Buradasınız
İspanyol konuğumuzun konuşması
Merhaba Dostlar,
2003’te emperyalist savaşa karşı yapılan büyük kitle gösterilerini hatırlıyorum. O sırada bazı küçük-burjuvalar –tarihin kendileriyle başladığını sanan türde insanlar– o gösterilerin tarihte küresel (uluslararası) ilk gösteriler olduğunu söylüyorlardı. Ama bu doğru değildi. Tarihteki ilk uluslararası gösteri yüzyıldan fazla bir süre önce, 1886’da yapılan ilk 1 Mayıs’tı. İnternet yoktu, cep telefonu yoktu, email yoktu… Ama önemli bir şey vardı: Net fikirler, sınıf mücadelesinin fikirleri!
Bunun enternasyonalizmin işçi hareketinin tanımlayıcı bir özelliği olduğunu kanıtlayan çok güzel bir örnek olduğunu düşünüyorum. Ama 19. yüzyılda enternasyonalizm büyük ölçüde bir perspektif sorunuydu. Kapitalizm bir dünya sistemi olarak gelişti ve onun alternatifi de dünya ölçekli bir alternatif olmak zorundaydı. İşçi hareketi de enternasyonal bir hareket olmalıydı.
Sizler işçisiniz ve buradaki herkes elbette kavgaya girildiğinde kaybetmenin de olası olduğunu bilir. Aslında işçilerin yenilgileri zaferlerinden daha fazladır. Ama yenilgi korkusu sizi felç ederse, eğer kavga etmezseniz, hep kaybedersiniz. Tarihin gösterdiği gibi mücadele işçiler için tek çıkar yoldur.
Bu bakımdan demokratik, militan ve sınıf temelli bir mücadeleye ihtiyacımız var. Sınıfımızın genel çıkarlarını sıkı biçimde savunacak bir önderliğe ihtiyacımız var. İşçilerin birliğini güçlendirecek bir önderlik. Patronlar üzerine baskı uygulamak için mücadeleleri birleştirecek bir önderlik. Özetle işçilerin bilinç, mücadele ve örgütlülük düzeyini yükseltecek bir önderliğe ihtiyacımız var, çünkü kendi sınıf çıkarlarımızı savunmak için tek güvence güçlü bir işçi hareketidir.
Ama bu yeterli değildir. İşçiler her yerde aynı sorunlarla karşılaşıyorlar: işten atmalar, geçici çalışma, düşük ücretler, tazminatların kesilmesi, işyeri kapatmalar, Irak ve Afganistan’daki savaş. Gün be gün Lenin’in sözlerindeki hakikati fark edebiliyoruz: “Kapitalizm sonu gelmez bir dehşettir.” Şimdi enternasyonalizm aynı zamanda işçi sınıfının gündelik mücadelesinin pratik bir gereğidir. Çünkü zenginlik artan ölçüde küçük bir mülk sahipleri azınlığının ellerinde yoğunlaşmıştır. O halde, eğer kazanmak istiyorsak patronlarla aynı düzeyde örgütlenmeli ve mücadele etmeliyiz.
Ama dünya işçi sınıfının sadece sorunları değil amacı da birdir, çünkü sorunlarımızın kalıcı çözümü bunların kökünde yatan sebebin ortadan kaldırılmasıyla olur. Bunun anlamı dünya kapitalizminin yıkılması ve dünya sosyalizminin, yani hiçbir türden baskının olmadığı yeni bir toplumun kurulmasıdır.
Yoldaşlar, enternasyonalizm bugün geçmişte olduğundan çok daha gereklidir. İşçi sınıfı patronların saldırısını durdurmak ve sosyalist amacımıza ulaşmak için uluslararası bağları güçlendirmelidir. Bu nedenle uluslararası işçi hareketini yeniden inşa etme yolunda ileri doğru büyük bir adım olacağından emin olduğum bu harikulade girişiminizi kutluyorum.
