Buradasınız
Kızıl Hisar Hapishanesinin Durumuna Dair Bir Rapor

Kızıl Hisar Hapishanesi, İran’ın en büyük cezaevidir. Bu zindanda 2011’den bu yana, 13 bini uyuşturucuyla ilişkili suçlardan dolayı olmak üzere yaklaşık 20 bin mahkûm tutulmaktadır ve bu sayı planlanan kapasitenin dört katıdır.
Tahran’ın 20 kilometre kuzeybatısındaki Karaj şehrinde bulunan bu zindan, koşullarının berbatlığıyla ün salmıştır. 2011 Martında çıkan bir isyanda resmi raporlara göre 14 kişi ölüp 33 kişi yaralandığında, bu zindanın adı manşetlerin birinci sırasında yer almıştı. Kurbanların gerçek sayısının daha yüksek olması muhtemeldir. Mahkûmlar, görevliler tarafından uygulanan işkence ve fiziksel şiddetten, korkunç hijyen koşulllarından ve tıbbi yardımın yetersizliğinden şikayetçiydiler. Kızıl Hisar Hapishanesinde çıkan çatışmaların bazı mahkûmların onlarca mahpusun idam edilmesini protesto ederken başladığına dair raporlar bulunmaktadır. Bu olayda 150 kişinin ağır şekilde yaralandığı, onlarcasının öldüğü söylenmektedir. Hükümete yakın kaynaklar, 47 kişinin öldüğünü ya da yaralandığını bildirmişlerdir. Fakat bu sayı bağımsız kaynakların benzer raporlarında belirtilen sayıların çok altındadır.
On bölümden oluşan bu korkunç zindan 20 bin ilâ 22 bin mahpus barındırıyor ve bunların çoğunu uyuşturucu satıcıları oluşturuyor. Zindandan 200 kişi tahliye edildiğinde bunların yerine ortalama 400-500 yeni mahkûm geliyor. Mahkûmların yaşları 20 ilâ 40 yaş arasında. Bunlar genelde, işsizlik ya da yoksulluk yüzünden, para kazanmak için bu yola başvuran insanlar. Genellikle 5 gramdan birkaç kilograma kadar uyuşturucu ile yakalanıp tutuklanmışlar. Bu mahpusların yüzde 80’i 15 yıl hapse mahkûmlar, bunların bir kısmıysa ömür boyu hapis cezası almış durumdalar. Yüzde 12 ilâ 14’ü ise idam mahkûmları oluşturuyor ve bunlar her hafta infaz ediliyorlar.
Zindanın ikinci bölümünde 2500-3000 idamlık mahkûm bulunuyor.
Üçüncü bölümde 250 ölüm mahkûmu Afgan hükümlü bulunuyor ve her hafta bunların bir kısmı idam ediliyor.
Beşinci bölüm tecrit hücrelerinden oluşuyor.
Birinci bölümde uyuşturucu bağımlısı 6 bin mahpus var ve bunların tümü ömür boyu hapse mahkûmlar.
Birinci bölümün 2., 5. ve 6. salonunda, 2500 kadar insan, AIDS, verem, kangren ya da hepatitli. Bunlara herhangi bir tıbbi yardım verilmiyor. Her hafta bu hükümlülerden ortalama 6-7’si bu hastalıklar yüzünden yaşamını yitiriyor. Adli tabipler 6 bin mahpustan sadece 400’ünün sağlıklı olduğunu söylüyorlar.
Kızıl Hisar Zindanının en iyi bölümü 3. bölüm. Bu bölümün en iyi salonu da 4. salon. Burada banyo için her gün bir buçuk saat su veriliyor. Ve 9 metrekarelik odalarda 9 ilâ 12 kişi kalıyor.
Mahkûmlar her gün 2-3 dakika telefon görüşmesi yapabiliyorlar. Fakat mahkûmların en yoksul olanları çoğunlukla bu telefon haklarını 500 ilâ 1000 tümene (1,5 ilâ 3 TL) satmaktalar.
