Buradasınız
İklim Krizi de Kapitalizmin Krizidir!
Geçtiğimiz günlerde Amerikan Meteoroloji Derneği iklim kriziyle ilgili bir rapor yayımladı. Raporda Türkiye’de 2020’nin kayıtlara geçen en sıcak üçüncü yıl olduğu belirtildi. Türkiye’de 2020’nin ortalama sıcaklığı mevsim normallerinin 1,4 santigrat derece üzerindeydi. Sıcaklıkların bu denli artması beraberinde bir dizi sorun doğuruyor. 2020 yılı yaz aylarında Türkiye’de ve dünyanın pek çok bölgesinde çıkan yangınların sebebi sıcaklığın kritik düzeylere çıkmış olması ve yine aynı nedenle yağmursuz sürelerin uzamasıdır.
Dünyamız tarih boyunca yangınlar, seller, depremler gibi pek çok doğal afet yaşadı. Fakat kapitalizme kadar bunlar doğa olaylarıydı ve aslında bir anlamda doğanın kendisini yenilemesi demekti. Ama bugün kapitalizm altında doğal olmayan bir durum yaşanıyor. Kapitalist efendilerin politikaları yüzünden dünyamız küresel ısınmanın pençesinde kıvranıyor. Egemenlerin kurdukları santraller, kuruttukları su kaynakları, tahrip ettikleri hatta yok ettikleri ormanlar, kullanılan fosil yakıtlar iklim krizine neden olarak hayatımızı olumsuz etkiliyor.
Raporda sera gazlarından biri olan karbondioksit miktarının hızla yükseldiği belirtiliyor. Öyle ki bir önceki yıl olan 2019’a göre bile oranlar yüksek. Atmosferdeki karbon yoğunluğunun son 20 yılın ortalamasının yüzde 30 üzerinde çıktığı ve ölçülen değerin 800 bin yıldır kaydedilen en yüksek değer olduğu dile getiriliyor. Fosil yakıt kullanımı hem soluduğumuz havada karbon yoğunluğunu hem de atmosferdeki sera gazlarının yoğunluğunu arttırıyor. Sera gazlarının yoğunluğunun artması atmosferde daha fazla ısının tutulmasına, dolayısıyla küresel ısınmaya yol açıyor. “Tek nedeni olmasa bile iklim krizinin başlıca nedenini fosil yakıtlar (kömür, petrol, doğalgaz gibi) oluşturuyor. Küresel sıcaklık ortalamasındaki artışın 1,5 dereceyi geçmemesi için karbondioksit salımında her yıl milyarlarca ton azalış sağlanması gerekiyor. Ama burjuva hükümetlerin ikiyüzlü açıklamaları ve temennileri eşliğinde, fosil yakıtlara dayalı enerji santralleri kurup işletmekle iştigal eden dev şirketler, faaliyetlerini sınırlamak şöyle dursun genişletmeye devam ediyorlar. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 60 ülke yeni kömür santralleri inşa etmeyi planlıyor. 1850 yılına göre atmosferdeki karbondioksit oranı %31, metan gazı %151 artış göstermiştir.”[*] Peki, kapitalistler bu denli zararlı olan enerji kaynaklarını neden tercih ediyorlar? Bunlar yerine kullanılabilecek temiz enerji kaynakları yok mu ya da varsa neden kullanılmıyor? Aslında insanlığa bolca yetecek ve doğayı tahrip etmeyecek güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, füzyon enerjisi gibi yenilenebilir temiz enerji kaynakları mevcuttur. Ama egemenlerin bunları tercih etmeyip fosil yakıtları kullanmalarının sebebi bunların onlar için daha az maliyetli ve daha çok kârlı olmasıdır. Alternatif temiz yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak onlar için daha maliyetli ve daha az kâr sağlıyor. İnsan hayatını düşünmeyip kendi cebini düşünen sermaye sahiplerinden fosil yakıtlardan vazgeçmelerini beklemek balığın kavağa çıkmasını beklemek gibidir. Çünkü sermaye için önemli olan doğanın yeşili değil doların yeşilidir.
Bu sistem altında yaşadığımız sürece gezegenimiz can çekişecek, sadece insanlar değil yerküre üzerinde yaşayan bütün canlılar yok oluş tehlikesi altında olacaktır. Kapitalizm dünyanın dengesini bozuyor, havayı, su kaynaklarını kirletiyor ve doğal alanları yok ediyor. Hayatımız daha da yaşanmaz hale geliyor. Bu miadını doldurmuş, çürümüş sistemi tarihin çöplüğüne atmazsak bu düzen insanlığı ve tüm gezegeni yok edecek.
[*] İklim Krizi ve Kapitalizm, https://marksist.net/oktay-baran/iklim-krizi-ve-kapitalizm
- İktidarın Zihniyeti İliç’te de Aynı!
- İliç’te Aileler Arama Çalışmalarının Durdurulmasını Protesto Etti
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- Brezilya, Fas, Libya: Kapitalizm Felaket Demektir!
- Akbelen Direnmeye Devam Ediyor!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- Orman Yangınları Devam Ediyor
- Deştin Köylüleri: Çimentocular Topraklarımızı İşgal Edemeyecek!
- Samandağ Halkı: “Deprem Öldürmedi Asbestle Öldürecekler!”
- Depremden Sonra Sel de Felakete Dönüştü
- Pakistan’da Seller Can Almaya Devam Ediyor
- “Yeşil Bursa”ya Ne Oldu?
- Ormana Girişleri Yasaklamak mıdır Önlem?
- Fırat Nehri Siyanür Akıyor!
- Doğada Can Bulan Ne Varsa Kapitalizmde Can Çekişiyor!
- Dünya Nüfusunun %99’u Kirli Hava Soluyor!
- ABD Colorado’da Yangın: Kapitalist Felaketler Bitmiyor!
- Gezegeni Kirleten Sistemin Temsilcileri Toplandı
- İklim Krizinin Nedeni İnsan mı? Öyleyse Hangi İnsan?
- Mersin’de Kaçak Granül İşletmeleri Zehir Saçıyor!
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...