Buradasınız
Örgütlenmek İçin Sıranın Bize Gelmesini mi Bekliyoruz?
Samatya Hastanesinden bir sağlık işçisi
Merhabalar işçi kardeşlerim, geçen pazar UİD-DER Sefaköy Temsilciliğinde “Grevler, Direnişler ve Görevlerimiz” konulu bir seminer yaptık. Seminer konu itibarı ile çok önemli ve verimliydi. Seminerde UİD-DER’in işçi gazetesinden ve sitesinden de takip ettiğimiz 3 önemli direniş ele alındı: Akkardan, Çel-Mer ve UPS. Bu 3 direnişten çıkarılacak derslerin işçi sınıfı için çok önemli olduğunu seminerde daha iyi kavradık.
Akkardan’da işçiler sendikalı olmalarına rağmen sağlam bir taban örgütlülüğünden yoksun oldukları için işten atılmışlardı. Yine de işçiler direnişe geçmiş fakat sendikanın mücadeleye sahip çıkmaması ve hatta mücadeleyi bitirmeye çalışması nedeniyle direniş başarıya ulaşamamıştı.
Çel-Mer’de ağır çalışma koşulları ve iş kazaları sonucu olan ölümler işçileri bir hareketliliğe itmişti. Bu hareketlilik işçilerin direniş yapmasına ve fabrikayı işgal etmelerine kadar ilerledi. İşçiler 4 gün boyunca fabrikayı işgal edip koca vinçlerin üzerinde beklediler. Bulundukları ortam dayanılmayacak kadar sıcaktı. Polis ve patronların havalandırmaları kapatması nedeniyle ortam cehennem sıcağına dönmüştü. Buna rağmen işçiler işgale devam ettiler. Çünkü şunu çok iyi biliyorlardı, orası onların ekmek teknesiydi. Ve bir sürü borç dışında kaybedecek bir şeyleri yoktu. Parasızlık ve yapılan saldırılar sonucu işçiler ne yazık ki patronun 11 kişiyi işe almama koşulunu kabul ederek anlaşmak zorunda kaldılar. Ama yine de işçi sınıfı için bir kazanım oldu. Evet, 11 kişi işe geri alınmadı ama Çel-Mer’e sendika girdi. İşçiler verdikleri kararlı mücadele sonunda bunu başardılar.
UPS’de ise işçiler sendikalaştığı için işten atılmış ve direnişe başlamışlardı. Polislerin, patronun saldırılarına rağmen işçiler mücadele etmiş ve direniş uluslararası bir boyut kazanmıştı. Dış ülkelerde işçiler eylemler yapmış, UPS’nin Türkiye’deki patronlarına karşı tepkilerini dile getirmişlerdi. Hâlâ devam eden direniş patronun masaya oturmasıyla olumlu sinyaller verdi.
İşçi kardeşlerim, bu direnişlerin hepsi de önemli ve bizim için birer ders niteliğindedir. Akkardan’da örgütlülüğün önemini, Çel-Mer’de işçilerin inancını, UPS’de ise işçilerin uluslararası dayanışmasının önemini görüyoruz.
Önümüzde bu kadar önemli örnekler, tecrübeler varken örgütlenmek için neyi bekliyoruz? Sıranın bize gelmesini mi? Görüyoruz ki biz işçiler örgütsüz olduğumuz için haklarımız elimizden alınıyor ve işten atılıyoruz. Yok ediliyoruz, onursuzlaştırılıyoruz. Halbuki üretiyoruz, var ediyoruz! Biz olmazsak olmaz! Ne geçmişte oldu, ne bugün olur, ne de yarın olacak.
Yaşasın İşçilerin Mücadele Birliği!
Son Eklenenler
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- Japonya’da çeşitli sendikalar, 2-3 Kasımda yaptıkları eylemlerle derinleşen kapitalist sömürüye ve emperyalist savaşa karşı mücadele çağrısında bulundular. İnşaat ve Taşımacılık İşçileri Dayanışma Sendikası Kansai Bölgesi Şubesi (Kan-Nama), Metal ve...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 5-6-7 Kasımda tüm Türkiye’de iş bırakma kararı aldı. Sağlık emekçileri İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere...
- 7 Kasım 1917’de Rusya’da işçi sınıfı devrim gerçekleştirdi ve siyasal iktidarı ele geçirdi. Bu devrim Rus takvimine göre 25 Ekimde gerçekleştiği için tarihe Ekim Devrimi olarak geçti. Ekim Devrimi, tüm dünyayı sarsmış, 20. yüzyılın akışını kökten...
- Dünya… Masmavi okyanusları, uçsuz bucaksız ormanları, kıtaları dolaşan nehirleri, heybetli dağlarıyla her yanından yaşam ve bereket fışkıran bu rengârenk gezegen… Bu gezegenin gözümüzün önündeki hali içler acısı! Çünkü tüm dünyaya egemen olan...
- İSİG Meclisi’nin raporuna göre Ekim ayında 164 işçi, yılın ilk on ayında ise en az 1540 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Türkiye’de iş kazaları ve iş cinayetleri en yakıcı sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Her gün en az 5 işçi hayatını...
- Belediye işçileri artan hayat pahalılığı karşısında biraz olsun nefes alabilmek için ücretlerini yükseltmek istiyorlar. Buna karşılık belediyelerin yönetimleri ödenek olmadığı bahanesiyle işçilere düşük ücret dayatıyorlar. İstanbul ve İzmir’in ilçe...