Buradasınız
İnsan Nasıl Öğrenir? Sınıf Nasıl Öğrenir?

Bütün canlılar içinde gelişkin bilinç taşıyan tek canlıdır insan. Bunun anlamı çok büyüktür. Bir ceviz ağacı, bir aslan, bir balık ya da bir tarla faresi… Bu canlılar doğa koşullarında çok büyük bir değişim olmadıktan sonra atalarının yaşadığından farklı yaşamazlar. Farklı nesiller binyıllar boyu aynı şekilde yaşar gider. Oysa insanlar atalarının yaptıklarının, ürettiklerinin, düşündüklerinin üstüne bir şeyler ekleyerek yaşarlar. Bilinçleriyle yaşama ve doğaya müdahale ederler. Yani insanlar kendilerine geçmişten aktarılan deneyimlerden öğrenirler, yaşamlarını ona göre şekillendirirler ve bu deneyimleri geliştirerek diğer kuşaklara aktarırlar. İnsanlar farkında olarak ya da olmayarak bunu yaparlar.
Bir bilim insanı kendisinden önceki ilerlemeleri hesaba katmadan yol alamaz. Sanatçı kendisinden önceki sanat akımlarını içselleştirmeden kendisini geliştiremez, güzel ürünler veremez. Teknoloji sürekli olarak bir gelişim içindedir ve insanlar bu değişimi takip edip ayak uydurmaya çalışırlar. Bir işçi işe yeni giren işçiye tezgâh başında en verimli şekilde üretim yapmayı öğretir. Böylelikle insanlığın yarattığı birikim durmaksızın insandan insana ve yeni kuşaklara aktarılır. Yani insan sadece kendi sınırlı yaşam deneyimiyle değil, başkalarının, başka kuşakların deneyimleriyle de öğrenir. Bu deneyimleri biriktirir, üstüne yeni şeyler ekler ve paylaşır.
Deneyimler olmadan insan yolunu şaşırır. Bir sorun yaşadığında bunun çözümünün nasıl olacağını anlamak için ya etraflarındaki yaşlı ve deneyimli insanlara sorar ya da tarihteki örneklere bakar. Çünkü öğrenmek ve ileriye doğru yol alabilmek için yaşamdan ve tarihten ders çıkarmak şarttır. O halde diyebiliriz ki doğru ve gerekli dersleri çıkaran, doğru ve gerekli bilgileri edinen, başkalarının deneyimlerini kendi deneyimi haline getiren kişiler sorunlarının çözümünü de bulurlar. Ya doğru dersler çıkaramayan, deneyim biriktiremeyen, ondan önce üretilmiş bilgilere ulaşamayan insan ne olur dersiniz? Elbette sorunlarını çözemez ve ilerleyemez. Yaşamı giderek zorlaşır.
Tek tek insanlar için geçerli olan bu durum toplumlar ve sınıflar için de geçerlidir. İnsanlığın ezen ve ezilen sınıf olarak ikiye bölündüğü, toplumun patronlar sınıfı ve işçi sınıfı olarak iki temel gruptan oluştuğu günümüz dünyasında, sınıfların da deneyimi vardır. Üstelik sınıfların biriktirdiği deneyimler tek tek bireylerin deneyimlerine göre çok daha önemli ve belirleyicidir.
Bir düşünelim, üretimin insan ihtiyaçları için değil kâr için yapıldığı, insanın insanı sömürdüğü, doğanın adeta ölüm döşeğine sürüklendiği, savaşların bitmediği, insanların mutsuz olduğu bu kapitalist dünya neden değişmiyor? Nasıl oluyor da kapitalizmin yalnızca acı verdiği milyarlarca insan bu düzeni yıkmıyor, yıkamıyor? Çünkü bunu yapması gereken işçi sınıfı örgütsüz, geçmişini ve gücünü bilmiyor. Bu nedenle tıpkı bir sürü gibi idare edilebiliyor, yönlendirilebiliyor. Yaşama müdahale edemiyor, geleceği değiştirebileceğini bilmiyor.
Patronlar sınıfı dünyanın ezelden beridir böyle gelmediğini ve sonsuza kadar böyle gitmeyeceğini, dünyadaki tüm zenginliği üretenin işçi sınıfı olduğunu, örgütlenirse kapitalizmi yıkabileceğini geçmiş deneyimleriyle öğrenmiştir. Bunları bal gibi bilir. Yaşadığı deneyimleri hep diri tutarak, bunları işçi sınıfından gizleyerek işçi sınıfını cahilleştirir, aptallaştırır, köleleştirir. Bunun için her türlü hileyi, her türlü baskı yöntemini kullanır. Bu yöntemleri kuşaktan kuşağa aktarır.
