Buradasınız
İşçilerin Sordukları/47

Dünya işçi sınıfı, verdiği mücadelelerle uzun yıllar boyunca çalışıp yıpranan, yaşlanan işçilerin yaşamını sürdürebilmesi için emeklilik hakkını kazanmış ve yasalara geçirmiştir. Ama patronlar, işçilerin ömürlerinin son günlerini çalışmadan ve aç kalmadan geçirmesi anlamına gelen emekliliği ortadan kaldırmak istiyorlar. Bu kazanıma sahip çıkmadığımız için emeklilik yaşı yıldan yıla yükseltiliyor, prim gün sayısı arttırılıyor, emekli maaşları düşürülüyor. İşçiler için emekli olmak son derece zorlaştırılıyor. Ancak bu arada, yıllarca işçilerden kesilerek oluşturulan sosyal güvenlik fonunda muazzam paralar birikiyor. Patronlar, bu fonda biriken paraları yağmalamak için her yola başvuruyorlar. Hükümet ise bu yolu açmak için onlara yardımcı oluyor. Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) de bu yollardan biridir. Amaç BES sayesinde bir başka büyük fon oluşturmak ve bu fondan patronlara sermaye aktarmaktır.
BES nasıl işleyecek?
2001 yılından bu yana uygulanan bireysel emeklilik sistemine şimdiye kadar banka ve sigorta şirketleri aracığıyla gönüllü olarak katılım sağlanıyordu. Fakat şimdi yeniden düzenlenecek olan Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’yla devlet bireysel emekliliği milyonlarca kişi için zorunlu hale getirecek. Yasaya göre şu an sigortalı olarak çalışan milyonlarca kişi otomatik olarak bireysel emeklilik sistemine dâhil edilecek. 50 kişinin üzerinde çalışanı bulunan işyerlerinde 45 yaşın altındaki her çalışandan otomatik olarak aylık 100 lira kesilecek. Düzenleme hem özel hem de kamu sektöründe çalışan işçi ve emekçileri kapsayacak. Asgari ücret alan işçiler de bu sisteme dâhil edilecek. 10 yıl prim ödeyen ve 56 yaşını dolduranlar sistemden emekli olabilecek. Ancak bu emeklilik sanıldığı gibi ölene dek emeklilik değil, ödenen prime göre yılı ve maaşı değişen bir emeklilik olacak.
Bireysel Emeklilik Sistemiyle ne yapılmak isteniyor?
Anayasaya göre devlet her kişiye sosyal güvenlik hizmeti sağlamakla yükümlü. Zaten halihazırdaki sosyal güvenlik sistemi için (SGK) işçilerin maaşlarından kesinti yapılıyor. Devlet sağlık sistemi gibi emeklilik sistemini de bir yük olarak görüyor ve bundan tamamen kurtulmak istiyor. Bireysel emeklilik sistemiyle emeklilik sistemi özelleştirilmek isteniyor. Bu nedenle devlet 2013 yılından bu yana bireysel emekliliği teşvik etmek için %25 katkı sağlıyor. Çalışanın maaşının %15’ini bireysel emeklilik şirketine yatıran patronlara bu rakamı vergi matrahından düşme imkânı sağlıyor.
Patronlar bireysel emeklilik sistemiyle kendilerine sermaye olarak gerekli parayı sağlamayı amaçlamaktadırlar. Sözde tasarruf olsun diye toplanan ve bireysel emeklilik fonunda biriken para, patronlar tarafından işçi emekli oluncaya kadar kullanılacak. Özellikle banka ve sigortacılık alanında faaliyet gösteren büyük şirketler muazzam kazanç, kâr sağlayacak. Hükümet bu sistemle ekonomide 100 milyar lira ek tasarruf yaratılacağını iddia ediyor. Türkiye’nin ekonomisinin büyümesi ve yatırımların yapılabilmesi için bu sistemin zorunla hale gelmesi gerektiğini söylüyor. Hükümetin açıklamaları bu sistemin kimin için gerekli olduğunu da gösteriyor. Patronlar sistemde birikecek olan paralarla sermayelerine sermaye katacaklar.
Asgari ücrete ya da onun biraz üzerinde bir ücrete çalışan ve yoksulluk koşullarında yaşayan işçiler, BES’le birlikte daha da yolunacak ve yoksullaşacaklar. Bu nedenle, işçilerin talebi çalışma koşullarının düzeltilmesi, emeklilik yaşı ve prim gün sayısının düşürülmesi, emekli maaşlarının arttırılması olmalıdır!
Elazığ’da Mevsimlik İşçi Katliamı
Erken Gelen Ölümler
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- İcra ve İflas Yasasındaki değişiklik ne anlama geliyor?
- Covid-19, Kısa Çalışma ve Ücretsiz İzin Gerçeği
- AKP’nin Torba Yasası: Patronlara Kıyak, İşçilere Saldırı
- Pandemi, Ücretsiz İzinler ve Hak Gaspları
- İş Güvenliği Yasasına 4. Kez Erteleme Ne Anlama Geliyor?
- Kronik Hastalığı Olan İşçilerin ve Hamile Kadınların Yasal Hakları
- Koronavirüs ve Yasal Haklarımız
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/2
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/1
- İşçilerin Sordukları/78
- Emeklilik Hakkımız İçin Topyekûn Mücadele Edelim!
- Yargıtay’ın Hamile İşçiler İçin Emsal Kararı
- İşçilerin Sordukları/75
- İşçilerin Sordukları/74
- İşçilerin Sordukları/73
- İşçilerin Sordukları/72
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....