Buradasınız
İsraftan Tasarruf Edilir, Sağlıktan Değil!
İstanbul’dan sağlık işçileri
Tasarrufun kelime anlamını düşündüğümüzde akla ilk gelen israf etmemek oluyor. Tutumlu olmak, kaynakları akıllıca kullanmak gibi anlamları da içeriyor bu sözcük. Fakat gelin görün ki egemenlerin sözlüğünde anlamı çok başka… Onların sözlüğünde “tasarruf”, ekonomik yıkımın faturasını emekçilere ödetmek demek! Geçtiğimiz günlerde Kamu Tasarruf Programı açıklandı. İktidarın “tasarruf” anlayışından en çok etkilenecek alanlardan biri sağlık alanı oldu.
Bu programla zaten yetersiz olan hastane, teknik ekipman, görüntüleme cihazları gibi kamu yatırımları daha da kısıtlanacak. 5 dakikaya indirilen randevu süreleri daha da düşürülecek. Yeni hastaneler açmak, daha fazla sağlık emekçisi istihdamı sağlamak yerine; az hastane, az sağlık emekçisiyle çok iş yaptırılmaya devam edilecek. Oysa dışarda atanmayı bekleyen on binlerce sağlıkçı var, içerdeyse iş yüklerinin biraz olsun hafiflemesini bekleyen bizler... Angarya işler zaten çokken, bir de yeni atama yapılmadığında iş yükü gittikçe artacak. Fazla mesai yapmak zorunda kalan sağlık emekçilerinin verdiği sağlık hizmetinin kalitesi de düşecek. 36 saat uçak kullanan bir pilotun kullandığı uçağa binmek ister miydiniz? Sesinizi duyar gibiyiz. Evet, kimse istemez.
Sedyeden alçı, temizlik, dikiş malzemelerine kullandığımız tüm malzemeler ihaleyle alınıyor. Olması gereken, kalitenin en ön planda tutulmasıyken liyakatsiz yöneticilerin tek düşündükleri işi tanıdıklara yaptırmak ya da ucuza mâl etmek. Peki, sonuç? Yeni yapılmış olmasına rağmen hemen kırılan alçılar, hijyen malzemeleri bulunmayan hastane tuvaletleri, kırık dökük yataklarda yatan, günlerce ameliyat malzemesi alınmasını bekleyen veya kalp krizi geçirdiği halde daha kaliteli stent takılması için para ödemek zorunda kalan hastalar… Bu durum şu an bile böyleyken kamuda tasarruf paketiyle durumun nasıl bir hale geleceğini bir düşünelim.
Kaliteli sağlık hizmetinden, malzemeden, istihdamdan kısmak… Onların tasarruftan anladıkları işte bu! Artık kemerimizde sıkacak delik kalmamışken tasarruf adı altında sağlığımızı da elimizden alıyorlar. Gerçeklerin üzerini sihirli kelimelerle örtmeye çalışıyorlar. Patronlara teşvik, emekçiye tasarruf! Biz bunu kabul etmiyoruz! Sağlığımızı elimizden almalarına izin vermemeli ve saldırılara karşı mücadeleyi birlikte büyütmeliyiz. Gelin sermayenin ve iktidarın saldırılarına karşı birlikte mücadele edelim ve sağlıklı bir yaşamı hep birlikte kuralım.
Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Haksızlığın Karşısında UİD-DER Var
- “Burada Ne İşiniz Var, Gidin Evinizde Dinlenin”
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Bize Yokluk, Milletvekillerine Bolluk
- Bandın Hızı mı İşçilerin Birliği mi?
- Tarım İşçileri, Devrilen Traktörler, Market Rafları
- Yoğun Bakım Tavanı Çöktü, Kaza Değil Cinayet!
- Bu Düzen İnsana da Canlılara da Değer Vermez
- Bir Kuş Konar, Bir Kuş Yer…
- Bu Kadarı Olmaz Demeyelim!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Tatili Bile Çok Görüyorlar Bize
- Dönme Dolap Gibiyiz
- Medyanın Gösterdikleri mi, Yaşadığımız Gerçekler mi?
- Duymadıysan Öğren, Unuttuysan Hatırla!
- Telefona Yansıyan Çaresizlik: Asıl Çözüm Nerede?
