Buradasınız
Limter-İş Başkanı Cem Dinç’le Söyleşi
Tuzla tersanelerinde ölümler devam ediyor. Onca ölüme rağmen patronlar önlem almak yönünde kıllarını kıpırdatmıyorlar. Yoğun çalışma koşulları, düşük ücretler ve ölümler yetmiyormuş gibi, krizle birlikte binlerce tersane işçisi sokağa atıldı. İş cinayetlerinin devam ettiği ve krizin faturasının işçilere kesildiği bu süreçte, tersane işçilerinin sorunlarını Limter-İş Başkanı Cem Dinç’le konuştuk.
UİD-DER: Ekonomik kriz tersane işçisini nasıl etkiledi?
Cem Dinç:Krizle birlikte binlerce işçi işten çıkartıldı. GİSBİR ve Deniz Ticaret Odasının verilerine göre 6 bin işçi işten çıkartıldı. Sendikamızın tahminlerine göre işten atılan işçi sayısı çok daha fazla. Çünkü Tuzla tersanelerinde kaç işçinin çalıştığı tam olarak bilinmiyor! Çelişkili rakamlar ifade ediliyor. Birisi 5 bin diyor, birisi 28 bin diyor, birisi 33 bin diyor, bir başkası 50 bin işçinin çalıştığını ifade ediyor. Biz, doğal olarak işten atılan işçi sayısının kendilerinin açıkladıkları rakamın çok üstünde olduğunu düşünüyoruz. Tersane bölgesinde krizle birlikte işten atılan işçi sayısının 10 bin civarında olduğunu düşünüyoruz. GİSBİR’in açıklamasına göre 2009 yılı içinde 20 bin işçi daha işten atılacak.
Biz işçi ve emekçiler olarak krize şu noktadan bakmalıyız: Bu krizi biz mi yarattık? Düne kadar sermayedarlar ve patronlara para kazandırırken onlar biz işçilere ne verdiler? Bugün neden kriz gerekçesiyle binlerce işçi işten atılıyor? Bu krizi biz işçiler yaratmadık. Dolayısıyla da krizin yükünü patronlar çekmelidir. Türkter, Torgem ve Torlak tersanelerinde yüzlerce kadrolu işçi işten atıldı. Kriz nedeniyle Dearsan tersanesinde ücretler yüzde 15 oranında düşürüldü. Aynı tersanenin kadrolu işçilerine kriz atlatılıncaya dek ikramiye ve sosyal haklarının verilmeyeceği söyleniyor.
Tersanelerde yüzde 90 taşeron işçi çalışıyor. İşten atılan işçilerin çoğunluğu taşeronda çalışan işçilerdir. Kaç işçinin atıldığı dahi bilinmiyor. Birçok tersanede işçi ücretlerine zam yapılmıyor ve kazanılmış hakları ellerinden bir bir alınıyor. Krizin ne zaman sona ereceğini kim bilebilir? Burjuva iktisatçılar bile 2009 yılını kaybettik 2010 yılını nasıl kurtarırız diye açıklamalar yapıyorlar. Başbakanın krizi fırsata dönüştüreceğiz açıklamasının anlamı, sendikalı işçileri işten atın, ücretleri düşürün, kazanılmış hakları gasp edin ve az işçiyle çok iş yapın demektir. Bizler de işçi ve emekçiler olarak bu krizi bir fırsata çevirmeliyiz. Ne yapabiliriz? Sokaklara ve alanlara çıkıp, krizi biz yaratmadık bedelini de biz ödemeyeceğiz demeliyiz. Kısa vadede örgütlü tepkiyle sokaklara çıkıp zamları geri aldırmalıyız. Haklarımızı koruyup, yeni hak kayıplarına izin vermemeliyiz.
UİD-DER: Dünyada yaşanan ve tersaneler bölgesini de etkileyen ekonomik krize karşı Limter-İş sendikasının talepleri nelerdir?
Cem Dinç: İşten çıkarılmalar karşısında işçiler işyerini terk etmemeli. Kazanılmış hakların gasp ettirilmemesi gerekiyor. Sigorta hakları, çalışma saatleri ve ücretler korunmalı. Tüketim maddelerine yapılan zamların geri alınması için mücadele verilmeli. İşçilerin genel olarak bulundukları her yerde örgütlenmesi gerekiyor. 2001 krizinin dersleri de bunu gösteriyor. Örgütlenmezsek tepkilerimiz saman alevi gibi sönmeye başlar. Adaletten yana, özgürlükten yana olan demokratik kitle örgütlerinin, emek örgütlerinin emek cephesini örmesi gerekiyor. Son Ankara mitinginde merkezi düzeyde yapılan ve 100 bini aşan kitlenin katılımı önemli oldu. İşçi ve emekçilerin bulunduğu tüm bölgelerde yerel örgütlenmeler oluşturulmalı ve bunlar birleştirilmelidir. Tuzla’da krize karşı böyle bir platform oluşturuldu. Diğer bir adım, her yerde sendikal örgütlenmeyi büyütmek gerekiyor. İtalya’da, Fransa’da ve Yunanistan’da işçi ve emekçiler, öğrenciler saldırılara karşı meydanlarda cevap verdiler. Bizim de bu hattan yürümemiz gerekiyor. Kapitalistlere “sizler gereksizsiniz, size ihtiyacımız yok” demek gerekiyor. Bu saldırıların cevabı sokaklarda verilmelidir.
