Buradasınız
Komşunun Evi Yanarken…

Bir gece komşumuzun evinden alevler yükseldiğini görsek ne yaparız? İlk anda aklımıza gelen ne olur? Balkona astığımız çamaşırların is kokup lekeleneceği mi? İçeriye duman dolmasın diye pencereleri kapatmamız gerektiği mi? Ya da yanan bizim evimiz olmadığı için uykumuza kaldığımız yerden devam edebileceğimizi mi düşünürüz? Eminiz ki bu satırları okurken pek çoğunuz “bu nasıl saçma bir soru böyle?” diye düşünüyorsunuzdur. Neden bu soruları sorduğumuzu anlatalım öyleyse…
Bugün Ortadoğu’da yoğunlaşan dünya savaşı büyük bir yangın halini almış durumda. İsrail’in Gazze’ye saldırarak körüklediği savaş, Lübnan’a ve son olarak İran’a saldırmasıyla daha da şiddetlendi. Savaşın alevleri giderek daha geniş bir alana yayılıyor. Hal böyleyken İsrail’in İran’a saldırmasının ardından bu konu bazı fabrikalarda işçiler arasındaki sohbetlerde şu şekilde gündem oldu: “Savaş İran’a sıçradı dolar fırlayacak, mazot alıp başını gidecek. İranlılar da Türkiye’ye göç edecek, biz mi bakacağız onlara?” Peki, savaşın alevleri bir başka ülkeyi sararken yalnızca bunları düşünmek komşunun evi yanarken balkona asılan çamaşırlar is kokacak diye endişelenmeye benzemiyor mu?
Kuşkusuz kaygılandığımız şeyler savaşın bir sonucu olarak gerçekleşmesi muhtemel olaylar. Zaten yoksulluk çukuruna itilmiş işçiler olarak yaşam koşullarımızın daha da kötüye gitmesinden endişe duymamız da normal. Ama savaş sadece enflasyonun artması, borsanın dalgalanması, doların fırlaması demek değildir. Bilgisayar oyunu değildir. Ölüm saçan bombalar, kimyasal, biyolojik, nükleer silahlar oyuncak değildir. Biz dumandan rahatsız olduğumuz için şikâyet ederken yangının bir yerlerde can aldığını, hayatları paramparça ettiğini, alevlerin bizim de evimize sıçrayabileceğini unutabilir miyiz? Savaş yüzünden insanların bir başka ülkeye sığınmak zorunda kalması o insanların suçu mudur? Yaşadığı acıları hiç düşünmeyip onları yük, sorun olarak görmek insani bir yaklaşım mıdır? Vicdan ve akıl şunu gerektirir: Bu yangının kaynağını ve nasıl söndürülebileceğini düşünmek, bu yangını çıkaranlara karşı birlikte hareket etmek zorundayız.
Ortadoğu’daki savaş, sadece İsrail’le Filistin ya da İsrail’le İran arasında yürümüyor. Savaşın arkasında bu bölgeyi kendi çıkarları temelinde şekillendirmek, kendi nüfuz alanı haline getirmek isteyen ABD ve Batı var. Batıyla rekabet halindeki Çin ve Rusya var. Kapışan güçler, rakiplerini bertaraf etmek, bölgede etkin güç olmak, yeraltı ve yerüstü kaynaklarını yağmalamak için milyonlarca insanın tepesine bombalar yağdırmaktan çekinmiyorlar. Bu güç savaşında emperyalist kapitalist egemenler çeşitli ittifaklar yapıyorlar. Örneğin İsrail, yaptığı zulmü asıl olarak ABD’nin ve Avrupa’nın desteğiyle sürdürürken, İran da Rusya ve Çin’in, bölgedeki müttefiklerinin desteğine güveniyor. Tüm bunlar tesadüf olmadığı gibi anlık verilen kararlar da değildir. Nitekim sözde ateşkes çağrıları yapılıyor ama savaş bitmiyor aksine derinleşiyor, daha da kızışıyor.
Savaşın alevleri yayılıp silah şirketlerinin kasaları dolarken emekçilerin acıları büyüyor. Milyonlar göç yollarına düşüyor, insanlar ölüyor, kentler ve doğa yerle bir oluyor. Diğer taraftan enflasyon yükseliyor, işsizlik büyüyor, gelecek kaygısı artıyor, baskılar yoğunlaşıyor. Savaşın faturasını hangi ülkede yaşıyor olursa olsun işçi ve emekçiler ödüyor. Ama İran halkına baskı uygulayan, kadınları, gençleri, işçileri, sendikacıları zor yoluyla susturmaya çalışan, idam eden Molla rejimi emekçileri kendisine destek vermeye çağırıyor. Filistin halkına karşı acımasız bir soykırım yapan, İsrailli emekçileri milliyetçilikle, ırkçılıkla kandıran, kandıramadıklarını baskı ve zulümle susturmaya çalışan Siyonist rejim, emekçileri kendisine destek vermeye çağırıyor. Gazze’yi turizm merkezi yapmaktan söz eden, İsrail’i koşulsuz destekleyen Trump yönetimi, emekçileri kendisine destek vermeye çağırıyor. Yani çıkarları uğruna yangını çıkaranlar, körükleyenler, komşularımızın evine, bizim evlerimize taşıyanlar kendilerine destek vermemizi istiyor! Filistin’in yanında görünüp İsrail’le ticareti sürdürenler kendilerine inanmamızı, destek vermemizi istiyor!
