Buradasınız
Maltepe Belediyesi İşçileri: Biz Kazanacağız!

Maltepe Belediyesi işçilerinin grevi devam ediyor. Grevin üçüncü gününde Tugay Yolu’ndaki Park ve Bahçeler Müdürlüğü önünde bekleyen grevci işçileri ziyaret eden UİD-DER’li işçiler, dördünce gününde ise Gülsuyu’nda bulunan Maltepe Belediyesi Temizlik İşleri Şantiyesindeki grevci işçilere dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. “Maltepe İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması” sloganlarıyla grev alanına giren UİD-DER’li işçileri, grev ateşinin başında sıkılı yumruklarla sloganlara eşlik eden grevci işçiler karşıladı. UİD-DER temsilcisi yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Biliyoruz ki Maltepe Belediyesi Yönetimi bu haklı ve onurlu mücadelenizi karalamak için elinden geleni yapıyor. Ama şunu da çok iyi biliyoruz ki hiçbir karalama kampanyası, hiçbir kara propaganda haklı, onurlu, meşru bir mücadeleyi durduramaz. Zor şartlarda mücadele ettiğinizi biliyoruz. Haklı, onurlu ve kararlı mücadelenizin yanındayız. İnanıyoruz ki kazanacaksınız. Yaşasın Sınıf Dayanışması!”
Genel-İş Anadolu Yakası 2 No’lu şubede örgütlü olan 1500 işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine işçiler 23 Şubatta greve çıktılar. Greve çıktıkları günden bu yana hem haklarını almak için hem de belediye yönetiminin karalama kampanyalarına karşı kararlı bir mücadele yürütüyorlar. Grevci işçiler halkla işçileri karşı karşıya getirmek için iki türlü karalama kampanyası yapıldığını söylüyor. Birincisi “bunlar nankör, verileni kabul etmediler” denilerek bir yalan ve çarpıtma kampanyası yürütülüyor. İkincisi “bunlar hep CHP’li belediyelerde grev yapıyorlar, sıkıysa gitsinler AKP’li belediyelerde yapsınlar” denilerek işçilerin verdiği hak mücadelesi karalanıyor. İşçiler ise grevlerinin bir hak mücadelesi olduğunu, eve bir ekmek daha götürme mücadelesi verdiklerini, bu kara propagandanın teşhir edilmesi gerektiğini söylüyorlar. Bunun için kendileri de pazar yerlerinde neden greve çıktıklarını anlatan bildiriler dağıtıyorlar.
Belediye yönetimi işçilerin yüzde 47’lik zam teklifini kabul etmediğini söyleyerek grevi karalamaya çalışsa da gerçek elbette bu değil. Gerçekte yol ve yemek ücretlerine 1’er liralık zam, toplamda da 235 liralık bir zam teklifi veren yönetimin sözünü ettiği yüzde 47’lik zam teklifi sadece 23 kişiyi kapsıyor. Bu işçiler ise zaten ücretleri asgari ücretin altında kalan işçiler. İşçilerin büyük çoğunluğu için yapılan teklifin yüzde 7’lik zamla sosyal haklar dâhil 4000 lira civarında olduğunu belirten işçi temsilcisi Ali Sönmez şunları söylüyor: “Şu anda belediye yönetimi teklifinde ısrar ediyor. Biz ise en azından Kadıköy Belediyesi işçilerinin aldığı ücret bandında, en düşük işçi ücretinin 5275 lira olmasını istiyoruz. Taleplerimizde ısrarcıyız, sonuna kadar da bu mücadeleyi sürdüreceğiz.”
Belediye işçileri üç yıl boyunca yüzde 4+4 oranında zamma mahkûm edildiler
AKP iktidarının 24 Aralık 2017’de yayımladığı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 1 Nisan 2018 itibariyle kamuda çalışan taşeron işçiler kadroya, belediyelerdeki taşeron işçiler ise belediye bünyesindeki şirketlere geçirilmişti. Siyasi iktidar yıllarca verdiği kadro sözünü böylelikle tuttuğunu iddia etmiş, gerçekte ise işçileri sefalet ücretine mahkûm etmenin zeminini döşemişti. Çünkü kadroya ya da belediye şirketlerine geçirilen taşeron işçilerin sendikaları aracılığıyla toplu sözleşme yapmaları engellenmiş, ücretleri Yüksek Hakem Kurulu (YHK) tarafından karara bağlanan sözleşmelere endekslenmişti. KHK ile kamu işçilerinin sendikal hakları 31Ekim 2020 tarihine, belediye işçilerinin ise 30 Haziran 2020 tarihine kadar askıya alındı. YHK’nın belirlediği sözleşmeye göre çalışmak zorunda bırakılan yaklaşık 1 milyon işçi neredeyse üç yıl boyunca 6 ayda bir sadece yüzde 4 oranında zam aldı. Sosyal haklarında ve ikramiyelerinde ise hiçbir artış yaşanmadı. Ekonomik krizin iyice şiddetlendiği bu üç yılda işçiler artan enflasyon ve hayat pahalılığı altında ezildiler.
