Buradasınız
Meslek Hastalıkları Kader Değildir!

Yasadaki tanımına göre meslek hastalıkları; “sigortalının çalıştırıldığı işin niteliğine göre tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, sakatlık ve ruhi arıza halleridir”. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre, dünyada her yıl 160 milyon işçi meslek hastalıklarına yakalanıyor. 1 milyon 950 bin işçi, meslek hastalıklarından dolayı yaşamını yitiriyor. Bu rakamlar, çalışma koşullarının insan sağlığına ne kadar aykırı olduğunu ortaya koymaktadır. Günümüzde iş saatlerinin giderek uzaması, çalışma temposunun yükselmesi ve örgütlenme olanaklarından yoksun işçilerin çalışma ortamına müdahale edememesi nedeniyle meslek hastalıkları gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır.
Dünyada işçiler arasında meslek hastalıklarına yakalanma oranı %56’dır. Her yıl Amerika’da 250 bin, Almanya’da 90 bin, İtalya’da 60 bin işçi meslek hastalıklarına yakalanmaktadır. Türkiye’de ise bu oranlar ne yazık ki bilinmiyor. SGK verilerinde meslek hastalığına yakalanma oranı sadece binde 7 olarak açıklanıyor. Şüphesiz gerçek rakamlar bunun kat be kat üzerindedir. İş kazalarında dünyada 3. sırada olan Türkiye’nin meslek hastalıkları konusunda çok iyi durumda olması düşünülemez.
Dünyada tanımlanmış 40 bin meslek hastalığı var. Türkiye’de ise sadece 533 hastalık tanımlanmıştır. Dünyada 29 ana başlıkta sıralanan meslek hastalıkları Türkiye’de 5 başlıkla sınırlanıyor. Bu başlıklarda göğüs ve akciğer hastalıkları, kimyasal madde etkisiyle oluşan hastalıklar, cilt hastalıkları, mesleki bulaşıcı hastalıklar ve fiziksel nedenlerden kaynaklanan hastalıklar var. Geri kalan binlerce hastalık, meslek hastalığı sayılmamakta, buna uygun olarak tedavi edilmemekte ve çalışma koşulları buna göre düzeltilmemektedir. İşçiler çalışma koşulları nedeniyle yaşadıkları sağlık sorunlarıyla tek başlarına mücadele etmek zorunda bırakılmaktadır.
İşyerlerinin %90’ında denetim yapılmıyor, yaptırım uygulanmıyor. İşçilerin yakalandığı meslek hastalıkları tanımlanmıyor ve istatistiklere yansıtılmıyor. Bunun bir nedeni de hastane yetersizliğidir. Meslek hastalıkları için yeterli sayıda ve donanımda hastane açılmıyor. Meslek hastalıklarının tanısının koyulmasında bürokratik engeller getiriliyor. İş kazaları gibi meslek hastalıkları istatistikleri de bu nedenle gerçekleri yansıtmıyor. Yine de Türkiye’de meslek hastalığı olarak tanımlanan az sayıda hastalığın yaygınlığı bile durumun vahametini ortaya koymaktadır. Örneğin, 2010 yılında resmi rakamlara göre meslek hastalıklarına yakalanan 533 işçiden 10’u yaşamını yitirdi. 107 işçi nitroz gazlarına maruz kaldı. 99 işçi silikozis hastalığına yakalandı.
Türkiye’de bu hastalıklar patronlar ve AKP hükümeti tarafından “kader” olarak görülüyor ve gerekli önlemler alınmıyor. Oysa bu hastalıklar iş koşullarındaki değişikliklerle engellenebilir. Kurşun zehirlenmesi, yalnızca belli tipte iş yapanlar arasında görülüyor. Tozlu yerlerde çalışan işçilerde görülen akciğer hastalıkları, farklı koşullarda çalışan işçilerde görülmüyor. Öldürücü olan silikozis hastalığı sadece kot kumlama işçilerinde görülüyor. Çok açık ki bu hastalıklar, gerekli önlemlerin alınmasıyla ortadan kaldırılabilirler. Oysa devlet ve patronlar işçilerin yaşamını umursamıyor. Meselâ devlet 60 işçinin genç yaşta ölmesine neden olan silikozisi yasalarda meslek hastalığı olarak saymıyor. Silikozise yakalanan bir işçi durumunu şöyle tarif ediyor: “Kot kumlamaya gelirsin, sonra askere gidersin, çürüğe çıkarılınca öğrenirsin hastalığını, köyüne döner, ölürsün, buna kumlama hastalığı derler.”
Teknolojik gelişmelerin ulaştığı düzey, meslek hastalıklarının önüne geçilmesini mümkün kılmaktadır. Ancak patronlar sınıfı, gerekli güvenlik önlemlerini maliyetli ve üretimi yavaşlatıcı bulduğu için işçiler ölüme, sakat kalmaya itiliyor. Meslek hastalıklarını ağır çalışma koşulları ortaya çıkardı. Ağır çalışma koşullarını değiştirmek için verilen mücadele, meslek hastalıklarının önüne geçmenin tek yoludur.
İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kurulları Kurulsun ve İşçilerin Denetimine Verilsin!
Her Hastaneye Meslek Hastalıkları Bölümü Kurulsun!
Meslek Hastalıkları Hastanelerinin Sayıları Arttırılsın!
Herkese Parasız Sağlık Hakkı!
Özel İstihdam (Kölelik) Büroları
12 Eylül Darbesi ve Grev Yasakları
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....