Yaşasın Türkiye işçi sınıfının mücadelesi!
Proletarios de todos paises, unido! (Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!)
- 25 Haziran pazar günü…
- Birlikte mücadele dolu günlere
- Yıllardır verilen mücadele ve emek bir çatı altında toplandı
- Dünya yerinden oynar işçiler birlik olsa
- Zirveye doğru bir adım daha
- Düş değil bu hayal değil he hey be hey!
- Yaşasın örgütlü mücadelemiz
- Hepimiz işçiydik
- Sarp kayadan geçen yola MERHABA
- Büyük fırtınalarda büyük dalgalar yükselir
- 15-16 Haziran’ın coşkusunu bizlere yaşatan UİD-DER’e teşekkür ediyorum.
- 15-16 Haziran’ı anarken güneşin kollarını tutmak
- Yaratan ve yaşatan bizleriz
Son Eklenenler
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...
- Elizabeth Gaskell’in Kuzey ve Güney adlı romanını okumaya başlamadan önce, kitabı okuduğunu düşündüğüm birçok mücadele arkadaşımın yorumlarını almak istedim. Biri önce dört bölümlük dizisini izlememi tavsiye etti, bir diğeri uzun bir özet gönderdi....
- 19 Marttan bu yana başta gençler olmak üzere protestolara katılanları polis şiddetiyle gözaltına alan, tutuklayan, tehdit eden rejimin saldırıları giderek artıyor. Saldırılar karşısında geri adım atmayan ve faşist baskılara itirazını dersleri boykot...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, başkent Londra’da hükümet binalarının bulunduğu Whitehall sokaklarına çıktı. Endonezya’da emekçiler, kabul edilen Silahlı Kuvvetler yasasını protesto etmek için sokaklara döküldü. Arjantin’de iktidara gelir gelmez...
- İşçi sınıfının yanında saf tutan, kalemini yoksulların, emekçilerin hayatını ve özlemlerini anlatmak için kullanan nice yazar, şair ve aydın geçmiştir dünyamızdan. 2 Nisan 1948’de yaşamdan koparılan Sabahattin Ali de bunlardan biriydi.
- Sevgili işçi kardeşlerim, İşçi Dayanışması’nın 202. sayısında ve UİD-DER web sitesinde yayınlanan “Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan” yazısını okudum ve sesli yorumunu defalarca dinledim. Bu yazı, sınıf bilinciyle hareket eden...
- Sevgili işçi kardeşlerim, işçi sınıfının büyüklerinden kulağımıza küpe olan bir söz vardır: “Ayağın taşa değse, kapitalizmden bil!” Sınıf bilinçli işçiler olarak, temas ettiğimiz her işçi kardeşimize bu sömürü düzeninin hepimize nasıl dokunduğunu...
- Yeşiline sevdalandım/ Mavisine…/ Gülen gözlerinden süzülen ışıltıya/ Bir şiir/ Bir şiir yolumuzu açar belki
- 29 Martta CHP’nin çağrısıyla Maltepe’de bir araya gelen 2 milyonu aşkın işçi, emekçi, öğrenci, emekli; faşist saldırılara, polis şiddetine, baskı ve yasaklara, adaletsizliğe karşı “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” diye haykırdı...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), “Meydanlarda verdiğimiz demokrasi mücadelesini işyerlerine de taşıyoruz!” şiarıyla 28 Martta örgütlü olduğu işyerlerinde yarım gün iş bıraktı. Sabah saatlerinde işçiler işyerlerinde DİSK’in ortak...
- KESK İstanbul Şubeler Platformu, 26 Mart sabahı ev baskınıyla gözaltına alınan ve savcılık ifadesi dahi alınmadan çıkarıldığı mahkemede tutuklanan Eğitim Sen İstanbul Üniversitesi işyeri temsilcisi Levent Dölek ve tüm tutukluların serbest...