İşçi sınıfı bu tuzakları boşa çıkarmadan yangın sönmez. Kardeşlik duygusuyla birleşen, birbiriyle dayanışma gösteren ve kendi ülkesindeki egemenlerin savaş politikalarına karşı duran işçiler, emekçiler bu tuzakları boşa çıkarabilir. Emperyalist savaş yangınına, birleşen ve örgütlü bir güç haline gelen işçi sınıfı son verebilir.
İşsizliğin Sebebi Sözleşme mi?
Artık Kurdu Gözünden Tanıyorum!
- Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
- Komşunun Evi Yanarken…
- İşçi Gençlik Patronların Kölesi Olmayacak
- On Depo Benzin İle Ölçülen Emek
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
- Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- İşçi Dayanışması 207. Sayı Çıktı!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Komşunun Evi Yanarken…
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Kim Bu Herkes?
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair Haziran ayında başlattığı eylemlerine devam ediyor. KESK’e bağlı sendikalar 18 Haziran-4 Temmuz tarihleri arasında...
- Camilerde en çok duyduğumuz sözlerden biri “faiz haramdır.” Urfa’da, hayatını borç-faiz kıskacında sürdüren biri, bir cuma hutbesi sırasında dayanamadı, minbere çıktı ve şöyle seslendi: “Hoca, faizin haram olduğunu söylüyorsun da, gerçeği niye...
- İkinci Dünya Savaşının sonuna gelinmiş, Mihver devletlerin içinde yer alan Almanya ve İtalya savaşı kaybetmiş, Almanya ordusu koşulsuz teslim olmuştu. Avrupa’da savaş sona ermiş, savaşın galipleri SSCB, Amerika, İngiltere ve Fransa olmuştu. Savaş,...
- Türkiye’de ekonomik sorunlar büyüdükçe işçi eylemleri ve grevleri artıyor. Sadece yerli sermayeli fabrikalarda değil, yabancı sermayeli fabrikalarda da işçiler düşük ücret dayatmasına karşı sendikalaşma mücadele si veriyor ya da greve çıkıyorlar....
- Sınıf temelinde örgütlü mücadeleyle tanıştıktan sonra değişim geçirmemek mümkün değildir. Çevremizdekiler -aileniz, akrabalarınız, arkadaşlarınız- önceki ve sonraki halimizi bilir.
- Hasan, işyerinde kartını okutup paydos ederken “bugünü de bitirdik” diye seviniyordu. Koşar adımlarla kendini işyerinden dışarı attı.
- 600 bin kamu işçisini kapsayan Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci iktidar, TÜHİS, Türk-İş ve Hak-İş’in işçilerin taleplerini görmezden gelerek attığı imzayla sonuçlandı.
- İşçi Dayanışması’nın 206. sayısında “Kurt Ağladı, Biz de İnandık” başlığıyla bir yazı yayınlandı. Yazıda patronun kendini işçilere mağdur gibi gösterip işçileri nasıl kandırdığından bahsediliyordu.
- Bir gece komşumuzun evinden alevler yükseldiğini görsek ne yaparız? İlk anda aklımıza gelen ne olur? Balkona astığımız çamaşırların is kokup lekeleneceği mi? İçeriye duman dolmasın diye pencereleri kapatmamız gerektiği mi?
- Son günlerde bazı işyerlerinde, patronların yüksek ücretler nedeniyle işçi çıkarmak zorunda kaldıklarını söylediklerini duyuyoruz. Bazı arkadaşlarımız da buna inanmakta, hatta “maaşları çok yükseldi, o yüzden işçi çıkardılar” gibi cümleler kurmakta.
- Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la görüştükten sonra yapılan son teklife dair, “teklif yüzde 100 olumlu değil ama olumluya yakın bir teklif gibi gözüküyor. 11’i aştık, 16,57’yi bulmadık” açıklamasını yaptı.
- Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN), Antep, Urfa, Mardin, Batman, Van, Malatya, Adıyaman ve Maraş’ta çalışan tekstil işçileriyle görüşerek, basında çıkan haberleri tarayarak ve resmi verilerden yararlanarak tekstil...
- Van Büyükşehir Belediyesi kayyım yönetiminin, Genel-İş Sendikasında örgütlü 7’si engelli 223 işçiyi işten atması, 30 Temmuzda kitlesel bir yürüyüşle protesto edildi. Beşiktaş Belediyesi işçileri aylardır ücretleri düzensiz ve eksik ödendiği, toplu...