Buradasınız
Novamed Grevi Bir Yılı Aştı
Antalya serbest bölgede bulunan Novamed fabirkasında süren grev birinci yılını aştı. Sendikalaşma ve grev mücadelelerinin neredeyse dibe vurduğu bir dönemde, mücadeleye atılan Novamedli işçiler umut oldular. Sermayenin saldırılarının yükseldiği günümüzde, fabrikalarda da adeta olağanüstü şartlar hâkim oldu. Fakat sınıf mücadelesinin çoşkusu her tür zorluğu aşıyor. Bırakalım siyasal örgütlenmeyi, sendikal örgütlenme dahi burjuvaları korkutmaya yetiyor. Küçük bir örgütlenme ve mücadele burjuvaziye alarm zilleri çaldırtıyor. Fakat bu durum şu temel gerçeği asla unutturmamalı: Militan mücadele verilmeden ve örgütlü dayanışma sağlanmadan zafer kazanılmıyor.
Sömürü Cenderesini Parçalamak!
Merkezi Almanya’da olan Novamed fabrikası 2000 yılında Antalya serbest bölgede üretim faaliyetine başlamış. Fabrikada, böbrek hastaları için diyaliz seti üretiliyor. Antalya’daki üretimin %90’ı ihraç ediliyor. Avrupa çapında 12 fabrikası olan şirket, çokuluslu bir tekel. Çokuluslu tekel için kâr kapısı olan fabrika, işçiler için amansız bir sömürü cenderesi. 2000 yılından itibaren üretimi ve kârı artan fabrikada işçiler üç vardiya şeklinde çalışıyorlar.
Novamed’de üretim esnek çalışma metodlarına göre gerçekleşiyor. Antalya’daki fabrikada işçiler düşük ücretle ve sendikasız çalışıyorlar. Yemek molası 25 dakika. Yemek diye poğaça ve simit veriliyor. 15 dakika çay molası var. İşçileri evlerine götürecek servisler yetersiz olduğundan, iş çıkışı evlerine gecikmeli ulaşıyorlar. İşçiler insan yerine konulmuyor. Fabrikada, serviste konuşma hakları yok. Evlenmek ve hamile kalmak için işyerinden izin alınıyor. İtiraz eden işçilerin hiçbir iş güvencesi yok. Şefler ve müdürler her fırsatta işçileri aşağılıyor, baskı uyguluyor ve özel yaşamlarına müdahalelerde bulunuyor. Tuvalete giden işçilere zaman çizelgesi tutuluyor ve tuvalete az çıkan işçiye, ay sonunda bir miktar para veriliyor. Erken yatmaları, misafir kabul etmemeleri ve kendilerini işe vermeleri konusunda telkinlerde bulunuluyor. Fabrika adeta olağanüstü hal uygulanıyor.
İlk adım sendikal mücadele
İş bulmanın çok zor olduğu bir dönemde Novamedli işçiler sendikal mücadeleye karar verdiler. Serbest bölgede sendikalı hiçbir işyeri yoktu. İşçilerin çoğu hiç sendikal deneyim yaşamamıştı. Sendikaların karalandığı ve birşey kazandırmaz denildiği bir dönemden geçiyorlardı. Hepsi bir yana çoğunluğu kadın işçilerdi. Ancak sömürü ve baskılar gün geçtikçe dayanılmaz bir hal alıyordu. Patrona karşı mücadele etmekten, hakkını aramaktan başka bir seçenek de yoktu.
Novamedli işçiler Petrol-İş sendikası Mersin Şubesinde örgütlenme kararı veriyorlar. 2005 Martında sendikaya üye kaydı yapmaya başlıyorlar. 264 işçinin çalıştığı fabrikada, sendika 162 işçiyi üye yaparak çoğunluğu sağlıyor ve yetki için müracaatta bulunuyor. 19 Nisan 2006 tarihinde sendikalaşmadan haberdar olan işveren derhal üye işçilere baskı yapmaya başlıyor. Sendika karalanıyor, işçiler sendikadan istifaya zorlanıyor ve fabrikayı başka yere taşımakla tehdit ediliyorlar. Baskı ve zorluklara boyun eğmeyen işçiler, mücadelelerine sahip çıkıyor ve sendikalaşmaktan vazgeçmiyorlar.
Peki aynı işverenin Avrupa’daki fabrikaları sendikalı olduğu halde burada sendikalaşmaya neden izin verilmiyor? Çünkü sendikalı işçi sayısının çok az olduğu, ucuz emeğin tercih edildiği ve kazanılmış haklara yönelik saldırıların revaçta oldğu bir ülke Türkiye. Bir işkolunda veya serbest bölgede başlayan sendikalaşma tüm patronların korkularını tetikliyor. Birleşen, örgütlenen ve bir sendikal mevzi kazanan işçiler patronların yüreğine korku salıyorlar. Örnek teşkil etmesinden, yaygınlaşmasından korkan patronlar yasalardan aldıkları güçle sendikalaşmaya izin vermiyorlar. Mahkemeler, polis ve hükümetlerin aldıkları kararlarla işçiler yıldırılmaya, sendikacılar tutuklanmaya ve mücadele geriletilmeye çalışılıyor.
Mücadele coşkusu her zorluğu aşıyor…
Yönetim türlü baskılarla kimi işçileri sendikadan istifaya zorluyor. Yeni bölümler açma gerekçesiyle sendikasız işçi işe alıp, sendikalı işçileri azınlıkta bırakıyor. Nihayet Toplu İş Sözleşmesini imzalamayarak sendikayı grev oylamasına sürüklüyor. Asıl amaç türlü oyunlar ve baskılarla azınlıkta kalan sendikalı işçileri greve zorlamak. Grev oylamasına yüksek oranda evet oyu çıkıyor. Fakat evet oyu veren işçiler fabrikada hâlâ çalışan işçiler, yani grev kırıcı işçiler. Greve hayır oyu verenlerse bir yıldır grevi yürüten sendikalı işçiler oluyor.
