Buradasınız
1 Mayıs 1886’da hayat duruyor, çünkü işçi sınıfı grevde!
1 Mayıs 2021 - 19:15
1 Mayıs bugün, yürüyün sokaklara!
Gürleyen Meydan’a!
Hadi kente in, kuleler sallansın!
Dağıt çarşının havasını!
Şöyle pankart fırtınasıyla gel,
Deprem adımlarıyla gel,
Kızıl bayrak yukarı, sıçrayarak gel!
Kahrolsun burjuvazi!
Yayılalım tüm kente, yürüyelim, ileri!
(Alfred Hayes, Sokaklara 1 Mayıs, kısaltılmıştır)
İşçi örgütlerinin çalışmaları sayesinde 1886’da 8 saatlik işgünü mücadelesi iyice canlanmıştı. Emek örgütleri Amerikalı işçilere bu talep uğrunda bir gün iş bırakma ve genel greve çıkma çağrısı yaptılar. 1 Mayıs’ta genel greve çıkılacak ve ondan sonra bir daha 8 saatten fazla çalışılmayacaktı. Tüm kentlerde grev için hazırlıklar başladı ancak Parsonsların yaşadığı Şikago açık ara öndeydi. 1 Mayıs 1886’da Şikago’da 80 bin işçinin katıldığı bir gösteri düzenlendi. Bu durum küçük çocukları yanlarında mitinge katılan, konuşmalar yapan Parsonsları ve arkadaşlarını coşkulandırır.
Amerika genelinde 350 bin işçi greve çıkmıştı ki bundan 135 yıl önce bu muazzam bir rakam demekti. Burjuva gazeteleri o günü şöyle tasvir ediyorlardı: “Fabrika bacaları tütmüyor, öylece terk edilmişler, her şey Pazar sabahlarını andırıyor!”
1 Mayıs 1886’da Carl Sandburg’un Şikago şiirinde “Ülkenin Buğday Yığıcısı” dediği McCormick’in fabrikasında grevdedir işçiler. Talepleri 8 saat çalışmanın yanı sıra ücretlerin yükseltilmesidir. Ama McCormick ailesinin işçilere daha yüksek ücret vermek gibi bir niyeti yoktur. Bu nedenle işçiler o büyük gösterinin ardından grevlerine disiplinle devam etmektedirler. İşçilerin önderlerinden biri olarak kabul ettikleri August Spies grevlerini zafere taşımaları için birlik içinde hareket etmelerini ve sendikalarının yanında olmalarını öğütler işçilere.
Ancak bu sırada, işçi sınıfının cesur şekilde ayağa kalkmasını sömürü saltanatına tehdit olarak gören burjuvazi, fitne peşindeydi. Aynı 1819’da Manchester’da olduğu gibi, Şikago’nun para babaları işçi sınıfının birliğini dağıtmak için planlar yapıyorlardı. Bu doğrultuda, patronların köpeği konumundaki emniyet müdürünün yönlendirmesiyle polis, her türlü işçi eylemine saldırıyor ve işçilere kurşun sıkıyordu.
3 Mayıs’ta öğleden sonra işçiler patronun fabrikaya grev kırıcıları sokmaya çalıştığını fark ederler ve bu saldırıya direnirler. İkinci saldırı polisten gelir. İşçilerin üzerine ateş açan polis bazı kaynaklara göre 2’si, bazı kaynaklara göre 6’sı işçi 7 kişiyi öldürür. Bu zalimlik karşısında sessiz kalmak istemeyen işçi örgütleri ve McCormick işçileri ertesi akşam saat 7..30’da Haymarket’te bir protesto düzenlemeye karar verir.
İşçilerin katledilmesini protesto etmek için düzenlenen mitinge çağıran bir afiş. Üzerinde İngilizce ve Almanca olarak şöyle yazıyor: “İşçiler Dikkat! Kitlesel Miting, Bu akşam saat 7.30’da, Haymarket’te. Polisin son vahşi saldırılarını ve işçi kardeşlerimizi vurmasını protesto etmek üzere iyi konuşmacılar hazır bulunacak. İşçiler kendinizi donatın ve tüm gücünüzle orada olun!”
İşçilerden 1 Mayıs Mücadele Mesajları
Her günün sonunda, gökyüzünde parlar yıldızlar…
Her gecenin sonunda aydınlık bir gün…
Kızarır, sararır yapraklar, düşer dalından
Bir sonraki bahara yeşerir yeniden, tomurcuklar açar.
Dallar giyer alını, yeşilini, morunu…
Verir en güzel yemişlerini.
Yağdığında kar, yağmur,
Coşar dereler, katar önüne çakıllarını,
Kucak açar denizler, nehir kollarına birleşirler hasretle…
Bakın, her şeye inat gelincikler de açtı tarlalarda!
Kızıla boyadı sokakları, caddeleri
Asya’dan, Avrupa’dan, Afrika’dan…
Milyonlarca yüreğiz…
Düşlerimiz, sevdamız bir.
Bir sınıfın evlatlarıyız…
Yasak tanımaz yüreklerimiz düşlerimiz…
Elbet bir gün, mutlak bir gün kavuşacağız düşlerimize…
1 Mayıs’ın mücadele ve dayanışma ruhuyla…
Selam olsun yüreklerini karartmayan kızıl gelinciklere…
Sancaktepe’den bir metal işçisi
Albert Parsons kürsüde