Belediye işçileri “kadroya” geçtikten sonra adeta cezalandırıldıklarını söylüyorlar. Bu şekilde “kadroya” geçirilmeyip taşeron olarak çalışmaya devam etmeleri halinde en az 5500 lira alıyor olacaklarını dile getiriyorlar. Belediye yönetiminin bir taraftan AKP iktidarını eleştirirken diğer taraftan işine geldiği gibi iktidarın belirlediği yüzde 4+4 zam kararını uygulamaktan gocunmadığını söylüyorlar. Üç yıldır enflasyon altında ezilmelerine rağmen ücretlerinde hiçbir iyileştirme yapmayan belediye yönetiminin “ben işçilerin istediğini versem yarın maaş veremez hale gelirim” diyerek haklı taleplerini karalamasına öfke duyuyorlar. Artık geçinemediklerini, kiralarını ödeyemediklerini, Büyükşehir Belediyesi’nin dağıttığı ücretsiz ekmek kuyruğuna giren arkadaşları olduğunu belirtiyorlar. “Bizimki evine bir ekmek daha götürme mücadelesi… Kimseden sadaka istemiyoruz, emeğimiz, alın terimiz ne ise onu istiyoruz” diyorlar.
Belediye yönetimi hem grevi karalıyor hem de grev kırıcılık yapıyor
İşçiler belediye yönetiminin sadece grevi karalamakla kalmayıp aynı zamanda başka belediyelerde ya da Büyükşehir Belediyesinde çalışan işçileri grev kırıcı olarak karşılarına çıkarmasına da tepkililer. Her an nöbet tutuyorlar, grev kırıcıların çalıştırıldığı noktalara giderek müdahale ediyorlar. Ziyarete gittiğimiz gün Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın Küçükyalı pazarında CHP Meclis üyeleriyle birlikte çöp toplamaya çalıştığını, grev kırıcılığını engellemek üzere arkadaşlarının pazar yerine gittiğini anlatan işçiler halkın Belediye Başkanına tepki gösterdiğini aktardılar. Halkın büyük çoğunluğunun grevlerini desteklediğini ifade ettiler.
Aramızda AKP’li CHP’li ayrımı yok, bizimkisi hak mücadelesi
Konuştuğumuz işçiler aralarında AKP, CHP ve diğer partilere oy veren işçiler olduğunu, ama hak mücadelesi verirken bu ayrımların ortadan kalktığını söylüyorlar. Gerek siyasi iktidarın KHK ile sendikal haklarını askıya almaları sürecinde gerekse de bugünkü grev sürecinde oy verdikleri partilerin işçiden yana tutum almadığını görüyorlar. İşçilerin yapay ayrımlarla kutuplaşmaması gerektiğini, ancak birlik olunursa ve kararlı bir mücadele yürütülürse kazanım elde edileceğini dile getiriyorlar.
İşçilerden biri kararlılıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Greve çıktığımız geceden beri ben buradayım. Sözleşme imzalanana kadar bir yere gitmiyorum. Sözleşme işçinin kazanımıyla imzalanacak, ben ondan sonra evime gideceğim. 2,5 yaşındaki kızım arıyor, baba neredesin diye ağlıyor. Ben onlar için buradayım. Kendi çocuğumuzun gözyaşına dayanabiliyoruz. Ben kızımın gözyaşına dayanabiliyorsam kolay kolay pes etmeyiz mücadelemizde. Bir insan çocuğunun gözyaşına dayanabiliyorsa demek ki çok onurlu bir mücadele veriyor.” İşçiler tüm yalanlara, karalamalara ve grevi kırma girişimlerine rağmen mücadelede kararlılar ve tüm işçi kardeşlerine iletilmesini istedikleri bir cümle var: “Biz kazanacağız!”
- İşçiler Sendika Düşmanlığına Karşı Mücadele Ediyor
- Omsa Metal İşçileri Sendika Hakları İçin Direnişte
- Cam İşçileri Grevde, İzBB İşçilerinin Direnişi Sonuç Verdi
- Sefalet Zammı Dayatmasına, İşten Atmalara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Soygun Değil de Ne?
- İzmir’de Grevci İşçiler Sefalet Dayatmasına Hayır Dedi
- DYO Boya Grevi Kazanımla Sonuçlandı
- İşçiler, Emekliler Sefalet Dayatmasına Karşı Mücadeleyi Büyütüyor
- Buca Belediye İşçilerinin Anlattıkları
- Çiğli Belediyesinde İşten Atılan Kadın İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Kamu Emekçileri, Öğretmenler, İşçiler Mücadele Ediyor
- Polonez İşçilerine Selam Olsun
- Bize Ekmek Yoksa Size Pasta Yok!
- Buca Belediyesi İşçileri Ücret Gaspına Karşı İş Bıraktı
- Hak Gasplarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Reckitt İşçilerinin Grevi Kararlılıkla Sürüyor
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevi Bitti Ama Grev Nefreti Bitmedi
- Bayramın Üçüncü Gününde KRT İşçileriyle Dayanışma
- KRT Çalışanlarından Eylem
- Reckitt Benckiser Grevcilerini Ziyaret Ettik
Son Eklenenler
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...