Buradasınız
Nehirler Akmaya, Gençlik Mücadeleye Devam Eder!
Gebze’den genç bir metal işçisi

Gençlik dönemi, insan hayatının en heyecanlı, en meraklı ve en enerjik zamanlarıdır derler. Bu yönleriyle gençlik bir nehre benzetilebilir; coşkulu, yönünü arayan, bazen de önüne çıkan taşlara çarpa çarpa yolunu bulan… Bazen hızlı, bazen yavaş akar ama hep ilerlemek ister. Çünkü içinde taşıdığı güç, onu durmaya değil, yeni ufuklara ulaşmaya zorlar. Ancak kapitalist sistem, emekçi sınıfların gençliğinin içindeki bu gücü kurutmaya çalışıyor. İçimizdeki coşkun akan nehir kirletilmek ve yönü zorla değiştirilmek isteniyor.
Kapitalist düzen bizleri küçük yaşlardan itibaren eğitim sistemi adı altında bencil ve rekabete dayalı bir yarışa sokuyor. Bizlere sürekli “sen kendini düşün, başkasına karışma” deniyor. Sanki bu sistem altında parlak bir gelecek varmış gibi pembe tablolar çizilmeye çalışılıyor. Konda’nın yayımladığı “Türkiye’de 100 Genç Olsaydı” raporuna baktığımızda gençlerin nasıl bir cendere içerisine sıkıştırılmak istendiğini çok net görebiliyoruz.
Her 10 gençten 6’sı işsiz! Dört yıllık bir üniversite okumak da artık bir iş sahibi olabilmek için yeterli olmuyor. Diplomalı işsizler ordusu her yıl büyüyor. Üniversite bitiren gençler mezun oldukları alanlarda iş bulamadıkları için zincir marketlerde, kafelerde, kargolarda çalışmak durumunda kalıyor. Sigortasız, esnek, güvencesiz işler yeni normal olarak kabul ettirilmek isteniyor.
Ama daha da vahimi var. 15-34 yaş aralığındaki 6,7 milyon genç, ne bir işte çalışıyor ne de eğitim alıyor! Sadece Türkiye’de koca bir ülke nüfusu kadar genç, tamamen toplumsal hayatın dışına itilmiş durumda. Bu insanlar ne üretebiliyor, ne öğrenebiliyor, ne de geleceklerini kurabiliyor. Çalışabilen gençler açısından da durum iç açıcı değil. Her 10 gençten 8’i parasız kalıp muhtaç olmaktan korkuyor.
Ve tüm bu yoksullaşmanın etkileri sosyal yaşamda da karşımıza çıkıyor. Gençlerin büyük çoğunluğu kültürel ve sosyal etkinliklere katılamıyor. Haziran başında yayınlanan rapor son üç ayda, yani aktivitelerin en yoğun olduğu bahar aylarında, gençlerin yarısından fazlasının konsere, yüzde 62’sinin sinemaya, yüzde 90’ının tiyatroya, yüzde 75’inin müzeye gitmemiş olduğunu ortaya koyuyor. Hayat pahalılığı, fırsat eşitsizliği derken bir kahve içmek bile lüks haline gelmiş durumda. Maalesef sosyal aktiviteler azaldıkça gençler ekranlara, sosyal medyaya gömülüyorlar.
Emekçi gençliği, ekranlardan başını kaldırmayan, evinden çıkmayan gençlere dönüştürmeye çalışan bu düzen; sesimizi bastırmak, bize boyun eğdirmek, bizi yalnızlaştırmak istiyor. Ama biz birlikte ses verdikçe güçleniyoruz! Katlanmak değil değiştirmek istiyoruz! Örgütlenerek öğreniyor, hem kendimizi eğitiyor hem de umudu büyütüyoruz!
İspanya’da Metal İşçileri Grevde
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- Çatalca’ya Bir Ziyaretin Ardından
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- Sınavlar, Gelecek Kaygısı… Çözüm Nerede?
- Nehirler Akmaya, Gençlik Mücadeleye Devam Eder!
