Buradasınız
Örgütlü Olursak Bir Islıkla Şalterler İner!
Son dönemlerde birçok işyerinde işçiler haksızlıklara karşı mücadeleye girişiyorlar. Bu nedenle direnişlerin sayısı artıyor. Ancak bu direnişlerde pek çok eksiklik göze çarpıyor. Oysa geçmişte birçok deneyim yaşandı ve bu deneyimlerin genç işçi kuşaklarına aktarılması gerekiyor. Eski bir deri işçisi olarak yaşadığım deneyimleri genç işçi kardeşlerimle paylaşmak istiyorum.
Deri fabrikasında işe başladığımda çocuk denecek yaştaydım. İşe başladığım ilk dönemlerde bir gün, ansızın makineler susmuştu. Fabrika karanlığa ve sessizliğe gömülmüştü. Pencereyi açıp dışarı baktığımda bir işçi ıslık çalıyordu. Merak içindeydim. Ustam omzuma dokunarak, “Bak genç adam, burada bir fabrikadan bir işçi atıldığında diğer fabrikadaki işçilere haber vermek için ıslık çalınır. Makineler susmadan patronlar taleplerimizi kabul etmiyorlar. Birazdan işçilerin işten atıldığı fabrikanın önüne gideceğiz” demişti. Açılan bir pankartın arkasında yürümeye başlamıştık. Ustam pankartın önünde slogan attırıyordu. Yanımdaki bir işçiye pankartta ne yazdığını sordum. “Derma Deri Fabrikasının Yiğit İşçileri” yazıyor demişti. Fabrikanın önüne gittiğimizde binlerce işçi toplanmıştı, birçok pankart vardı. Böylece örgütlü olduğumuzda ne kadar güçlü olduğumuzu, işçiliği ve mücadeleyi grev ve direniş yaşayarak öğreniyordum.
1987 yılına geldiğimizde ise İstanbul’da ve İzmir’de patronların saldırılarına karşı mücadele veriyorduk. On binlerce deri işçisi üretimi durdurarak alanlara çıkmıştı. Üstelik biz bu mücadeleyi, 12 Eylül 1980 darbesinin toplumun diline kelepçe vurduğu, gözüne perde çektiği, kulakları sağır ettiği bir dönemde veriyorduk. Bir fabrikada grev veya direniş başladığında o fabrikadaki işçi kardeşlerimizin taleplerini kendi taleplerimiz olarak sahipleniyor, kabul edilmesi için bütün fabrikalarda şalterleri indiriyorduk. Patronlar taleplerimizi kabul etmek zorunda kalıyorlardı.
Bu yıllarda çalıştığım fabrikaya sendika getirmek için aylarca sessiz sedasız örgütlendik. Fakat nihayetinde örgütlendiğimizi haber alan patron benim de aralarında bulunduğum üç işçiyi işten attı. İşten atma saldırısına karşılık üretimi durdurarak cevap verdik. Bir işçi arkadaşımız fabrikanın balkonundan diğer fabrikalardaki işçilere sesleniyordu. Bu sefer ıslık bizim için çalınıyordu. Yarım saat sonra diğer fabrikalardan işçiler pankartlarıyla bizim çalıştığımız fabrikanın önünde toplanmışlardı. İşçi kardeşlerimizin coşkusu öyle yoğundu ki, hepimize güç ve moral veriyordu. Patronumuz iki gün sonra sendikamızla görüşmeyi kabul etmek zorunda kaldı. Bizler işimize döndük. Mücadele etmiş ve kazanmış olmanın haklı onuruyla çalışıyorduk.
1990 yılında ise çalıştığım fabrikada toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başlamıştı. Sözleşme taslağını bütün işçilerin katılımıyla hazırlamıştık. Fabrikanın yemekhanesinde yapılan toplu sözleşme görüşmelerine işçiler de katılıyordu. Bir tarafta işçiler, temsilciler ve sendikacılar, diğer tarafta ise patron ve temsilcileri vardı. Bir keresinde patronumuz bizim sözleşme taslağını kaldırarak, “Ben sizin bütün taleplerinizi kabul edersem sendikalı olmayan fabrikalarla rekabet edemem. Gidin sendikasız fabrikaları da sendikalı yapın. Benden de yüzde iki yüz zam isteyin” demişti. Bizim temsilcilerden biri de “Patron, orasını sen bize bırak, imzayı at. Yakında sendikayı oralara da sokacağız” demişti. Daha sonra, diğer fabrikalara da mücadeleyle sendikayı kabul ettirdik.
Bugün de işçilerin yapması gereken örgütlü mücadeleyi yükseltmektir. Patronların karşısına hep birlikte ve sınıfımızın gücüne güvenerek çıkmalıyız. O zaman ıslıkları yeniden çalabiliriz. O zaman şalterleri tekrar indirebiliriz.
1 Mayıs Marşı
Kol Kola, Omuz Omuza 1 Mayıs’a!
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...