26 Eylül 2006’da fabrikaya grev pankartını asanlardan 2’si erkek, 82’siyse kadın işçi. Bir yılı aşkın bir süredir işçiler her gün işyerine gidiyor, grev gözcülüğü yapıyor, ziyarete gelenlere grevlerini anlatıyorlar. Bu sayede grevden tüm Türkiye ve Avrupa işçi sınıfı haberdar oldu. Grev her türlü zorluğa rağmen sürüyor. Grevin çoşkusu işçileri birbine kenetliyor ve sonuç ne olursa olsun şimdiden kazanan grevci işçiler oldu.
İşçilerin verdikleri mücadele günlük yaşamdan alışkanlıklarına dek pek çok şeyi değiştirmiş. Örneğin grevci kadın işçilerden biri, “önceleri bana ne söylense kafamı eğip duruyordum” diyor ve ekliyor: “Başka işyerinde de olsa ben yine sendikaya üye olurum, artık bilinçliyim”. Bir diğeri, “Her geçen gün daha da güçlendiğimizi hissediyorum, yılmadan devam edeceğiz” diyor. Bir başkası, “Sadece ekmeğimiz için değil, onurumuz için de direniyoruz” diyor. Bir başka kadın işçi ise, “Ailem, daha çok da babam beni destekliyor. Sendika konuşulmaya başladığında babam «hemen üye olacaksın» dedi. Çalışmak gerçekten de insanı sosyalleştiriyor. Ama bu işyerinde bizim her türlü sosyal ortamımız engelleniyor” diyerek, kendindeki değişimi anlatıyor. Grevin yarattığı değişim tüm işçileri sarmış durumda.
Kadın dayanışması mı sınıf dayanışması mı?
Greve destekte bulunan kimi kadın örgütleri sınıfsal dayanışma yerine özellikle kadın dayanışmasını ön plana çıkarıyorlar. “Evde baba ve koca, işyerindeyse patron baskısı” diyerek salt erkek karşıtlığı ön planda tutuluyor. İnkâr edilemez bir gerçek olan kadın cinsinin yaşadığı katmer katmer sorunların sorumlusu acaba sınıflı toplumlar mı, erkek cinsi mi? Grevci bir erkek işçinin söyledikleri bu soruya da yanıt oluşturuyor aslında. Novamed’in grevdeki iki erkek işçisinden biri olan bu işçi, kadınların üzerindeki baskıların yine kadın şeflerden kaynaklandığını belirtiyor: “Aslında işçi mücadelesinin kadını erkeği olmaz. İçeride bayanlara baskı yapanlar, yine bayan şefler ve bayan müdür yardımcıları. Bir kadını bir başka kadın incitiyor.” Grevci işçilerin neredeyse tamamı kadın işçi. Hamilelik, emzirme sorunları ağır sömürü ve çalışma şartlarına eklenince koşullar iyice zorlaşıyor. Fakat bu duruma neden olan sömürücü kapitalist sistemden başkası değil. Bu sistemin sahipleri kadın ve erkek tüm burjuvalar.
Başarıya ulaşmak için etkili bir dayanışma şart!
Birinci yılını dolduran grevle çeşitli dayanışma etkinlikleri düzenlendi. İstanbul’da, Ankara’da ve Avrupa’da çeşitli toplantı ve yürüyüşler gerçekleştirildi. Ancak bu eylemlerin ötesinde, grevin başarısı için sendika konfederasyonlarının fiili destekte bulunması şart. Özellikle Avrupa’da bulunan Novamed fabrikalarında üretimin durdurulması ve uluslararası dayanışma grevi örgütlenmesi gerekiyor. Novamed grevinin tüm işçi sınıfının grevi olduğu bilinciyle Novamedli işçilerle dayanışmaya!
Telekom İşçilerini Ziyaret Ettik
UİD-DER Futbol Turnuvası
- Akkuyu Nükleer Santrali Şantiyesi İşçileri İş Bıraktı
- Hakları İçin Mücadele Eden İşçiler Kazanıyor
- Ücret Gasplarına, İşten Atmalara ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Gates Endüstriyel Metal Kauçuk’ta Grev Başladı
- Ekol Ofset ve Aunde Teknik’te Sendika Düşmanlığı
- Patiswiss’de Sendika Düşmanlığı Protesto Edildi
- Durak Tekstil İşçilerine UİD-DER’den Dayanışma Ziyareti
- Erciyas Grevini Ziyaret Ettik
- Esitaş İşçileri Sendikalı Olma Hakkını Mücadeleyle Kazandı
- Antep’te Düşük Ücret Dayatmasına Karşı İş Bırakma Eylemleri
- İşçiler Patronların Düşük Ücret Dayatmasına Boyun Eğmiyor
- Patronların Sendika Düşmanlığına Karşı İşçiler Direnişte
- Daha Yüksek Ücret İçin İşçi Eylemleri
- Erciyas Çelik Boru İşçileri Grevde
- Özak İşçileri İstanbul ve Urfa’dan Seslendi: Geri Adım Atmayacağız
- Özak Tekstil İşçileri Direnişlerini İstanbul’a Taşıdı
- Şahinkul Makina İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Kromevye’de Hukuksuzca İşten Çıkarılan İşçi Direniyor!
- 2023’ten 2024’e Hak Gasplarına Karşı Mücadeleler Sürüyor!
- Hak Gasplarına Karşı Mücadele Grevlerle Direnişlerle Sürüyor!
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...