Buradasınız
İşçiler Bu Yıl da Vergi Rekortmeni
Gebze’den bir kadın petro-kimya işçisi

İşçilerin maaşlarından kesilen vergilerin oranlarına baktığımızda bu durumu daha iyi anlamak mümkün olacaktır. Gelirleri devletin açıkladığı açlık sınırının altında kalan asgari ücretlilerin maaşından bile her ay gelir vergisi ve damga vergisi kesiliyor.
Hemen her işçi bu durumdan şikâyetçidir. Çünkü maaşımızın çok büyük oranı, daha elimize geçmeden buhar olup uçuyor. Adaletsiz vergi oranları ve sermaye sınıfının çeşitli yollarla vergi kaçırması nedeniyle, vergi yükünü sırtlayanlar hep işçiler oluyor. Aldığımız üç kuruş maaşı düşündüğümüzde, %15’lik gelir vergisi oranıyla işçilerin tıpkı diğer yıllarda olduğu gibi bu yıl da vergi rekortmeni olduğunu bir kez daha söylemekte yarar var. Çok çalışıp az kazanan işçiden çok vergi alan devlet, sıra patronlara geldiğinde cömertlikte sınır tanımıyor. Her yıl vergisini ödemeyen, hile yapan patronlar için yeni düzenlemeler yapılıyor. Sıkça duyarız medyadan “vergi affı geliyor, vergi indirimi olacak” diye. Kim içindir bunca zahmet? Elbette ki patronlar için. İşçiler söz konusu olunca, daha ücretleri ceplerine girmeden vergi kesiliyor ve bu işçilere sorulmuyor. Oysa patronlar devlete ne kadar gelir bildiriyorlarsa ona göre vergi ödüyorlar. Patronların az vergi vermek için nasıl hileler çevirdiğini biliyoruz. İşçilerin maaşları haricinde her şeye hemen her gün zam yapılıyor. Bu da zaten ağır çalışma koşullarında ezilen işçileri biraz daha eziyor. Türkiye, işçi ücretlerinden en çok vergi kesen ülkeler sıralamasında başı çekiyor.
Patronların ve onları temsil edenlerin ekonomileri sürekli büyürken, işçilerin ekonomisi unufak olmaya devam ediyor. Bu adaletsiz gelir dağılımı ile bırakın ay sonunu getirmeyi, kirayı ödemek bile mümkün olmuyor. İşte tüm bunlar da kredi kartlarına endekslenmiş, bankalara borçlu hayatları beraberinde getiriyor. Ya da ihtiyaçların karşılanabilmesi için uzayan iş saatlerine sessizce boyun eğmeyi dayatıyor. Bırakın kültürel ve sosyal bir şeyler yapmayı, adeta cendereye alınan işçi, makinelerin bir parçası haline geliveriyor. Elbette ki bu da patronların işine yarıyor.
Oysa gözümüzün gördüğü, kulağımızın duyduğu, elimizle hissettiğimiz güzele dair ne varsa dünyada, hepsini yaratan, var eden bizleriz. Mademki işçiler olarak böylesine büyük bir güce sahibiz, o halde haklarımıza dönük saldırılara da karşı koyabiliriz. Yeter ki gözlerimizin önünde duran o karabulutları dağıtalım, birbirimize güvenelim ve artık birleşelim.
Asgari Ücret Vergi Dışı Bırakılsın!
Dolaylı Vergi Soygununa Son!
İşyeri Hekimliği ve Haklarımız
Uluslararası İşçi Sınıfı Ayakta!
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
Son Eklenenler
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...