Buradasınız
İşçilerden İşçi Dayanışması’na/1
1’den 200’e İşçiden İşçiye!
Gebze’den bir grup işçi: İşçi Dayanışması’nın 200. sayısı yayımlandı. Heyecanlıyız, mutluyuz, gururluyuz. UİD-DER’in aylık yayını olan İşçi Dayanışması’nın her sayısında haberin kaynağından yazanına, yazıları kaleme alanından kontrolünü yapana, tasarımından baskısına, dağıtımından okuyanına emeği geçenler işçiler oldu. İşçi Dayanışması, 200 sayı boyunca işçilerin ortak sesi oldu.
Sınıf mücadelesinin nabzını tutan İşçi Dayanışması 200 sayıdır işçilerin sendikal ve siyasal örgütlülüğünü, birliğini savunuyor. Dünyada ve Türkiye’de yaşanan grevleri, eylemleri, örgütlenmeleri takip ediyor. İşçi sınıfını bölen ve güçsüzleştiren kutuplaştırma siyasetine karşı işçileri birleştiriyor.
İşçi Dayanışması, hakkını arayan işçilere kılavuzluk ediyor. Fabrikalardan sendikalara, grevlerden eylemlere her yerde işçilerin ortak taleplerini dile getiriyor. Farklı işyerlerinde çalışsa da aynı sorunları yaşayan işçileri ortak talepler etrafında birleştiriyor. İşçi Dayanışması okurları, çeşitli işkollarında ve sendikalarda birlik ve örgütlenme çalışmalarına katılıyor. İşçi Dayanışması’yla buluşan işçilerin ilk tepkisi şöyle oluyor: “Siz bizimle ilgilenmeseydiniz bizim böyle bir yayından haberimiz olmazdı. İyi ki ısrar ederek bu bültenin bize ulaşmasını sağladınız. İyi ki gerçekleri görmemize vesile oldunuz.”
İşçi Dayanışması, unutturulmak istenen sınıf mücadeleleri tarihini bize anlatan bir aktarma kayışı vazifesi görüyor. Dünümüzü bugünümüze bugünümüzü yarınımıza bağlayan İşçi Dayanışması, bize yol gösteriyor. Egemen sınıfın medyası işçi sınıfının eylemlerine ya hiç yer vermiyor ya da çarpıtarak yayınlıyor. İşte İşçi Dayanışması bu çarpıtmalara meydan okuyor. Mücadele ve örgütlenme haberleriyle işçilerin birbirinden haberdar olmasını sağlıyor.
İşçi Dayanışması olayları sade bir dille anlatıyor; sınıf bakış açısıyla gösteriyor; örgütlülüğe işaret ediyor. 200 sayıdır işçiler arasında sağlam bağlar kuruyor. Mücadeleci sendikacıların sınıf temelinde çalışmalar yürütmesine destek oluyor. Sömürü sistemine karşı sınıf cephesinin güçlendirilmesi çağrısında bulunuyor.
İşçi Dayanışması’nda işçilerin değişim ve dönüşümlerini anlattığı mektuplarını okuyoruz. Ülkeden ülkeye işçilerin ayaklanmalarına tanıklık ediyoruz. Görüyoruz ki işçi sınıfının mücadelesi durdurulamaz. Bu sömürü düzenine karşı mücadelemizde bize güç ve güven veren, umudumuzu büyüten, önümüze yeni kapılar açan İşçi Dayanışması’nın 200’üncü sayısı kutlu olsun.
İşçi Dayanışması Yolumuzu Aydınlatıyor!
Gebze’den genç bir işçi: Benim için anlamı çok büyük olan İşçi Dayanışması bültenimiz, birçok konuda hayata doğru bakmamı ve doğru bir şekilde anlamamı sağladı. Medyanın bizi ne kadar çok oyaladığının farkında olmayan bir insandım. İşçi Dayanışması’nı okudukça gözlerim açılmaya, zihnim yeni düşüncelerle dolmaya başladı. Sermaye sahiplerinin sınıfımızın penceresinden bakmamıza engel olduklarını anladım. Sınıfımızın yakıcı sorunlarına ışık tuttu İşçi Dayanışması. Adaletsizlikleri, grev ve direnişleri gündem etti ve bize anlattı. Adını bile ilk defa duyduğum ülkelerdeki işçilerin taleplerini ve mücadelelerini İşçi Dayanışması’nın sayfalarından öğrendim. Dünyanın neresinde olursak olalım sorunlarımızın, taleplerimizin aynı olduğunu öğrendim. Sorunlarımızın çözümünün örgütlü mücadele vermekten geçtiğini, geçmiş kuşakların verdiği mücadele örneklerini bugüne taşıyarak anlattı. İşçi Dayanışması, işçilerin örgütlenmesindeki en önemli araçlardan biridir. Çünkü güncel olayları, yeni çıkan yasaları, üzerimizdeki vergi yükünün arttırılması gibi saldırıları, grev ve direnişleri en sade ve anlaşılır şekilde, işçinin diliyle aktarıyor. Ben de çalıştığım fabrikadaki işçi arkadaşlarıma rahatlıkla yazıları anlatabiliyorum ve anlatmaya devam edeceğim. İşçi Dayanışması, yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. İyi ki İşçi Dayanışması okuyorum.
