Buradasınız
İlk 1 Mayısım
Sarıgazi’den bir işçi

Merhaba Dostlar,
Ben 1 Mayıs’a ilk kez katılan bir işçiyim. Yine de ilk kez katılan başka insanlara göre bir farkım vardı. O da bir işçi derneğinin içinde bulunmamdı. Bu nedenle 1 Mayıs heyecanı beni haftalar öncesinden sardı. Çünkü UİD-DER’li işçiler olarak haftalar öncesinden başladık 1 Mayıs hazırlıklarına. Fabrika önlerine gidip bildiri, bülten dağıtımları yaptık. 1 Mayıs’ın tarihçesi, nasıl kazanıldığı ile ilgili sinevizyon gösterimleri düzenledik. 1 Mayıs etkinliği için davetiye dağıtımları yaptık. 1 Mayıs afişlerimizi hep beraber yapıştırdık. Ve o gün geldiğinde meydanda gördüğümüz kalabalık bu çabalarımıza değdiğini göstermiş oldu.
Ne zaman ki işçiler örgütlü olarak bir araya gelirse haklar o zaman alınır. 1 Mayıs alanında ne kadar kalabalık ve örgütlü olursak, kan emici patronlara o kadar net bir cevap vermiş oluruz. Bugün dünyanın pek çok yerinde kapitalistler kârlarına kâr katmak için acımasızca binlerce, on binlerce insanın katledilmesine sebep olabiliyorlar. Bugün pek çoğumuz asgari ücret karşılığında 10-12 saat fabrikalarda çalışıyoruz. Eşimizle, çocuğumuzla vakit geçiremiyoruz. Yeterince dinlenemiyoruz. Ama böylesi bir yaşam, böylesi bir dünya kader değil. Peki, ne yapmalı? UİD-DER bu soruyu soranlara adres olacaktır. Çocuklarımıza katliamlarla, sömürüyle dolu acımasız bir dünya miras bırakmak istemiyorsak mücadele etmek zorundayız.
Ama evde oturarak mücadele edilmez. Silkinip ayağa kalkmalı, tek başımıza değil, diğer işçi kardeşlerimizle beraber mücadele etmeliyiz. UİD-DER gibi derneklerden yardım almalıyız. Nasıl mücadele etmem gerektiği konusunda UİD-DER’in bana çok faydası oldu. Bu düzenin kan emicilerinin bizi sömürmesine izin vermeyelim. Gelin hep beraber bu gidişata dur diyelim. Vakti geldi de geçiyor. 1 Mayıs kolay kazanılmadı. Bu güne, işçi sınıfının mücadelesine sahip çıkalım.
Kurtuluş Yok Tek başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
1 Mayıs
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...