Bu durum ancak işçi sınıfı kendi geçmişinden öğrenmeye başladığında değişir. İşçi sınıfını geçmişin deneyimleri ışığında bilinçlendirecek olan şey ona bu uğurda yol gösteren öncülerine kulak vermesidir, örgütlenmesidir. Tarihsel deneyimler gösteriyor ki bu da kendiliğinden değil öncülerin bilinçli, sabırlı, kararlı çabalarıyla gerçekleşir. Tarihe ve olaylara işçi sınıfının penceresinden bakan, geçmişten dersler çıkaran, bu dersleri diğer işçilere nasıl aktaracağına kafa yoran bilinçli öncü, mücadeleci işçilerin çabalarıyla…
Pamuklar Altında Can Veren Çocuklar
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
Son Eklenenler
- Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de önemli bir siyasi figür. Ama biz UİD-DER’li işçiler, onu, önce temsilciliklerimizde, ev buluşmalarımızda izlediğimiz Beynelmilel filmiyle tanıdık ve sevdik. Sonra “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!”...
- Mersin’de “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” adlı etkinliğimizin ardından biz emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs’ta alanlarda haykıracağımız taleplerimizi dile getirdik. 1 Mayıs coşkumuzla tüm emekçi kadınları 1 Mayıs’ta birlik olmaya, dayanışmaya...
- Hizmet-İş Sendikasında örgütlü Ankara Altındağ Belediyesi işçilerinin 21 Nisanda başlayan grevi devam ediyor. İstanbul Şişli Belediyesi işçileri alacakları ödenmediği için 24 Nisanda belediye önünde eylem yaptı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, 1886’dan günümüze inatçı bir gelenek olarak yaşamaya devam ediyor. Türkiye’de 1 Mayıs’ın sembolü haline gelen 1 Mayıs Marşı, “Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır...
- UİD-DER, “Umut Örgütlü Mücadelede” şiarıyla işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs hazırlıklarını sürdürüyor. UİD-DER temsilciliklerinde düzenlenen “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” etkinliklerinde, dünya işçilerinin...
- Bizler Gebze’de yaşayan genç işçiler ve öğrencileriz. İşçi sınıfının mücadele örgütü UİD-DER ile 1 Mayıs alanında sınıfımızın saflarında yerimizi alacağız. Çoktandır başlattığımız çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. İşçi sınıfına yönelik...
- Dev-Sağlık İş Sendikası üyesi sağlık çalışanları ve Petrol-İş Sendikası üyesi petrokimya işçileri düşük ücret dayatmasına karşı mücadelelerini sürdürüyor.
- Lüks arabalara, gökdelenlere, plazalara, internette gördüğü şatafatlı yaşamlara bakıp “insanlar bu kadar çok parayı nereden buluyorlar?” diye soranımız olmuştur. Öyle ya, gece gündüz çalışarak çok para kazanılmadığını, değil lüks bir hayat sürmek en...
- “Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin.” Bu sözü iş arkadaşlarımızdan, akrabalarımızdan, çevremizden sıkça duyuyoruz. Hâlbuki günlük hayatımızdaki birçok uğraşımız güven ilişkisine dayanıyor. Mesela hastanedeki doktordan bindiğimiz otobüsün...
- Bir insanın günde ortalama 5000 ila 10000 reklama maruz kaldığı tahmin ediliyor. Sizce bu durumun üzerimizde nasıl sonuçları oluyor? Bu düzenin sahipleri, düşünce biçimimizi ve alışkanlıklarımızı belirliyor, zihinlerimizi çöplüğe çeviriyor. Günlük...
- Kocaeli’den Batman’a işçiler hakları için mücadele ediyor. Kocaeli Gebze’de bulunan Erlau Metal fabrikasında sendikalaştıkları için işten atılan işçiler direnişe geçti. TFF Başkanı İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu’na ait ATR Yapı’nın yapımını üstlendiği...
- Gaziantep’teki Zeugma Mozaik Müzesinde dünyaca bilinen bir mozaik yer alıyor. “Çingene Kızı” adı verilen ve 1800 yıllık geçmişe sahip bu mozaiğin göreni etkileyen, güçlü bir yanı var. Farklı renk ve dokulardaki binlerce küçük taşın birleşiminden...
- 1 Mayıs yaklaşıyor. Ankara’dan emekçi kadınlar olarak sizlerle 1 Mayıs’a hangi taleplerle katılacağımızı paylaşmak istedik. Bu vesileyle tüm emekçi kadın kardeşlerimizi kendi taleplerini, ortak taleplerimizi birlikte dile getirmek için 1 Mayıs’ta...