kararlı
- Toros Tarım ve DYO Boya İşçileri Grevde
Son Eklenenler
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...
- Bak, ufukta görünen/ Özgürlüğün bayrağını sallayanlar/ Başı dik/ Gözleri umut umut bakanlar/
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...