- Yaşımız 19…
- UİD-DER’de Çocukların Anlattıkları
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
Son Eklenenler
- Dede Korkut hikâyelerinin birinde Uruzlu bir çobanla, bir Peri birbirlerini severler. Ancak bu beraberlik lanetlenmiştir. Peri bir gün çobanı çağırır ve şöyle der: “Bende bir emanetin var ama bu emanet halkının başına bela olacak, bilesin.”
- İngiltere’nin başkenti Londra’da yaklaşık 300 bin kişi, Filistin halkı için bir kez daha meydanlara çıktı. Soykırımın 700. gününde yüzbinler, Gazze’deki zulmü protesto etti ve savaş suçlularından hesap sordu. İngiltere hükümeti, İsrail’in savaş...
- Endonezya’da emekçiler, giderek derinleşen yoksulluk, işsizlik ve gelir adaletsizliğine karşı ülke genelinde kitlesel protestolar düzenliyorlar. Geçtiğimiz aylarda Silahlı Kuvvetler Yasasının parlamentodan geçmesi üzerine toplumdaki tepki kitlesel...
- Genç kadın işçi kardeşimize üç sene önce ilk karşılaştığımızdaki kısa sohbetimizde kendi sözlerini hatırlattım. “Seyrelen orman sele karşı duramaz” demişti. “Evet, ya abi onu bile unutmamışsınız” dedi. “O ifadelerle ne anlatmak istemiştin?” diye...
- 2025-2026 eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte, öğrencilerin okul ve kırtasiye masraflarının artması Türkiye’nin birçok ilinde tepkiyle karşılandı. 5 Eylül’de İstanbul’dan Ankara’ya, Edirne’den İzmir’e birçok kentte Eğitim Sen öncülüğünde “...
- Kayyum yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesi tarafından işten atılan 223 işçinin işlerine geri dönme, İzmir Karşıyaka Belediyesi işçilerinin ücretleri için mücadelesi devam ediyor.
- Sonbahar geldi. Ama hâlâ yıllık izne veya tatile çıkmayan arkadaşlarımız, komşularımız ve yakınlarımız var. “Tatile gideyim, şöyle bir kafamı dinleyip koca bir yılın yorgunluğunu atayım” diyebilen insan sayısı her geçen gün azalıyor. Asgari...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’in araştırma birimi DİSK-AR tarafından hazırlanan “Enflasyon ve Artan Vergi Yükü” Raporu, 2025 yılının ilk 8 aylık döneminde işçilerin yaşadığı ücret kayıplarını gözler önüne serdi. Raporun sonuçları, 5...
- Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. “İktidardakilerin dertleri ya da amaçları nedir, neyi hedefliyorlar” gibi sorular sormamız bile tuhaf oluyor. Güya bizi düşündüğünü, bizim için çalıştığını ileri süren iktidar sorunları büyütüyor, içinden...
- ABD’de geleneksel olarak her yıl Eylül’ün ilk Pazartesi günü kutlanan Emek Günü’nde, bu yıl da ülke genelinde yüz binlerce emekçinin katıldığı kitlesel eylemler düzenlendi. New York, Boston, Şikago başta olmak üzere birçok şehirde sokaklara çıkan...
- Afganistan’da on binlerce emekçi, 31 Ağustos gecesi derin bir acıya uyandı. Ülkenin doğusunda yer alan Kunar eyaletinde meydana gelen 6.0 büyüklüğündeki deprem, kısa sürede büyük bir yıkıma yol açtı. İlk belirlemelere göre en az 2200 kişi yaşamını...
- Düşük ücretler, iş güvenliği önlemlerinin alınmaması ve ağır çalışma koşulları nedeniyle işçilerin yaşadığı sorunlar büyüyor. Çalışma yaşamını düzenleyen yasalar yalnızca kâğıt üzerinde kalıyor, patronlar hiçbir yaptırıma maruz kalmadan hukuksuz...
- Sosyal medyaya, Türkiye’nin geleneksel sermaye kesimlerinin önde gelenlerinden olan bir annenin paylaşımı düştü.