- Eğitimde Kemer Sıkılamaz
- İsraftan Tasarruf Edilir, Sağlıktan Değil!
- Patronlar Gençliğimize Göz Dikmiş Durumda
- Sınıf Sendikacısı Olmak
Son Eklenenler
- Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesinde bulunan, Selüloz-İş Sendikasının örgütlendiği MKB Rondo grevinin 11. gününde, UİD-DER coşkulu bir dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor” pankartı taşıyan UİD-DER’li işçiler, “...
- Yüzyıllar evvel yaşamış bir Alman filozof, şöyle demişti: “Sarayda yaşayan başka, kulübede yaşayan başka düşünür.” Bu sözler zenginlerle yoksulların dünyasının, düşünce ve hareket tarzlarının birbirinden çok farklı olduğunu anlatır. İnsanlar bu...
- Yeni eğitim yılı başlarken çocuklarımız heyecanlı. Bizlerse düşünceliyiz. Çocukların heveslenip istedikleri rengârenk çantalar, kalemler, defterler ne yazık ki el yakıyor. Daha çocuklarımız okul çantalarını sırtlarına takamadan, bizim sırtımıza okul...
- Bir grup UİD-DER’li işçi olarak Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesindeki MKB Rondo grevini ziyaret ettik. Duymayan işçi kardeşlerimize MKB Rondo grevini duyurmak, grev yerine dayanışmaya davet etmek için bu mektubu yazmak istedik. Grevci işçiler bizi...
- 6 Eylül 2014’te İstanbul Mecidiyeköy’de Torunlar Center inşaatında meydana gelen işçi katliamının üzerinden tam 10 yıl geçti. Asansörün otuz ikinci kattan yere çakılması sonucu 10 işçi feci şekilde can vermişti. İşçiler asansörün bozuk olduğunu...
- İktidarın her türlü desteğini arkasına almanın rahatlığı ve pervasızlığı içindeki sermaye sınıfı insanların üzerine ateş açarak katledecek kadar gemi azıya almış durumda. Bugün doğasını savunduğu için Reşit Kibar’ı katleden, İliç’te işçileri toprak...
- İstatistikler, rakamlar, raporlar Türkiye tarihinin en büyük yoksullaşma dalgasının yaşandığını gösteriyor. Yoksullaşmayı iliklerinde hisseden, hayat pahalılığı, geçim derdi altında ezilen işçi ve emekçiler düze çıkmayı, sorunlarının çözülmesini...
- İşten atma saldırısına, sendika düşmanlığına, kötü çalışma koşullarına, düşük ücretlere karşı Bağımsız Maden-iş Sendikası öncülüğünde direnen Fernas Madencilik işçileri, 4 Eylülde maden önünde aileleriyle birlikte kitlesel bir eylem gerçekleştirdi....
- İsrail devletinin 7 Ekimden bu yana Filistin halkına yönelik sürdürdüğü katliam dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler tarafından protesto ediliyor, meydanlarda barış talebi yankılanıyor. İşçi ve emekçiler İsrail devletine, savaşı körükleyen...
- Sevgili işçi kardeşlerim, ben de ustalarımızın söylediklerini yani umutlu olmak ve umut tohumları ekmek gerektiğini her daim aklımda tutarım. Bu mektupta sizlerle paylaşacağım hikâye şimdi 23 yaşında olan 2 çocuk annesi genç bir kadının hikâyesi. Bu...
- Fabrikadaki işçi arkadaşlarımızla kimi zaman dışarıda bir araya gelip sohbet ediyoruz. Birlikte bir iş yapmak, buluşmalar, geziler organize etmek bizleri keyiflendiriyor. Fabrikanın stresinden biraz uzaklaşıp birlikte bir şeyler yapmak bizlere iyi...
- Merhaba dostlar. Ben daha önce Mersin Liman işçisiydim. Limanda çalıştığım dönemde zor koşullarda çalışıp haksızlığa uğrayan işçiler olarak bir araya geldik ve sendikalı olduk. Evet, haksızlığa karşı anayasal hakkımızı kullanarak sendikalı olduk ama...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Türkiye’de onlarca kentte yapılan eylemlerde İsrail devletinin Filistin halkına uyguladığı soykırım ve emperyalist devletlerin İsrail’e verdiği destek protesto edildi. Yapılan açıklamalarda emperyalist savaşın alevlerinin...