Emekçi Kadınlar İşçi Dayanışması’nı Selamlıyor!
Sağlık işçisi bir kadın: Bizlere yıllarca çaresizlik, güçsüzlük dayatıldı. Ama yan yana geldikçe, sorunlarımızı birlikte aşmaya çalıştıkça çaresiz de güçsüz de olmadığımızı gördüm. Bu duygu büyüdükçe yanına bir kardeşini daha katmak istiyor insan. Ama bazen zorlanmıyor da değiliz. İşte tam da burada İşçi Dayanışması kilitli kapıyı açacak bir anahtar gibi oluyor. Bülteni okudukça, bir kelimenin ya da cümlenin ne derin anlamlar taşıdığını, bir mektubu okurken yazanı hemen yanı başında hissetmeyi, tarihimizden bir kesit öğrenip ‘biz de yapmalıyız’ diyerek masadan umutla kalkmayı öğrendik. İlk başta “bir şey değişmez” diyen arkadaşlarımızın daha sonraları İşçi Dayanışması’nı başucundan ayırmayışını gördüm. Bir kadın arkadaşım kendini beğenmediğini söylediğinde bülteni açıp, “Aynaya bakınca ne görüyorsun?” yazısı üzerinden bu düzeni anlattım. Dile kolay 200 aydır büyük emeklerle ortaya çıkan, her ay mücadelemize yeni bir soluk katan İşçi Dayanışması’na ve emek veren tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.
UİD-DER’li bir anne: Danışan dağlar aşarmış, danışmayan düz yolda şaşırırmış. Bu düzende yol da düz değil artık. Hep yanlış yöne yönlendiren, bizi umutsuzluğa, ötekileştirmeye kısaca yalnızlığa iten virajlarla dolu. Neyse ki bizim danışacak bir yerimiz, yolumuzu düze çıkaracak İşçi Dayanışması bültenimiz var.
Çocuklarımız, yaşadığımız toplumun en küçük bireyleri... Kadınlar olarak en çok biz düşünüyoruz onları. Kime emanet edelim, nasıl büyütelim diye sorularla geçiyor hayatımız. İşte ancak örgütlü olursan, sınıf bilinçli arkadaşların, dostların olursa bu sorulara cevap bulabiliyorsun. Farklı yerlerden annelerin yazdıklarını okuyunca anlıyorum ki böyle düşünen sadece ben değilim. Grev, direniş alanlarında çocuklarını bu bilinçle büyüten annelerin olduğunu da İşçi Dayanışması’ndan okuyorum. Bizlere örnek oluyorlar.
Çok kötü olaylar yaşanıyor her gün. Kadınlar öldürülüyor, işçiler çalışırken ölüyor, doğamıza, yaşam alanlarımıza saldırılar oluyor. Anlamak için illa başımıza gelmesi gerekmez. Biz yaşananlara nereden, hangi pencereden bakacağımızı öğreniyoruz. Patronların namlusunun hep bize dönük olduğunu öğrendim. Toplumun sınıflara bölündüğünü öğrendim. O yüzden işçi sınıfını ilgilendiren her şeyin beni de ilgilendirdiğini öğrendim. İşçi Dayanışması her satırında mücadele aşıladı bizlere. Yaşasın İşçi Dayanışması!