Mahkûmlar arasında satılan telefon kartları da var. Örneğin 2 bin tümenlik bir telefon kartı 10 bin ilâ 30 bin tümene alınıp satılabiliyor.
Şahruk Zamani’yle Dayanışma Komitesi
Şahruk Zamani’nin derhal ve koşulsuz serbest bırakılması için yürütülen uluslararası kampanyaya şu adresten destek verebilirsiniz:
http://www.change.org/tr/kampanyalar/the-iranian-government-free-shahrokh-zamani
Son Eklenenler
- İzmir’de belediye işçileri birbiri ardına greve çıkıyor. Narlıdere Belediyesi işçileri 6 Mayısta grev başlattı, bir gün sonra talepleri kabul edildi. Konak Belediyesi işçileri ise 7 Mayısta greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan...
- Bu 1 Mayıs’a kızım, torunum ve oğlumla katıldım. 1 Mayıs alanında çocuklarımın da yanımda olmasının heyecanımı ve mutluluğumu arttırdığını belirtmek isterim. Ben her yıl 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılıyorum ve her zaman çok heyecanlanıyorum.
- TÜPRAŞ Rafineri'de kendilerine haber verilmeden taleplerinin çok altında zam oranlarına ve 3 yıllık sözleşmeye imza atılmasına tepki gösteren işçiler üretimi durdurarak, yürüyüş yaparak sözleşmeyi protesto etti.
- Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar.
- Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinde olan belediyeler ile petrokimya sektöründeki fabrikalarda birer birer grev kararları alınıyor. İzmir’de Narlıdere Belediyesi işçileri grevin ilk gününde kazanım elde ederken Konak Belediyesinde 7 Mayısta grev...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü mücadelesi 1889’dan önce başlamıştı. Ancak 1 Mayıs 1889’da, 8 saat çalışma, 8 saat dinlenme ve 8 saat canımızın istediğini yapma talebiyle kitlesel olarak alanlara çıkıldı. 1 Mayıs bu başkaldırının ve daha adil bir...
- Genel-İş Sendikası İzmir 6 Nolu Şubenin örgütlü olduğu Narlıdere Belediyesine bağlı NARBEL’de çalışan işçiler toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 6 Mayısta greve çıktı. NARBEL işçileri bir müddettir ücretleri eksik ve...
- Bu mektubumda sizlere sınıf temelinde örgütlü olmanın ne demek olduğunu dilim döndüğünce anlatmak istiyorum. Önce kendi deneyimimden, ardından da 1980 öncesi işçi kuşaklarının örgütlü mücadelesinden örnekler vereceğim.
- 15 Nisanda geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle 18 gün yoğun bakımda kalan ve 3 Mayısta yaşamını yitiren Sırrı Süreyya Önder on binlerce insan tarafından sonsuzluğa uğurlandı. Siyasi parti yöneticileri, sanatçılar, gazeteciler, Barış Anneleri, Kürt...
- Sırrı Süreyya Önder’i, Sırrı Abimizi kaybettik. O, işçilerin birliği, halkların kardeşliği mücadelesine katkılarıyla hep yaşayacak, yüreğindeki umut ve direncin sembolü olan gülümsemesiyle hep saygı ve sevgiyle hatırlanacak.
- İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL’de işçiler toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanması üzerine 2 Mayısta tam gün iş bıraktı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir Çiğli Belediyesinde tasarruf bahanesiyle işten atılan ve verilen sözlere...
- Dünya işçi sınıfı bu sene de 1 Mayıs’ı baskıcı ve anti-demokratik uygulamaların, işçi sınıfına yönelik saldırıların katlanarak arttığı bir dönemde karşıladı. Öfkesini ve taleplerini tek ses, tek yumruk olup haykırmak isteyen işçi ve emekçiler ABD’...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, Türkiye genelinde kitlesel katılımla kutlandı. İstanbul başta olmak üzere birçok kentte alanlara çıkan yüz binlerce işçi ve emekçi, yaşadıkları ekonomik ve siyasal sorunlar...