Onların Hiç Biri Kurtaramayacak Sizleri!
Esenyurt’tan bir metal işçisi

Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir etkili olur ki, sanki bir daha yaz gelmeyecekmiş hissi uyandırır. Aynı şekilde toplumsal mücadelelerin geri çekilip yerini ağır bir gericiliğe bırakması da aynı hissi uyandırır. Sanki hiç sınıf mücadelesi yaşanmamış, hep böyle gelmiş ve böyle gidecek düşüncesi topluma tepeden zerk edilir. Ta ki hayattan ders çıkaranların, deneyimleri devreye girene kadar.
Kışın yerini bahara, gericiliğin yerini aydınlığa bırakacağını ve bunun da kendiliğinden olmayacağını yalnızca tecrübe edenler bilir. İşte bu tecrübeler ne zaman ki bir tohuma dönüşüp sınıf içinde serpilmeye başlar, işte o zaman kâh orada kâh burada başlarını güneşe doğru yükselten mücadele tohumları, insanların ruh halini değiştirir, toplumun umudunu tazeler. Mücadelenin yükseliş dönemlerinde, toplumun çok geniş kesimleri yavaş yavaş yüzünü sınıfına dönmeye başlar. Namuslu sanatçıların yazdığı şiirlerde, şarkılarda, ezgilerde ve oyunlarda işçi sınıfı olmazsa olmaz hale gelir. Her bir satırda sömürücülerin teşhiri ve sınıfın kavgası dokunur.
Örneğin şanlı 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi, toplumun ruh halini etkilemiş, birçok esere ilham kaynağı olmuştur. Bu etkileşimde bulunan sanatçılardan biri olan Cem Karaca, Sarper Özsan’ın Alman şair Bertolt Brecht’in şiirinden bestelediği parçada şöyle demektedir: “Bunların hiç biri onları kurtaramayacak, durduramayacaklar halkın coşkun akan selini.” Brecht, bu şiirinde kapitalist sistemin, sınıfımızın mücadelesini ezmek için kurduğu mekanizmaları ve sınıfımızın her şeye rağmen gün gelip coşkun akan selini güzel özetlemiştir.
Yargısıyla, yönetmeliğiyle, kanunuyla bu sistemin halka karşı olduğunu anlatır şiir. Zaten şahit olduğumuz gibi, sermaye sözcüleri her ne kadar yargı bağımsızlığını gevelese de bunun nasıl bir ikiyüzlülük olduğu ortadadır. Neredeyse bütün yayın organları, toplumu manipüle etmek ve egemenlerin arkalarına yedeklemek için tasarlanmıştır. Özellikle çeşitli yalan bombardımanlarıyla kandıramadıkları kitleler için devreye gözdağı vermek girer. Halkın çıkarınaymış gibi sunulan silah sanayisi, büyük müjdeler ile açılan adalet sarayları, ceza ve tevkif evleri, zindanları, halkın yani işçi sınıfının haklı taleplerini bastırmak için kullanılmaktadır. “Çalış senin de olur, bak zamanında şu zengin kişi şöyle böyle yoksulmuş” yalanlarıyla gençlik kısa yoldan para kazanma tuzaklarına itiliyor. Borsalarda, çeşitli kumar oyunlarında varını yoğunu kaybeden insanların sayısı bir hayli fazla. İşçilerin ağır şartlarda kazandıkları üç kuruş paralarına da göz koyan sermaye sahipleri, türlü hilelerle verdiklerini de geri almanın derdindedir. İşte yaşanan bu deneyimlerden dolayı, asla onların arkasına yedeklenmemeliyiz. Kendi sınıfımızın saflarında birleşmeliyiz. Sermaye sahipleri bin bir türlü hile ve hurdasına rağmen, işçi sınıfının gazabından kurtulamayacak. Tuzaklarının hiç birisi durduramayacak halkın coşkun akan selini!
Son Eklenenler
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...
- Zamanın çarkları döner, takvim yaprakları birer birer savrulur, yaşananlar birer birer unutulur. Fakat bazı değerler, deneyimler vardır ki, kuşaklar değişse de yitip gitmez, çünkü onlara sahip çıkanlar, onları geleceğe taşıyanlar vardır. İşçilerin...
- İktidar, yıllardır Türkiye’yi “şahlandırdığını”, ekonomiyi büyüttüğünü anlatıp duruyor. Televizyonlarda bol bol rakam gösteriyor, beton kulelerle övünüyor. Ama sokakta, evde, işyerinde bambaşka bir hayat yaşanıyor. Milyonlarca genç ne okulda ne işte...
- Artık eski kuşak bir işçi olarak, gençliğimde başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Yıllar evvel “iş kazası” nedeniyle biri ağır iki ayrı ameliyat olmuştum. Sonrasında bir buçuk seneye yakın yatalak kalmıştım. Bu sürenin 7 ayını evde geçirmiştim....
- UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılan bir engelli arkadaşımız, dünyada 1 milyar engelli olduğunu söyledi. Bu rakam 8 milyarlık dünya nüfusunun yüzde 12,5’ine denk geliyor. Yani her 8 kişiden biri engelli! TÜİK verilerine göre de Türkiye’de en az 10 milyon...
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...