Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım

31 Mart yerel seçimlerinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, uyguladıkları ekonomi programına kaldıkları yerden devam edeceklerini açıkladılar. Peki, ısrarla sürdürdükleri bu programda ne var?

• İşçi ücretlerini düşük tutarak patronların kârlarını korumak ve arttırmak
• Faizleri, enflasyonu ve hayat pahalılığını yükselterek, vergileri arttırarak ekonomik yıkımın faturasını işçi ve emekçilere kesmek
• Sermayeye bol keseden ucuz krediler verilirken işçi ve emekçilerin kredi kartlarına taksit imkânını bile ortadan kaldırmak
• İşçilerin ücretlerinden kesilen paralarla oluşturulan fonları patronlara akıtmak
• Emekli maaşlarını, kıdem tazminatını, sosyal hakları daha da tırpanlamak
• Sağlık ve eğitim gibi kamu hizmetlerini daha da kısıtlamak… ve çok daha fazlası…

İşte “düzlüğe çıkmak için ısrarla devam ettirmeliyiz” dedikleri ekonomi programı budur. Yani sadece kemerimizi değil ümüğümüzü sıkmak istiyorlar. Buna itiraz eden, mücadele yolunu tutan işçileri engellemek için her türlü baskıyı yapıyorlar.

Hakları için mücadele eden işçiler önce patronların işten atma saldırısıyla karşılaşıyorlar. Adaletsizliğe, haksızlığa karşı koymak isteyince polisin, jandarmanın zulmüyle karşı karşıya kalıyor, şiddet görüyor, gözaltına alınıyor, ev hapsine çarptırılıyorlar. Bu da yetmiyor; müftüleri, kaymakamları, valileri, mahkemeleri karşılarında buluyorlar.

İşte bu nedenle birlik olmak, gücümüzü birleştirmek, sermayenin ve siyasi iktidarın saldırılarına birlikte karşı durmak zorundayız.

Hayat pahalılığına, düşük ücretlere, vergi soygununa, kıdem tazminatının tırpanlanmasına, sendikasızlaştırmaya, ekonomik yıkımın bedelinin işçi ve emekçilere ödetilmesine birlikte karşı duralım!