Buradasınız
İşçi Dayanışması, Emekçi Kadınların Pusulası
TOSB’dan bir metal işçisi kadın

“Pusulası olmayan toplum ve sınıflar meçhule giden bir gemi gibidir.” Böyle yazıyordu İşçi Dayanışması gazetemizin 153. sayısındaki başyazısında. Bu kısacık cümle ne kadar da çok şey anlatıyor değil mi? Gerçekten de pusulası olmayan milyonlarca işçi bir bilinmezliğin içinde oradan oraya savrulup duruyor. Hele de koronavirüs hayatımıza girdiğinden beri. Sermaye medyası ağız birliği ederek hep korkuyu körüklüyor. Ama gazetemizi türlü yol ve yöntemlerle, yönünü kaybetmiş işçilere pusula olması için ulaştırmaya gayret ediyoruz. Çalıştığım fabrikada, yemek molasının ardından başyazımızı bir grup metal işçisi kadın arkadaşıma okudum. Yaptığımız sohbeti ve başyazımızın kadınlarda yarattığı duygu ve düşünceleri de sizlerle paylaşmak istedim.
Başyazımızda şöyle anlatılıyordu sömürücülerin niyetleri; “gerçekte egemenlerin asıl derdi salgına karşı kapsamlı ve etkili bir mücadele yürütmek değil, onu çok yönlü bir saldırı aracına dönüştürmekti.” Anlatılanları dinleyen bir kadın işçi şöyle söyledi; “«pandemi var, aman dikkat edin» dediler, her şeye uyduk. Ama bunlar da artık çok abarttılar. Bu işyerine başladım, deneme sürem bitti. Bir üç ay daha uzattılar sözleşmeyi. Belki üç ay daha da uzatabilirlermiş. Bu yasalar neden bu kadar çok değişiyor? Düşünüp duruyorum. Şimdi anlıyorum ki, patronlar bizim haklarımızdan ne kadar kesintiye giderlerse, ceplerine o kadar fazla para girmiş olacak. Yazıda diyor ya hani, asıl savaş salgına karşı değil işçi sınıfına karşı yürütülüyor diye. Bence de kesinlikle öyle. Ne hikmetse korona sadece bizi vurdu.”
Yazımızda yer alan “ekonomik krizin, dünya genelinde on milyonlarca işçinin işten atılarak işsizliğe ve yoksulluğa mahkûm edilmesinin, sağlık ve eğitim sisteminin çökmesinin, demokratik hakların yok edilmesinin suçu salgına yüklenmektedir. Egemenlerin propagandasının özü şudur: Tüm kötülüklerin anası kapitalizm değil salgındır, asla başka türlü düşünmeyin, maskenizi takın ve sosyal mesafenizi koruyun!” bölümü üzerine de sohbet ettik. Çok uzun yıllardır çalışan ve kronik hastalığı olan bir işçi ablamız şöyle söyledi; “Bu salgını kullanarak bütün haklarımıza saldırdılar. Hastalığı bahane edip korkuttular. Ama çalışmak zorunda olan insanlar hastalığa yakalandı, ailelerine de bulaştırdılar. Gerçek önlem maske mi, mesafe mi? Asla değil! Ben de hasta oldum ve iki hafta yattım evde. Gerçek anlamda hiçbir sağlık hizmeti almadım. Uzaktan arayıp «var mı bir şikâyetiniz? Aman evden çıkmayın» demekle olmuyor. Sağlıkta da, tıpkı eğitim ve diğer şeylerdeki gibi vasat bir durumdayız. Her şey patronların daha da zenginleşmesi için. Sesimiz çıkıyor diye ağzımızı maskeyle kapattılar. Ama hâlâ görüyoruz. Gözümüzü de kapatamazlar ya!”
Başka bir kadın işçi ise devamını getirdi; “Çocuklarımın eğitimi aksadı, faturalarımız iyice kabardı. Her gün eve virüs götüreceğim korkusuyla işe gelmekten yoruldum. Hükümete ben de zamanında oy verdim. O zaman «kriz yok» diyorlardı. Sonra duyduk ki, kriz varmış. «Ekonomimiz uçuyor» diyorlardı. Şimdi «herkes elini taşın altına koysun, bu acı reçeteyi birlikte paylaşacağız» dediler. «Asgari ücrette son sözü biz söyleriz» dediler, onu da gördük. Ya, bunlar iyice salak sanıyorlar bizi. Yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış. Bunlarınki yandı, eridi, etrafı batırıyor artık. Baskıyı ne kadar arttırırlarsa, sonucu da o kadar büyük patlayacak ellerinde. Bugün biz çaresiz görünüyoruz, susuyoruz sanıyorlar. Ama evde gençlerimiz var, onlar bizim gibi kabullenmeyecekler. İsyan edecekler eninde sonunda. Her gün dua ediyorum Allah’a, o günleri göstersin diye. Bir sürü mazlumun hakkına girdiler hesabı sorulmadan olmaz.”
İşe yeni başlayan kadın işçi arkadaşım da bu sözleri şöyle destekledi; “Hindistan’daki işçileri söyleyerek bitirmişler yazıyı. İnsanın nasıl da hoşuna gidiyor. 250 milyon işçinin grevi, 3 tane Türkiye eder. Bu insanlar ne güzel bir araya gelmişler. Keşke bizler de bu cesareti gösterebilsek. Ama inanıyorum bir gün mutlaka olacak.” İşte gazetemiz böyle umut ekiyor yarınlara. İnanıyor ve biliyoruz ki sömürüye, haksızlıklara, baskılara karşı yaşadığımız topraklarda da mücadele tohumları toprağa daha sıkı sarılarak filizlenecek.
Sağlığımız Onların Umurunda Değil
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- İşçi Dayanışması Kaynağından Çağlayarak Büyüyor
- İşçi Dayanışması Bültenini Birlikte Okuyoruz
- Hepsi Seninle İlgili!
- “Bu Gazete Hayat Kurtarır, Zihin Açar, Bilinç Geliştirir!”
- Gıda Siyasetin Dışında mı?
- İşçi Dayanışması’yla Geçmişimizi Öğreniyor, Geleceğimizi Örmeye Devam Ediyoruz
- “Beynimizi Kim Yıkamalı?”
- “Anne Bak, Köfte Yazıyor”
- Yeter Demenin Vakti Geldi!
- İşçi Dayanışması’nın Kıymetini Bilelim
- İşçi Dayanışması, Emekçi Kadınların Pusulası
- İşçi Dayanışması'nın 151. Sayısı Çıktı!
- İşçi Dayanışması Gözlerimdeki Bağı Açtı
- İşçi Sınıfının Rehberi 150. Sayısında Yol Göstermeye Devam Ediyor
- İşçiden İşçiye, İşçi Dayanışması!
- Kutup Yıldızımız İşçi Dayanışmamız!
- 150. Sayısıyla İşçilere Temiz Bir Nefestir İşçi Dayanışması
- İşçi Dayanışması İşçi Sınıfının Hafızası
- Gençlerin Gazetemize Mesajları
- Sınıf Bilinci Oluşturma ve Koruma Kalkanı
Son Eklenenler
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...