Buradasınız
Milyonlar Neden Mitinglere Katılmıyorlar?
Okmeydanı’ndan bir işçi
Ben UİD-DER’li arkadaşlarla tanışalı iki yıla yaklaşıyor. Bu zaman zarfında UİD-DER’le birlikte Newroz, 1 Mayıs, SSGSS ve daha birkaç tane mitinge katıldım. Ancak benim bahsetmek istediğim miting alanının içinden çok dışarısı hakkında.
Pek tabii ki mitingler birçok parti, sendika, kitle örgütleri ve derneklerin bir araya gelmesiyle oluşuyor. Bu örgütlü yapılar alanlara yüzlerce, binlerce insanı taşıyor. Miting alanında ve kortejde, bu örgütlü yapılar o gün toplanma sebebi hangi konudaysa, ona uygun bir şekilde pankartlarını açıyorlar, dövizlerini yükseltiyorlar ve hep bir ağızdan sloganlarını atıyorlar. Miting alanı içerisinde ve kortejin içinde aşağı yukarı bunlar cereyan ederken miting alanının dışında ne oluyor diye, gözümü arada sırada dışarıya doğru çevirdiğim oluyor. Aslında karşılaştığımız tablo moral bozucu. Kortejin kenarından öylece geçen genci-yaşlısı, atılan sloganlara kulağı kapalı insanlar, dövizleri-pankartları görmeyen gözler, hatta ve hatta bu koca topluluğu görmeyen gözler, görüp de abuk-sabuk laflar edenler... Daha benim aklıma gelmeyen sizin aklınıza gelen nice örnekler vardır herhalde. Evet bu durum bazen insanı hem kızdırıyor hem de sinirlendiriyor. Sanki bir tek bizi vurmuş kriz, sanki bir tek bizi bağlıyor yeni sosyal güvenlik yasası.
Gerçek şu ki, insanların destek vermemesi veya eşlik etmemesi şüphesiz bilmemelerinden kaynaklanıyor (12 Eylül’de ne oldu diye sorsan ABD’ye uçak çarptı diyen insanlar var bu ülkede, bunu da görmek lazım bir yandan). İşçilerin tümünün zararlı çıkacağı kesin olan burjuva saldırılara karşı yükseltilmeyen tepki bilinçsizlikten kaynaklanıyor. İşte az önce söylediğim insanların tepkisizliğine karşı duyduğum öfke, aslında onlara değil onları bu tepkisiz hale getirenlere. Ve bu duyduğum öfke aynı zamanda, beni güçlü kılan şey de. Dışarıdaki insanları bilinçlendirmek için çalışmalı, onlara gerçekleri anlatmalıyız. Dışarıdaki insanları alanlara taşımalı ve böylece hakkımız olanı almalıyız.
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
Son Eklenenler
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...