UİD-DER: Taleplerinizi hayata geçirmek için neler yapıyorsunuz?
Cem Dinç: Biz krize karşı çeşitli bildiriler, afişler, panellerle tersane işçilerine krizi ve krize karşı neler yapılması gerektiğini anlatıyoruz. Tuzla’da oluşturulan Krize Karşı Tuzla Mücadele Platformunda çalışmalar yürütüyoruz. Tersanelere yönelik basın açıklamaları ile işçileri krize karşı uyarıyoruz. Kimi işçilerde kafa karışıklığı var. Hatta “ne yapabiliriz kriz var” diye düşünenler çoğunlukta. Örgütsüz toplum olmamızın birer sonucudur bu. 48 milyon seçmen olduğu, 23 milyon işçi olduğu söyleniyor, fakat 600-700 bin civarında sendikalı işçi var. Toplumda örgütlü insan sayısı çok az. Bu, biz sendikalar açısından çok kötü bir durumu ifade ediyor. İşçiler örgütsüzse nasıl sokaklara inip mücadele edecekler? Güvensizlik ve örgütsüzlük taleplerimizi tersanelerde hayata geçirmemizin önünde büyük bir engel haline geliyor. Yani anlattıklarımız işçilerin kafasında yer etmiyor. Borçlar, geçim sorunları, kredi borçları, işsizlik ve polis copu işçiyi köşeye sıkıştırıyor. Fakat her şeye rağmen tek çözüm yolunun örgütlenmekten geçtiğini, kolay çözüm olmayacağını ifade ediyoruz biz.
İTO’nun söylemine göre sadece İstanbul’da 1 milyon işçi işten atılacak. Ailesiyle beraber 5 milyon kişi demek bu. 5 milyon kişi açlığa ve sefalete terk ediliyor. Bizler bu işsizleri bir araya getirebiliriz. Milyonlarca işçi, işten atılmak için adeta beklemede duruyor. Kendi aramızdaki ayrılıkları bir kenara bırakıp, önceliklerimizi ortaya dökerek, bir araya gelmeliyiz. Ankara mitingi bunun güzel bir örneği oldu. Devletin ve hükümetin krizin yükünü işçi sınıfına yükleme dayatmalarına birlikte, ortak mücadele ile engel olabiliriz.
UİD-DER: İşten atmaların dışında iş cinayetleri tersanelerde devam ediyor. Birkaç gün önce Pendik Askeri Tersaneleri’nde ölümlü bir kaza oldu. Bugünde Anadolu Tersanesinde bir kaza oldu. Kazaların önünde geçmek için neler yapılmalı?
Cem Dinç: Kriz döneminde iş cinayetleri çok daha fazla artacak. Patronlar işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini bir maliyet olarak görüyorlar. Kriz döneminde ise bu türden önlemleri hiç almayacaklar. Örgütlü işçileri işten çıkaracaklar. Çalışma saatlerini yükseltecekler. Esnek çalışma uygulanacak. Az işçiyle çok iş yaptırılacak. Bugün Anadolu Tersanesinde kaza oldu, dün askeri tersanede olmuştu, deri sanayi bölgesinde yangın çıktı, kısaca kazalarda bir artış söz konusu. Levent Akhan arkadaşımızın direnişi sürüyor. İşçiler kendi haklarını bilmeli. Bulundukları yerlerde fazla çalıştırmalara karşı durmalılar, ücretlerin düşmesine karşı çıkmalılar. Kazanılmış hakların gerisine düşmemeliyiz. Mücadele ederek kazandığımız haklar kriz gerekçesiyle geri alınamaz. Sigortasız çalışmalara karşı olmalıyız. İşyerleri ile sınırlı kalmadan hem patronlara karşı hem de bu sisteme karşı mücadele etmeliyiz. Adı üstünde kapitalist sistem yani para sistemidir. Bizce bu sistem son evrelerini yaşıyor. İnsanlığın kurtuluşu sosyalizmdedir. “Gelin bu sistemi birlikte kurtaralım, aynı gemideyiz” diyor kapitalistler. İşçiler kapitalistlerle aynı gemide değildirler, olamazlar da. Biz üretiyoruz, biz bu dünyayı omuzlarımızda taşıyoruz. Bizler kapitalistlere “siz gereksizsiniz” diyoruz. Tek çaremiz örgütlenmekten geçiyor. İnsanlık her zaman kendisi için daha iyi bir sistem kurmuştur. Bu açıdan bizler, işçiler, emekçiler ve ezilenler olarak örgütlenip bu sisteme karşı mücadele etmeliyiz. Yaşanan saldırılara karşı örgütlü bir tepki vermeliyiz.
UİD-DER: Teşekkür ederiz.
Tuzla’da 117. Ölüm!
Enternasyonalle Kurtulur İnsanlık
- Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Yalçınkaya ile Söyleşi
- Dev Sağlık-İş Bursa Sorumlusu Alper Küçük ile KÇP Üzerine Söyleşi
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...