UİD-DER’li genç bir kadın: İşçi sınıfının gerçekliğinden uzak, sahte hayatların işlendiği çeşit çeşit diziler ve filmler… Niyeti gerçek yaşama ayna tutmak değil algıyla oynamak olan haber kanalları, gazeteler ve sosyal medya… Her gün bangır bangır bağırarak türlü türlü yalanları utanmadan koyuyorlar önümüze. “Al bu senin yaşına uygun bir gündem bununla meşgul ol, bu da senin cinsiyetine uygun, sen de bununla meşgul ol” diyorlar aslında. Bir gün kafasına dolar takıp poz veren simalar gündem oluyor, bir başka gün Dubai çikolatası… Peki ya otobüste, metroda veya yolda yürürken etrafımıza şöyle bir baksak ne görüyoruz? Evine ekmek götürebilmek için tükenmiş yorgun bedenler görüyoruz. İnsanlarımız açlıkla, hastalıkla boğuşurken düzenin çığırtkanlığını yapanlar bizim önümüze sahte gündemler koyuyorlar. Fakat bizlerin sahte gündemlere kapılmasını engelleyen ve bu tuzaklara düşmemizin önüne geçen, doğruları anlatan bir aracımız var: İşçi Dayanışması. İşçilerin alın teriyle, emeğiyle bizlere geliyor. Bu muazzam emeğin de katkısıyla umudumuz taze kalıyor. Hiçbir haber kanalında yer almayan, dünyadan ve Türkiye’den işçi sınıfının mücadeleleri ve kazanımları anlatılıyor. Yani bizlere kendi yaşamlarımız, kendi gerçekliklerimiz ve kendi mücadelemiz anlatılıyor.
Sağlık işçisi bir kadın: Sömürü çarkları arasında çifte ezilen emekçi kadınların sorunları katlanarak artıyor. Ama sorunlara karşı ses çıkaran kadınların sayısı da artıyor. Bu kadınların arasında UİD-DER’li kadınlar da var. İnatla sınıf dayanışması, inançla “Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!” diyoruz. Birini mücadeleye katabilmek için önce bir elin ona uzanması, sorunun sadece kendisine ait olmadığını görmesi gerek. Birlikte aşabileceğimizi hissetmesi gerek. Biz de böyle katıldık mücadeleye. İşçi Dayanışması, bize uzanan ellerden biridir. Yeni romanlar, filmler öğrenip heyecanlandığımız; bir ezginin, şiirin şimdiye kadar hiç fark etmediğimiz hikâyesiyle deneyim aktaran sınıfımızın mücadele elidir. Önce işçi olduğumuzu gösterdi bize, ayna tuttu. Tarihimizi, dünyayı öğrenmemizi sağladı. İşçi Dayanışması, işçilerin birliği ve mücadelesi güçlendikçe büyür! Yaşasın sınıf dayanışması!
Ofis işçisi bir kadın: Önceden siyaset dendiğinde aklıma takım elbiseleriyle mecliste boy gösteren partililer gelirdi. Siyaseti sadece onların yapacağını düşünürdüm. Ta ki gazetemizde çıkan yazıları okuyana kadar. Siyasetin aslında siyasetçilerin işi olmadığını, günlük hayatımızın her alanında siyasetin olduğunu, aldığımız ücretlerden tutun da işyerlerimizdeki iş güvenliği önlemlerinin, yediğimiz peynirin kalitesinin, ödediğimiz faturaların, hastane kuyruklarının, ormanların yok edilmesinin, kısacası her şeyin siyasetle ilgili olduğunu öğretti bize UİD-DER ve İşçi Dayanışması. Aslında biz her ne kadar siyasetle ilgilenmediğimizi düşünsek de siyaset hayatın her alanında bizimle “ilgileniyor”. Eğer kendi sınıfımızın siyasetini yani işçi sınıfının siyasetini yürütmezsek patronların siyasetine alet olup, onların ekmeğine yağ sürmüş olmaz mıyız? Genç bir kadın işçi olarak bu gerçeği görmeme vesile olan, hiç düşünmediğim şekilde görmemi sağlayan İşçi Dayanışması’na teşekkürler.
Bir kadın işçi: Son dönemde pek çok arkadaşımdan, esnaftan“bunlar daha iyi günlerimiz, daha da kötüye gideceğiz, bak gör” diye sözler işitiyorum. Gerçekten de zorlu bir dönemden geçiyoruz. Ama bunu nasıl karşıladığımız da önemli. İşçi Dayanışması satırlarında bu gerçeklik tek başına konulmuyor. Hep birlikte, yan yana olalım, ancak böyle üstesinden gelebiliriz deniliyor. Bu o kadar önemli ki. Boş bir umut da değil bu. Tarihten ya da günümüzde dünyada yaşanan mücadelelerden örneklerle bize bu gösteriliyor. Tam da bu yüzden İşçi Dayanışması karamsarlığın karşısına umudu koyuyor.
