Buradasınız
İşçiler Siyaset Yapmasın mı?
Sancaktepe’den bir metal işçisi

Siyasi iktidarın ekonomi politikaları sonucu ücretlerimiz eridi, alım gücümüz iyice geriledi. Son dönemlerde ek zam talepleriyle çeşitli sektörlerde, işyerlerinde eylemler yapılıyor, işçiler greve çıkıyor. Bu eylemlerde kimi sendikacılar “biz siyaset yapmıyoruz” diyorlar. Neden bunu söylüyorlar?
İster sendikacı olsun isterse bir başkası, kim işçilere “biz siyaset yapmıyoruz” ya da “siyaset yapmayın” diyorsa bilelim ki yalan söylüyordur, işçilerin çıkarlarına zarar veriyordur. İşçilerin haklarını korumanın, yeni haklar elde etmenin, ücretlerini ve çalışma koşullarını iyileştirmenin yolu burjuva siyasetine karşı işçi sınıfının siyasetini yapmaktan geçer. Burjuva siyasetçiler değil midir masa başında asgari ücretimizi belirleyip, bizi sefalet ücretine mahkûm edenler? Çocuk bezinin bile KDV’sini arttıran onlar değil mi? Depremde evlerimizin başımıza yıkılmasına neden olan rant politikalarını hayata geçirenler, topraklarımızı, ormanlarımızı maden şirketlerine peşkeş çekenler onlar değil mi?
Patronlar sınıfı ve temsilcileri, kendi çıkarları için siyasetin en âlâsını yapıyorlar. Sıra işçilere geldiğinde ise “aman siyasetten uzak durun” diyorlar. Bu düzenin egemenleri ve siyasetçileri, hakkını arayan, sendikaya üye olan, greve ya da direnişe çıkan işçiye “biz ekmeğimizin peşindeyiz, siyaset bizi ilgilendirmiyor” demeyi öğretti. İşyerlerinde ülke gündemiyle ilgili konuşulduğunda “siyaset yapmayalım arkadaşlar, işimize bakalım” söylemini öğretti. İşçilerin belleğine, “siyaset yapmak siyasetçilerin işidir” algısını kazıdı.
İşçi Dayanışması’nda siyasetle ilgili pek çok yazı yayımlandı bugüne kadar. “Siyaset nedir? Kimler siyaset yapar? Siyaset yapmak kimlerin işidir? İşçiler siyaset yapmaz mı? Sınıflar nasıl siyaset yapar?” sorularına yanıt verildi. “İşçilerin siyasetle işi olmaz” ya da “biz siyaset yapmıyoruz” diyenlerin yalanları ve işçilerin kendi sınıf siyasetini yapması gerektiği anlatıldı.
Biz işçiler, emekçiler ortak çıkarlara sahibiz. Bu nedenle ücretlerimizi yükseltmek, iş cinayetlerinde ölmemek, ormanlarımıza, derelerimize sahip çıkmak için yan yana gelir, çeşitli faaliyetler düzenler; yeri gelir greve çıkar, yeri gelir meydanlara çıkar, yeri gelir kollarımızı açıp ağaçlarımızı kucaklar, sahip çıkarız. Bugün dillendirdiğimiz her bir talep siyasetin konusudur. Ortak çıkarlarımız uğruna giriştiğimiz her faaliyetin adıdır siyaset. Bazı sendika bürokratlarının söylemlerinin tersine, ekmeğimizi büyütmek için, çocuklarımızın geleceği için kendi örgütlerimizde, sendikalarımızda sınıfımızın siyasetini yapmalıyız.
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...