Fabrika işçisi bir kadın: Geçtiğimiz günlerde 5 çocuğun yangında yaşamını yitirdiği haberlerini okuduk ve kahrolduk. Bu olayın ardından da medya eliyle egemenler bize dedi ki anneyi suçla, babayı suçla, mahalleyi suçla, cahilliğini suçla… Ama gerçek sorumluları sakın ha konuşma! Fakat biz yaşananları hep başka bir yerden görüp, değerlendirmeyi öğrendik. Bu o kadar değerli bir şey ki. Biz işçi sınıfının penceresinden bakmayı UİD-DER, İşçi Dayanışması ve mücadelemiz sayesinde başarabiliyoruz. Bu düzenin ısrarla algımızı yönetmeye çalışmasının önüne geçiyoruz. “Hayır kardeşim” diyoruz. Onlar bugün daha güçlü olabilir, toplumu yönlendiriyor olabilir. Ama bizim yaptıklarımız boşuna değil. Öncelikle kendimizi koruyor ve doğru tutum alıyoruz, sonra denk geldiğimiz insanlara da bunu aktarıyoruz. Öğrendiklerimiz sayesinde algı operasyonlarıyla bizi aldatamıyorlar ve yolumuzdan çeviremiyorlar. Bu açıdan çok şanslıyız.
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması’nın 200. sayısı yayımlandı. Heyecanlıyız, mutluyuz, gururluyuz. UİD-DER’in aylık yayını olan İşçi Dayanışması’nın her sayısında haberin kaynağından yazanına, yazıları kaleme alanından kontrolünü yapana, tasarımından baskısına,...
- Kasım ayı boyunca İstanbul ve İzmir’in ilçe belediyelerinde TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle grevler yaşandı. İstanbul’da Hizmet-İş’in örgütlü olduğu Bayrampaşa ile Genel-İş’in örgütlü olduğu Ataşehir, Kadıköy ve Maltepe...
- Güney Kore’de sıkıyönetim ilan etme girişiminin ardından devlet başkanının azledilmesine yönelik önerge 14 Aralıkta mecliste kabul edildi. Devlet başkanı Yoon Suk Yeol görevinden uzaklaştırıldı. Başkent Seul ve diğer şehirlerde önergenin görüşüldüğü...
- Çalıştığım işyerinde bazı işçi arkadaşlarım aldıkları düşük ücretin sebebinin yaptıkları işten kaynaklandığını, daha iyi maaş alabilecekleri bölümlere, görevlere veya mesleklere gelerek maddi sorunlarının çözüleceğini düşünüyorlar. Bu yolla hem iş...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 19 Aralıkta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde, DİSK’in 2025 yılı için belirlenecek asgari ücrete dair görüş ve önerilerini içeren bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına DİSK...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Birleşik Metal-İş Sendikası kademeli grev kararı almıştı. 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin...
- Son zamanlarda her şey pahalanırken işçi ve emekçilerin hayatının ne kadar ucuzladığını hep birlikte görüyoruz. İzmir’de bir anne 5 çocuğunun üzerine kapıyı kilitleyip işe çıktığında, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında 1 ilâ 5 yaşındaki...
- Filistin’de bir yıldır süren savaşta 43 binden fazla insan katledildi. Sokaklarda çocukların sesleri yankılanırken şimdi bombaların gürültüsü ve sessiz çığlıklar yankılanıyor. Peki, Filistin’de bu kahredici savaşın tek sorumlusu Siyonist İsrail...
- Merhaba arkadaşlar. Geçtiğimiz günlerde gerek kamuda gerekse de özel sektörde çalışan, farklı sendikalara üye doktor, hemşire, tıbbi sekreter, temizlik işçisi, paramedik, ATT gibi sağlık emekçileri olarak bir araya geldik. UİD-DER’de daha önce...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta GE Grid...
- 17 Temmuzdan bu yana direnişte olan Polonez işçileri, taleplerinin karşılanmaması üzerine Ankara’ya yürüme kararı aldılar. 7 Aralıkta “Anayasal Hak Yürüyüşü” başlattılar. İstanbul’da Çatalca ve Kartal’da, Kocaeli’de Gebze’de önlerine dikilen polis...
- Sendikalı oldukları için işten atılan ve 5 aydır işlerine sendikalı olarak dönmek için mücadele eden Polonez işçileri, tüm yasaklara, baskılara, karalamalara rağmen mücadeleden vazgeçmiyor. İşçiler direnişlerinin 146. gününde Çatalca’dan Ankara’ya “...
- Sermaye sınıfının tatlı kârları uğruna işçileri sefalete, kölelik koşullarına mahkûm etmek isteyen siyasi iktidarsa MESS’e bağlı fabrikalarda bir kez daha “erteleme” adı altında grev yasağı ilan etti.